KESİNTİSİZ 8 yıllık zorunlu eğitim yasası, daha Meclis'e gelmeden, kavgası başladı. RP'liler, 8 yıllık zorunlu eğitimin gündeme geldiği 1973'ten bu yana sürdürdükleri olumsuz tavırlarını, hala sürdürüyor.
Yaklaşımları, olaya çözüm değil, çözümsüzlük getiriyor. 24 yıldır, bozuk plak gibi hep aynı terane:
"İmam hatipleri kapattırmayız."
Kim kapatıyor ki? Bırakın kapatmayı sayıları, her on yılda ikiye, üçe katlanıyor.
Tıpkı türban konusunda olduğu gibi, polemik yaratarak, amacın üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğunu her fırsatta ortaya koyuyuyorlar.
Bugün, Türkiye'de kişi başına ortalama 3.6 yıl eğitim düşüyorsa ve eğitilmiş insan sıralamasında en altlarda geziyorsak, RP'nin bu konuda takındığı olumsuz tavrın çok büyük etkisi var.
Bir kere, her şeyden önce, şu konunun altı çok iyi çizilmelidir:
8, 10 yıllık temel eğitim, imam hatiplerin orta kısımlarının kapatılması için değil, Türk insanın çağa yakışır bir temel eğitim alması için istenmektedir. Kesintisiz olması, çocuklarımızın imam hatiplere yönelmesini önlemek için değil, uygar bir insanın alması gereken temel eğitim içindir.
Bu konuda, ne 8 yılı gündeme getirenler, dertlerini gerçek anlamda anlatabilmiş, ne de RP'liler niye karşı çıktıklarını...
Refahlı Devlet Bakanı Ahmet Cemil Tunç'un söylediklerine bakın. Aklınca gözdağı veriyor:
"Halk imam hatipleri istiyor. Halkın isteklerinin karşısına geçilmesi durumunda iç barış bozulur."
Aklı başında, sağduyulu, üstelik de bir bakan nasıl böyle konuşur!
Türkiye'de din eğitiminde bir problem olduğu kesin. Sadece imam hatiplerdeki din eğitimi değil, diğer tüm okullardaki din eğitimi yendine gözden geçirilmelidir. Çağdaş anlamda bir din eğitimine kim karşı çıkar ki?
Politik nedenlerle, asıl amaçlarından uzaklaştırılan imam hatiplerden Diyanet İşleri Başkanlığı bile memnun değil. Diyanet, imam hatip liselerinden mezun olan öğrencilerin yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve cemaatin karşısına çıkacak düzeyde bulunmadıklarını açık açık söylüyor.
O halde Anadolu liseleri gibi onları da sulandırma yerine, asıl amaçlarına uygun bir şekilde nasıl daha iyi öğrenci yetiştirecekleri tartışılsa daha iyi olmaz mı?..
Dinini iyi bilen doktor, mühendis, kaymakam, savcı yetiştirelim derken, camiye gidenleri dinden soğutan imamlar yetiştirilmesine daha ne kadar seyirci kalınacak?
İmam hatiplerde okuyanların çoğunluğu kırsal kesimden. Çünkü, bilinçili olarak diğer yatılısı olan okullar kapatılarak, öğrenciler bu okullara yönlendirildi. Yatılı bölge okullarının sayısı artırılarak, öğrencilere, imam hatiplerle birlikte başka seçenekler de sunulsa daha iyi olmaz mı?..
İmam hatip savunucuları gibi Anadolu liseleri ve kolejlerde çocuğu bulunanlar da, yeterince bilgilendirilmedikleri için panikteler. Örneğin Lozan Antlaşması'na göre, tek bir çivi çakmalarına dahi izin verilmeyen yabancı okulların durumu ne olacak? İlkokul açmalarına izin verilecek mi?..
8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yasası, Refah Partisi'ni dışlayarak değil, ikna ederek çıkartılmalıdır. Yoksa daha fazla baş ağırtmaktan öte hiçbir işe yaramaz...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025