SEKİZ yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin yasallaşması için, demek ki, illa da, Milli Güvenlik Kurulu'nun bir karar alması gerekiyormuş. Daha önce Milli Eğitim Şurası'nda da oybirliği ile sözkonusu karar alınmış ama, muhalefet partileri, bırakın yasa teklifi hazırlamayı, gündeme bile getirmemişlerdi.
Olsun, öyle ya da böyle, yasal hale gelmesi sevindirici bir gelişme.
Milli Güvenlik Kurulu'nun tavsiyelerinin dikkate alınması gerektiğini düşünenen RP dışındaki siyasi partiler, hükümetten, bu konuda ümidi kesmiş olacaklar ki, ortak bir yasa teklifi hazırlamışlar.
CHP'den Altan Öymen, ANAP'tan Kaya Erdem, DYP'den Hasan Denizkurdu ve DSP'den Tahir Köse tarafından hazırlanan ve zorunlu eğitimin 8 yıla çıkartılmasını öngören teklif, milletvekillerinin imzasına açılmış.
Bakalım, ne kadar destek bulacak?
Ağızları açıldı mı, laiklik, çağdaşlık, çocuk, genç ve eğitim konularında mangalda kül bırakmayan politikacılar, eğitimin "olmazsa, olmaz" kuralı, zorunlu eğitimin artırılması konusunda nasıl bir tavır sergileyecekler.
Tam ayrıntılarını bilmiyorum. Ama, eğer yasa teklifi, "Temel eğitim, 8 yıl ve zorunludur" şeklinde getirilirse, buna Refah Partisi de, hiç düşünmeden imza atar. Hatta "8 yıl az, 10, 11 yıla çıkartalım" derlerse de, hiç kimse şaşırmasın.
Sayın milletvekillerimiz, bu konuları çok iyi bilirler (!) ama, biz yine de bazı konularda hatırlatma yapmakta yarar görüyoruz.
Milli Eğitim Şürası'nın kabul ettiği ve dünyada da kabul gören şekli, eğitimin kesintisiz 8, 10 yıl olmasıdır. Yoksa şimdi olduğu gibi ilkokulun üzerine ortaokulu da zorunlu hale getirmenin hiçbir anlamı yoktur.
Yani 8, 10 yıllık zorunlu eğitim, hiç tartışmasız, bir bütün halinde olmalıdır.
RP buna, "imam hatiplerin orta kısımları kapatılacak" diye, 24 yıldır şiddetle karşı çıkıyor. Hepsini toplasanız imam hatiplerin orta kısmında birkaç yüz bin öğrenci var. Üstelik sadece onlar kapanmayacak ki, en az onlar kadar ilgi odağı olan tüm Anadolu liseleri ve kolejlerin orta kısımları da kapanacak. Yani RP'nin bu konuda, bir bardak suda fırtına koparması hiç doğru değildir.
8, 10 yıllık zorunlu eğitime, RP'den çok tarikatlar karşı. Çünkü, saltanatlarını bu şekilde sürdebiliyorlar. Kuran kurslarındaki öğrencilerin büyük bir çoğunluğu 16 yaşın altındaki öğrenciler. Böyle bir yasa çıkması halinde hepsinin kapısına kilet vurmak gerekecek. Bu zorlamayla değil, kendiliğinden olacak. Çünkü 16 yaşına gelen bir genç, geleceğine yönelik daha sağlıklı karar verme yetisine sahip olacak. Onları korkutan da bu: "Ya öğrenciler yine bize gelmezse!"
8, 10 yıllık "kesintisiz" zorunlu eğitim yasasının çıkması da, tek başına yeterli değil. Bu yasanın uygulanırlığını kim takip edecek? Bu çok önemli!
Milli Eğitim Bakanlığı mı? Geçin. İçişleri Bakanlığı mı? Geçin. Milli Güvenlik kurulu mu? Geçin. Ya da adı konulmamış bir bakanlık mı?..
Eğer mevcut bakanlıklar ve MGK, görevlerini bugüne kadar yapmış olsalardı, zorunlu eğitim çağındaki milyonlarca çocuk, Kuran kurslarında, tarikat yurtlarında, kırda - bayırda, sokakta değil, okulda olurdu.
Yasa hazırlayıcılar, olaya sadece temel eğitim sorunu gibi değil, bir bütün olarak bakmak zorundalar. Yani üst öğretim kurumlarına geçiş ve kaçıncı sınıftan sonra, hangi alanlara yönlendime yapılacağı çok iyi düzenlenmelidir. Yoksa çıkartacakları yasa, mevcut mekanizma içerisinde yarardan çok zarar getirir. Dini eğitime yönelen öğrenci sayısı, birkaç yüz binlerden, birkaç milyonlara yükselir. Dahası bütün okullar, şimdi olduğundan daha fazla, muhafazakarların eline geçer!!!
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025