Haymana, Milli Müca- dele’nin son kalesi, ordularımızın Viyana Kuşatması’ndan itibaren geri çekile çekile geldiği son noktadır.Haymana, Milli Müca- dele’nin son kalesi, ordularımızın Viyana Kuşatması’ndan itibaren geri çekile çekile geldiği son noktadır.
Mustafa Kemal’in “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bulunduğunuz nokta ve bütün vatandır” dediği, Milli Mücadele’nin karargâhının bulunduğu yerdir.
Ankara Üniversitesi ve Haymana Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen sempozyumlar serisinin 8.sinde yine çok çarpıcı tebliğler vardı.
Açılış seremonisinde bu yıl Seymenler de vardı. TBMM Başkan Vekili Levent Gök, Mustafa Kemal ve onlarla ilgili çok önemli bir anekdotu izleyicilerle paylaştı. Anlatımı, üslubu Sunay Akın tadındaydı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni öğretim yılı mesajı çok net!
Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı Twitter hesabından yayınlanan mesajında “Oku, düşün, uygula, neticelendir” sözleri paylaşıldı...
Düşünen, soran, sorgulayan, araştıran, geliştiren, uygulayan ve en önemlisi de aldığı işi sonuna kadar götüren gençler yetiştirmek ülke olarak en önemli beklentimiz.
Peki, eğitim sistemimiz bunu gerçekleştirebiliyor mu? Gerçekleştiriyor olsaydı, eminiz ki Cumhurbaşkanı’nın yeni öğretim yılı beklentileri çok daha farklı olurdu. Demek ki bu konuda hâlâ eksiklerimiz var ve daha çok yol almamız gerekiyor...
Eğitim, eğitim, eğitim…
Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019-2020 eğitim öğretim yılının başlaması dolayısıyla yayınladığı bir başka mesajda da kalkınma ve ilerleme yolunda Türkiye’yi hedeflerine ulaştıracak en temel gücün eğitimli, nitelikli insan gücü olduğunu bildirdi. Bu anlayışla, eğitimin her zaman öncelikli meselelerinden biri olduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Genç ve dinamik bir nüfusa sahip
Eğitim için pek çok şey söylenebilir; nereden baktığınıza göre her şey diyen de vardır, hiçbir şey diyen de...
Diğer sorunlar öylesine derin ki okulların açılması kimsenin umurunda değil. Konuşulan tek şey, dünkü trafik yoğunluğuydu!
İşte böylesi bir ortamda, yeni öğretim yılı, hayallerin, yeteneklerin, heyecanların, umutların köreldiği değil, keşfedildiği, doğru yönlendirildiği, desteklendiği, kök saldığı çok özel bir yıl olsun!
Öğrenciler, öğretmenler, veliler, okullara ayaklarını sürterek değil coşkuyla gitsinler, keyifli dönsünler.
Çünkü eğitim hayattır. Okulda mutluysanız mutlu, mutsuzsanız mutsuzsunuzdur!..
Yeni öğretim yılında herkese sabır diliyoruz, özellikle de çok büyük bir özveriyle görev yapan öğretmenlerimize.
Ve umarız, bu öğretim yılı, atama bekleyen yüz binlerce öğretmenimizin öğrencilerine kavuştuğu bir yıl olur.
Eğitim bir yaşam biçimidir.
Dünyanın en güzel coğrafyasına, tarihine, kültürüne, mutfağına, denizine, kumuna, güneşine, termal sularına, kayak merkezlerine, doğa harikalarına ve turizm adına aklınıza ne geliyorsa her şeye sahibiz. Ama biz hâlâ petrolümüz, altınımız, onumuz, bunumuz, şunumuz yok diye yakınıp duruyoruz!..
Uzun vadeli bir turizm planımız var mı? Örneğin 2023 vizyonu ne? Kaç milyon turist? Kişi başı ne kadar gelir? Yıl boyu turizm için alternatifler neler? Yeni yatırımlar var mı? En önemlisi de 100 milyonluk turist hayali için personel yetiştiriyor muyuz?
