Kültür SanatTelevole'nin kurbanı mı?

Televole'nin kurbanı mı?

18.04.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hayatı kitap olan manken Burçin Bircan, kurbanı olduğu televole kültüründen daha az eğlenceli ve daha az orijinal

Televolenin kurbanı mı



Televolenin kurbanı mı



0 yaşında uyuşturucudan ölen ve bir yol kenarında cesedi bulunan manken Burçin Bircan'ın hayatı Bir Metropol Hikayesi (Emrullah Erdinç, Alfa Yayınları) adıyla kitaplaştı. Tipik bir 'ünlü olma hayaliyle evden kaçan ve uyuşturucu - fuhuş - porno arasında hayatı kayan kız öyküsü' ile karşı karşıyayız. Bu klişelik, yazarın üslubundan çok, Bircan'ın hayatından kaynaklanıyor. Akılalmaz derecede güzel ve modern görünümlü bir genç kadının bu kaderi yaşamış olması gerçekten şaşırtıcı.
Evlatlık olduğunu öğrenince bunalıma girerek - lisede mankenlik kolu başkanlığı da yapmış olduğu - memleketi İzmir'den kaçan Bircan'ın İstanbul'da tutunabilmek, ünlü olabilmek uğruna verdiği mücadele ve içine düştüğü durumlar - dramlar, günümüzün uyanık mankenlerinden çok, '70'lerin artist olmak için evden kaçan saf kızlarını andırıyor. Babasının "Kızım Televole kültürünün kurbanı oldu" şeklindeki yakınması anlamlı değil. Bircan'ın öyküsü, mankenlik hayalleriyle geçen çocukluğuna rağmen, tipik bir televole öyküsü değil. Bircan'ınki her ülkede yaşanabilecek bir öykü.
Onu şov dünyası kültürünün kurbanı olarak tanımlamak daha mantıklı.
Hem neden televolenin adı hep kurbanlarla falan anılır? Neden zengin erkeklerle evlenen mankenlerin babaları "Kızım, televole kültürünün beynine aşıladığı 'manken ol & zengin koca bul & evlen & rahat et' stratejisini enfes bir şekilde uygulayarak kendine dört dörtlük bir hayat kurdu. Bize de üç ev, iki yazlık, bir jip, bir Mersedes aldı. Kızımız da biz de kurtulduk. Allah bu yüce kurtarıcıdan razı olsun" demez? Asıl televole öyküsü bu kültür tarafından 'kurtarılmış' kadınların ve onları kurtaran erkeklerinki değil mi? Televole, bir doğulu - liberal - fırsatçı - materyalist - 'işini bilir' yaşam felsefesi değil mi?

Eğlenceli, değil mi?
'Ortalama vatandaş' ve Bircan'ın babası, televole kültürü kavramını bu şekilde algılamıyorlar ama. Ya da sadece bu şekilde algılamıyorlar. Onu gençleri pençesine düşüren, uyuşturucuyla tanıştıran, geleneksel yapıyı tehdit eden bir tehlike, 'sex & drugs & rock'n'roll'vari bir batılı sefahat ve boşluk kültürü olarak görmeye eğilimliler. Ortalama vatandaş, belki Taksim'de takılan rocker ve clubber gençliği bile televole gençliği olarak tanımlıyordur. Bircan'ın öyküsü de bu dramatize tablonun içine çok iyi oturdu. 'Mesaj verme meraklıları' ve dram tacirleri için süper bir malzeme doğdu.
Ortalama vatandaş, televole kültürünü aşırı bir batılılaşma içerdiği gerekçesiyle beğenmiyor. Bazı 'snob' entelektüeller ise onu, içerdiği şiddetli taşralı öğe gerekçesiyle, görünürdeki modernliğinin altında itici bir taşralılığı barındırdığı gerekçesiyle beğenmiyorlar. Birbirine çok uzak, hatta belki zıt duran bu iki kesim, televoleyi zıt açılardan algılıyorlar ama ironik bir şekilde televole karşıtlığı ortak paydasında birleşiyorlar. Her iki zıt kesim de televolede kendi zıttını görüyor aslında. Eğlenceli, değil mi?
Televole kültürü kavramının algılanışındaki görecelik, belki bu kültürün kendisi kadar eğlenceli ve orjinal. Burçin Bircan ve kaderi ise, kurbanı olduğu söylenen televole kültüründen daha az eğlenceli ve daha az orijinal.
Ama Burçin Bircan televole kültüründen çok daha güzel. (Bu, televole kültürünün çirkin olduğu şeklinde algılanmak zorunda değil) Ve sadece daha az güzel olan hayatta. Hem de tüm görkem ve ışıltısıyla.

POPULER KÜLTÜR


















KEŞFETYENİ
Uzun süredir tedavi görüyordu! İşte Kadir İnanır'ın son hali
Uzun süredir tedavi görüyordu! İşte Kadir İnanır'ın son hali

Cadde | 11.05.2025 - 17:30

Uzun süredir tedavi gören usta sanatçı Kadir İnanır'ın son hali ortaya çıktı.