AYSUN KAYACI, FUTBOLCU EMRE İLE OLAN FIRTINALI İLİŞKİSİNİ TANIMLADI

Aslı Çakır Futbolcu Emre Aşık'tan ayrıldıktan sonra tuvaletlerde sinir krizleri geçiren Aysun Kayacı, artık yaşıtı bir gençle lise aşkı yaşamak istiyor. Ayrıca meslek icabı verilen pozların kendisi yansıtmadığını da anlatıyor. 1979 doğumlu, sarışın, tavşan dudaklı... Pozları çok seksi... Fotoğraf çekilirken hemen üzerini çıkarıyor, bikini üstüyle poz veriyor, uzanıp pantolonunun düğmelerini açıyor.
Peki ya konuşurken?
Aysun Kayacı sohbet sırasında bambaşka biri oluveriyor. "Meslek icabı açılmak başka şey. Ama pantolon düğmelerimi sevişmek amacıyla açmak durumunda kaldığımda utangaç oluveririm," diyor. Mankenliği para için yapıyor. Hayali artist olmak değil. Aslında yurtdışına yerleşip okumak istiyor. Bunun için garsonluk bile yapmayı göze almış. Bir ara "maceracı gazeteci" olmayı hayal etmiş ama vazgeçmiş. Açıköğretim'de Halkla İlişkiler Bölümü'nde okuyor. Bitirip bitirmemek umrunda değil.
"Bu sektörde ruh sağlığım hala bozulmadıysa bunun nedeni mahalle arkadaşlarım. Türk dizilerindeki dostlar gibiyiz," diyor. Partilerden, 2019 gibi mekanlardan hoşlanmıyor. Ailesine çok bağlı. Beden diline çok önem veriyor. Tokalaşırken elimi nasıl da sıkıyor! Bir ara yanaklarımı bile okşuyor. Ona başta çok kibar ve samimi yaklaşan 35 - 40 yaşındaki adamlar için, "Amca sonradan mutasyona uğruyor; bakışları, hareketleri değişiyor; çok komik oluyor," diyor. 'Sterilize bir ilişkimiz vardı!'
1997'de Elite Model Look üçüncüsü olan Aysun Kayacı'ya röportajın başında "Lütfen Selin Toktay yüzünden ayrıldığın eski sevgilin futbolcu Emre Aşık'tan bahsetmeyelim," diyorum. Çok seviniyor ve anında başlıyor Emre'yi anlatmaya. Şaşırıyorum. Benim sürekli konuyu değiştirmeye çalışmam işe yaramıyor. Anlatıyor: "Basın sayesinde öğrendim olanları. 1,5 - 2 sene çok güzel, Selin gibi kızların olduğu bu camiadan ve basından uzak, sterilize edilmiş bir ilişkimiz olmuştu (Böylece düzeyli ilişkiden sonra yeni bir ilişki türü ortaya çıktı: Sterilize! A.Ç.). Emre'den böyle bir şey beklemiyordum. Sen git, tanınan bir kızı seç ve tanınan bir yerde yemek ye beraber. Bana da söyleme... Bu ne kadar kötü bir şey biliyor musun? Yakalanmak kızın işine geliyor tabii. Tüm bu olanlar onların hatası..."
Soluk almadan devam ediyor: "Öğrendiğimde İzmir'de provadaydım. Tuvaletlerde çığlıklar ata ata ağladım, manken arkadaşlarım sakinleştirdi. Sürekli kustum. Defileye çıktığımda ruh gibiydim ilaçlardan. Kimse bunları düşünmüyor, Aysun şimdi konuşuyor, diyorlar."
Ya sonra? "Dur anlatıyorum. Ayrılıkla beraber hastanelik oldum. Günlerce yemek yiyemedim. Eve kapandım, anti - depresan hapları kullanmaya başladım. Allah büyük dedim, ne Selin'i ne Emre'yi aradım." Şimdiyse her şey bitmiş. Artık ne Emre'ye ne Selin'e karşı hiçbir şey hissetmiyormuş. "Şimdi Selin'i görsem trip atmam yani," bile diyebiliyor. Ama Selin Toktay'ın Emre için, "Travestilere takılıyor," lafına sinirleniyor, "Yok öyle bir şey," diyor, "lekelemek için söylüyor."
Artık rahat çünkü her şeyi çözmüş. "Selin benim uçum. Benim gözlerim hiçbir zaman onun gibi fıldır fıldır olmadı. Demek ki Emre'nin istediği böyle bir kızmış. Bir yerlerde bakışıp kesişmişler. Ben öyle biri olmak istemiyorum ki. Hem artık kadınlar erkek ayartmanın bir marifet olmadığını öğrensinler. En çirkin, en basit bir kadın bile bir erkeği iki üç hareketle ayartabilir. İstesem ben de yaparım yani," diyerek neden rahatladığını anlatıyor.
Aysun biraz yorulmuş. "Beni etkilemek istiyorlar, farkına varıyorum ama karşılık veremiyorum," diyerek anlatıyor bu yorgunluğunu. Zaten yeni tanıştığı bir erkekle de başbaşa bir yere gitmezmiş. Mutlaka arkadaşlarını da yanına alırmış. Hem kim olduğu belli olmadığı için hem de adama umut vermemek için. Düzeyli ilişki ne demek?
Sürekli Emre'yle ne kadar düzeyli bir ilişkisi olduğunu zannettiğinden bahsedince dayanamayıp soruyorum: "Bu düzeyli ilişki de ne demek? İnsanlar öyle bir kullanıyorlar ki bu lafı sanki içinde yatak yok der gibi."
Hemen cevap veriyor: "Alakası yok. Düzeyli ilişki demek, saygılı, hakaretlerin olmadığı bir ilişki demek. İyi bir ilişkide yatağa gitmek, kafeye gitmek kadar doğal."
Aysun Kayacı biraz tutucu. Mesela iççamaşırı defilesine çıkmıyor, transparan giymiyor. Yatak kıyafeti olarak görüyor bunları ve içinde rahat edemediğini belirtiyor. Profesyonel bir düşünce olmadığının farkında ama Türkiye'de kimsenin iççamaşırına bakacağına da inanmıyor. Bazen iççamaşırı defileleri için teklif edilen paraları görünce acaba mı diyormuş ama sonra ileride çocuğunun "Anne bu ne hal," dememesi için kabul etmiyormuş.
Çocuk deyince... Artık yaşıtı olan, mankenler camiasının kokteyllerini, partilerini merak etmeyen, aklı başında bir gençle lise aşkı yaşamak istiyor. Sonra da evlenmek, çoluk çocuğa karışmak.

Merak: Bilimkurguya bayılıyor. Film ve kitap tercihini bu türden yana kullanıyor. Star Wars'u dört gözle bekliyor.

Para: Kazandığı paraları annesine teslim ediyor.

Mankenlik: Artık eski zevki almıyor. "Sadece kimse beni beğenmezken, tanımazken, kendimi herkese kabul ettirmek, basamakları birer birer tırmanmak güzeldi," diyor.