Tıpkı olimpiyatlarda olduğu gibi hep istiyoruz ama gereğini ne kadar yerine getiriyoruz işte o çok tartışmalı. Hâlâ, günü kurtarmanın ötesine geçemiyoruz. Turistleri olduğu gibi yatırımcıları da ürkütüyoruz!...
Amerikalı turist!
Son uzun yaz tatilinden sonra okullar yarın yeni öğretim yılına merhaba diyecek. Milyonlarca öğrenci öğretim hayatına yeni bir başlangıç yapacak.
Kimi anaokulu ya da ilkokula başlayacak, kimi de ortaokul, lise veya üniversiteye...
Hepsinin ortak özelliği, yeni bir okul, yeni bir çevre ve yeni öğretmenlere karşı tedirginlik içerisinde olmaları.
Yeni okul sendromu öyle kolay kolay atlatılacak bir durum değil.
Pazartesi günü yeni öğretim yılı başlıyor. 20 milyona yakın öğrenci ve öğretmen ile 30 milyondan fazla veli yeni bir eğitim maratonuna başlıyor...
Peki, okullarımız, eğitim sistemimiz, öğrenci, öğretmen ve velilerimiz yeni öğretim yılına hazır mı?..
Memnun olan yok gibi. Sıkıntıların dozu konusunda ise kimi az diyor kimi de abartıyor. Yani bir anlamda, nereden baktığınıza göre, her şey değişkenlik gösterebiliyor.
Proje çöplüğüne dönenen MEB, hâlâ yeni projeler peşinde. Daha da vahimi, daha önce işe yaramaz diye kaldırdığı uygulamaları sanki yeniymiş gibi pazarlamaya çalışıyor. Eleştirenler ise bazen dozu öylesine kaçırıyorlar ki “Tamam ama daha o kadar da dibe vurmadık” dedirtebiliyor...
MEB, öyle ya da böyle günlerdir orada burada uzun uzun yeni öğretim yılına ilişkin görüşlerini paylaşıyor. Peki ya sendikalar, bu konuda ne diyor?
İşte size iki sendikamızın yeni öğretim yılına yönelik değerlendirmeleri...
‘Atama yapılsın’
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan tarafından açıklanan “2019-2020 E
2.5 milyon aday üniversiteli olmak için başvurdu ve şu anda dörtte üçü açıkta.
En az 200 bini için hâlâ üniversiteli olma şansı var. Ama eminiz ki bu 200 bin kontenjanın da en az yarısı yine boş kalacak!
İşte bu noktada, yüz binlerce aday ve ailelerinin kafası karmakarışık.
Şöyle bir ikilem içerisindeler.
Ne olursa olsun bu yıl bir yere girip, üniversite sınav maratonunu tümüyle bitirsinler mi, yoksa gelecek yıl şanslarını bir kez daha denesinler mi?
Zor bir karar!
Bekleme kararı alsalar, gelecek yıl, belki bu kadarını da bulamayacaklar!
Ne yapıp edip bir yere girseler, akılları giremedikleri bölümlerde ve gidemedikleri üniversitelerde kalacak!..
Ek yerleştirmeyle birlikte, devlet mi yoksa vakıf mı sorusu daha sıkça sorulmaya başlandı.
Üniversitelerde ek yerleştirme süreci bugün başlıyor ve anne babaların da adayların da özellikle cevabını aradıkları sorulardan biri de şu:
Parasız devlet üniversiteleri mi yoksa her yıl için bir servet ödemek gereken vakıf üniversiteleri mi?
Yüksek puanlı öğrenciler için birinci yerleştirmede olduğu gibi ek yerleştirmede de hiçbir sorun yok, isterlerse devlette, isterlerse kendilerine burs vermek için yarışan vakıf üniversitelerinden birinde rahatlıkla öğrenci olabilirler.
Ama paranız ve yüksek puanınız yoksa ne devlette ne de vakıflarda çok fazla şansınız olmayabilir.
Puanınız düşük ama paranız varsa, vakıf üniversitelerinin tüm kapıları sonuna kadar size açık.
En iyi miras?
Çocuklara bırakılacak en iyi mirasın eğitim olduğunu göz önünde bulundurulması gerektiğini özellikle hatırlattıktan sonra, bu ikilemden kurtulmanıza olanak sağlayacak bazı açılımlar getirmek istiyoruz.