Sema Aslan Fransız düşünür, 'simülasyon’ kuramının yaratıcısı ve postmodernizmi tanımlama / tarihlendirme çalışmalarıyla
son dönemin en tanınmış felsefecilerinden olan Jean Baudrillard, önceki gün 77 yaşında yaşama veda etti. Baudrillard, uzun süredir kanserle mücadele ediyordu.
Acaba onun ölümünün aslında 'gerçek’ değil de 'simgesel’ olduğunu söylemek, çok mu abartılı olur? Gerçek dünyadan, ancak onu üretebildiğimiz ölçüde söz edebileceğimizi söyleyen ve bu anlamda gerçeğin de bir tür simülasyona dönüştüğünü belirten Baudrillard, “Kusursuz Cinayet” başlıklı makalesinde “Dünyanın kendisi, kusursuz bir cinayet olarak gösterilebilir. Dünyanın bir varoluş nedeni, bir benzeri ve yaratıcısı yoktur. Belki de ilk baştan bugüne süregelen bir cinayet işlediğimiz söylenebilir” der. Özetle Baudrillard, dünyanın zaten gerçek olmadığını, gerçek dediğimiz 'şey’in bir his olduğunu ifade eder. O halde Baudrillard’ın kendisi de simgesel yok oluşuyla mevzu bahis edilebilir...
Sorbonne Üniversitesi’nde Alman edebiyatı okuyan, Nanterre Üniversitesi’nde Henri Lefebvre ile çalışan, 1929 Reims doğumlu Jean Baudrillard, Bertolt Brecht’in şiirlerini, Peter Weiss’ın tiyatro metinlerini çevirdi. Simülasyon, yığınların zihniyeti, öteki ve gerçeklik kavramları, çalışmalarının ana eksenini oluşturdu. Dili ve üslubu nedeniyle, kimilerince 'lirik’ ve 'karamsar’ bulundu. Özellikle ilgilendiği şeyin, günlük yaşamın eleştirisi olduğunu söyledi.
Çalışmaları, yansımasını sanatta da buldu. Dünyanın, bir detay olarak düşünüldüğünde kusursuz, ancak bir bütün halinde bakıldığında düş kırıcı olduğunu düşünen Baudrillard’a göre fotoğrafın kadrajı, dünyaya kusursuz bakışa imkan sağlar.
'Aslında savaş olmadı’Baudrillard’ın oyunlu dili, onu Körfez Savaşı sırasında oldukça medyatik yaptı. Bu savaşla 'keşfedilen’ düşünür, önce savaşın yaşanmayacağını, televizyon ekranlarına yansıyan görüntülerden sonra da haklı çıktığını, savaşın 'aslında’ yaşanmadığını söyledi.
Gördüğümüz, savaşın kendisi değil, yansımasıydı. Baudrillard, Nisan 2004’te geldiği İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 11 Eylül’e getirdiği yorumla da ilgi çekti. Düşünürün “Sanal Evren ve
Haber Dünyası” başlıklı makalesini okuduğu konferansın soru - cevap bölümü, katılımcıların hâlâ hatırında... Baudrillard, ikiz kulelere yapılan saldırıyı, bir tür 'kutsama töreni’ olarak nitelendiriyordu konuşmasında:
“İkiz kulelerden birindeki atölyesinde bir sanatçı, kulelerin önündeki meydana dikilmek üzere, bedeni oklarla delinmiş Aziz Sebastian heykelinin modern versiyonunu andıran bir yapıt üzerinde çalışmaktadır. Model olarak kendi bedenini almış olup bu bedenin içinden uçaklar geçmektedir. 11 Eylül sabahı kuledeki atölyesinde bu heykel üzerinde çalışmakta olan sanatçının öngördüğü olay gerçekleşerek kendi ölümüne yol açmıştır. Gerçek bir olaya dönüşen düş ürünü bir sanat eseri için bundan daha kusursuz bir kutsama töreni düşünülemezdi.”
Jean Baudrillard’ın Türkçedeki kitapları “Tam Ekran” / Yapı Kredi Yayınları
“Kusursuz Cinayet” / Ayrıntı Yayınları
“Tüketim Toplumu” / Ayrıntı Yayınları
“İmkânsız Takas” / Ayrıntı Yayınları
“Baştan Çıkarma Üzerine” / Ayrıntı Yayınları
“Amerika” / Ayrıntı Yayınları
“Cool Anılar 5 (2000 - 2004)” / Ayrıntı Yayınları
“Anahtar Sözcükler” / Paragraf Yayınları
“Sessiz Yığınların Gölgesinde Toplumsalın Sonu” / Doğu Batı Yayınları
“Cool Anılar 3-4” (1990-2000) / Ayrıntı Yayınları
“Simgesel Değiş Tokuş ve Ölüm” / Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
“Siyah 'An’lar 1-2 1980-1990” / Ayrıntı Yayınları
“Çaresiz Stratejiler” / Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi
“Kötülüğün Şeffaflığı - Aşırı Fenomenler Üzerine Bir Deneme” / Ayrıntı Yayınları
“Şeytana Satılan Ruh Ya da Kötülüğün Egemenliği” / Doğu Batı Yayınları
“Simülakrlar ve Simülasyon” / Doğu Batı Yayınları / Dokuz Eylül Yayınları
“Üretimin Aynası Ya da Tarihi Materyalist Eleştiri Yanılsaması” / Dokuz Eylül Yayınları
“Foucault’yu Unutmak” / Dokuz Eylül Yayınları
“Bir Parçadan Diğerine François L’Yvonnet ile Söyleşi” / İnkılap Kitabevi