04.07.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
HABER MERKEZİ
Ntvmsnbc’ye konuşan Demirel, çıktığı uzun yolda aldığı sadece beş hediyeyi gözünün önünden ayırmadığını söyledi. Demirel, bu hediyeleri de şöyle sıraladı: Genç bir mühendisken ABD’li bir meslektaşımdan aldığım cetvel, Çanakkale gazisi bir Kur’an-ı Kerim, Fırat’tan Harran’a ulaşan ilk su, Seyhan Barajı’nı hatırlatan buğdaylar ve Isparta’da elektrik bağlanan bir köyde söndürdüğüm lamba.”
Kasketi istedi
Siyasete atıldığı ilk yıllarda köylülerin sesi haline gelen Demirel, kendisine kasketi daha çok yakıştırmış ama Bülent Ecevit daha önce kullandığı için ona da fötr kalmış. Demirel, fötr şapkası için “Ama ben de bir stil getirdim. Arkaya doğru ve yan kullanarak” dedi. Hayatını verdiği politikayı da “Siyaset meslek değildir, Bir ilim de değildir. Nedir derseniz? Siyasettir derim” diye tanımlayan Demirel, siyasete girişini de şöyle anlattı: “Babam Adnan Menderes’i hatırlattı. Annem ‘Siyasete girme oğlum’ dedi. Babama ‘siyasete girmezsem pişman olacağım’ deyince pes etti. ‘Ne istiyorsan onu yap’ dedi.”
Demirel, Zincirbozan sürgün günlerini anlatırken de haritaya bakarak, “Ankara’ya 653 km., İstanbul’a 320 km. İzmir’e 325 km. Yıllar sonra iş başına geçince ilk işim Çanakkale’ye havaalanı yapmak oldu” dedi.