Ek yerleştirmeyle birlikte, devlet mi yoksa vakıf mı sorusu daha sıkça sorulmaya başlandı.
Üniversitelerde ek yerleştirme süreci bugün başlıyor ve anne babaların da adayların da özellikle cevabını aradıkları sorulardan biri de şu:
Parasız devlet üniversiteleri mi yoksa her yıl için bir servet ödemek gereken vakıf üniversiteleri mi?
Yüksek puanlı öğrenciler için birinci yerleştirmede olduğu gibi ek yerleştirmede de hiçbir sorun yok, isterlerse devlette, isterlerse kendilerine burs vermek için yarışan vakıf üniversitelerinden birinde rahatlıkla öğrenci olabilirler.
Ama paranız ve yüksek puanınız yoksa ne devlette ne de vakıflarda çok fazla şansınız olmayabilir.
Puanınız düşük ama paranız varsa, vakıf üniversitelerinin tüm kapıları sonuna kadar size açık.
En iyi miras?
Çocuklara bırakılacak en iyi mirasın eğitim olduğunu göz önünde bulundurulması gerektiğini özellikle hatırlattıktan sonra, bu ikilemden kurtulmanıza olanak sağlayacak bazı açılımlar getirmek istiyoruz.
Son kararı verecek olan elbette yine sizsiniz ama şu soruları da kendinize sorun:
- İddialı olmayan bir devlet üniversitesinin çok fazla istemediğiniz bir bölümünde mi okumak istersiniz, yoksa vakıf üniversitelerinin birinde, en çok istediğiniz bir bölümde mi öğrenci olmayı düşünürsünüz?
- Ailenizin bulunduğu kentten farklı bir kentteki devlet üniversitesinde mi öğrenim görmek istersiniz, yoksa evinize en yakın bir vakıf üniversitesinde mi?
- Elinizdeki ekonomik kaynakları üniversite öğrenimi için mi harcamak istersiniz, yoksa yurt dışında yüksek lisans ya da doktora için mi saklarsınız?
- İyi bir puanınız var. Bu puanı, en çok istediğiniz devlet üniversitesinden birinde değil de daha sonra gelenlerde mi değerlendirmek istersiniz, yoksa vakıf üniversitelerinin en iddialı olanlarında tam burslu olarak mı okumayı düşünürsünüz?
- Çocuğunuzun geleceği için ev, arsa, hisse senedi gibi yatırımlar mı yapmak istersiniz, yoksa öğrenimi için mi harcarsınız?
Benzeri soruların sayısını fazlasıyla artırmak mümkün. Ve hepsi de çok önemli. Alacağınız her kararın yaşamınızın bundan sonraki bölümüne yön verecek olması üzerinizdeki yükü daha da artırıyor. Ama en kötü kararın bile kararsızlıktan iyi olduğunu sakın unutmayın!
Açık kontenjanlar
Boş kalan kontenjan sayısında bu yıl yine patlama yaşandı. Oysa, YÖK, hem ilgi görmeyen bölümleri kapatmış hem de kontenjanları ciddi oranlarda azaltmıştı. Peki o zaman, üniversite önünde bekleyen 2.5 milyon aday varken, 200 bine yakın kontenjan niye hâlâ boş?
Görünen o ki ek yerleştirmeden sonra da yine çok sayıda kontenjan açığı olacak.
Kötü tarafı, her yıl milyarlarca lira heba oluyor. İyi tarafı ise ille de üniversite okumak isteyenler için fazlasıyla yer var. Yeter ki ne istediğinizi bilip, doğru karar verin ve doğru bir tercih sıralaması yapın...
Ve bu aşamada devlet ya da vakıf üniversitesi kararı verirken, sadece bu yılı değil, önümüzdeki 4-5 yılı her yönüyle göz önünde bulundurun, yoksa gözü kapalı bir maceraya atılmış olursunuz! Çünkü üniversite kontenjanlarının boş kalmasının en önemli nedeni işsizlik!
Özetin özeti: Geleceği doğru okuyan, doğru üniversite ve doğru meslek seçimi yapan, diğerlerinden bir adım önde olacak! Diplomayla artık bir şey olunmayacağını ne olur anlayalım ve ona göre hareket edelim!...