Tevhid-i Tedrisat, YÖK ve TİNK Koleji

3 Mart 2018

Mustafa Kemal, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl bir eğitim sistemi arzuladığını, 17 Temmuz 1921’de gerçekleşen 1. Maarif Kongresi’nde şöyle dile getirdi:

“Eğitim, memleketin çocuklarının birlikte ve eşit olarak kazanmak zorunda oldukları bilim ve fendir”.

Eğitim tek elden verilecek, her çocuk yararlanacak ve temeli de bilim ve fen olacak.

3 Mart 1924, TBMM’de üç devrim yasasının kabul edilmesiyle bu yol açıldı.

Ulusal birliğin mihenk taşı Tevhid-i Tedrisat yani eğitimin birliği, bütünlüğü kanunuyla ülkedeki eğitim kurumları tek elde toplandı, Şeriye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılmasıyla modern hukukun önü açıldı, halifeliğin kaldırılmasıyla da laik devlet mekanizması için en gerekli adımlardan biri atıldı.

94 yıl önce çıkarılan 3 devrim yasasıyla İslam coğrafyasındaki ilk laik devleti kurarak, bulunduğu bölgeye örnek olan ülkemiz, dün olduğu gibi bugün ve yarın da Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyetimizin kazanımlarına, ülke bütünlüğüne, laik, bilimsel, demokratik eğitime sahip çıkmaya elbette devam edecektir...

Eğitim sistemimizin sorunları yok mu, tabii ki var! Ama tüm bu sorunları aşacak, çok güçlü bir irademiz de var!..

Fark yaratanlar

Yazının Devamı

Üniversite başvuruları başladı ama ya sonrası?

2 Mart 2018

Üniversite sınavları için başvurular dün başladı.

En az iki milyon adayın başvurması bekleniyor.

Ve iddia ediyoruz, bu yıl da tıpkı geçen yıl olduğu gibi en az 300 bin kontenjan boş kalacak!

Çünkü gençler YÖK ve üniversitelerin kendilerine dayattıkları meslekleri değil, hayallerini süsleyen ya da mezun olduklarında iş bulabilecekleri meslekleri istiyorlar.

Oysa YÖK ve üniversiteler bunun çok ötesindeler...

Önceki yıllarda yaşanan tecrübelerden hiç ders aldık mı?

Kesinlikle hayır!

Açıklanan yeni sisteme, yayımlanan kılavuza, açılan yeni üniversitelere ve fakültelere bakıldığında, maalesef değişen hiçbir şey yok.

Yazının Devamı

Hocaların hocası Orhan Oğuz Hoca!

28 Şubat 2018

40 yıla yaklaşan gazetecilik yaşamımda pek çok siyasetçi ve eğitimciyi yakından tanıma olanağı buldum.

Peki, ne kadarı iz bıraktı?

Bir elin parmaklarını geçmez!

İşte onlardan biri de Orhan Oğuz!

80’li yılların iz bırakan rektörlerindendi.

Doğramacı YÖK Başkanı, Kemal Kafalı İTÜ, Cem’i Demiroğlu da İstanbul Üniversitesi rektörüydü.

Ne YÖK’çü ne de Kafalı gibi anti YÖK’çüydü.

Arı gibi çalışır, büyük işler başarır ama asla vitrine çıkmaz, caka satmazdı!

Yazının Devamı

Paran yoksa çocuğunu al git! Bu mu eğitim!

27 Şubat 2018

Bir anne baba için çocuğunun geleceğinden daha önemli bir şey yoktur. Yemez, içmez, gezmez ama o en iyi eğitimi alsın ister!..

Dershane sektörünün bu kadar büyümesi de zaten bu yüzden.

Parası olan koleje gönderir, olmayanın tek şansı ise Anadolu liseleri ya da fen liseleridir.

İyi bir liseye girdiğinde, iyi bir üniversite de arkasından gelir ve hayatı kurtulur.

Anadolu’nun kuş uçmaz, kervan geçmez pek çok yerinden dünya markası olan gençlerimizin çıkması hep böyle olmuştur.

Son üç yılda dershaneden dönme, çakma kolejlerin sayısı neredeyse yüzde 300 arttı.

Yıllık öğrenim ücreti 100 bin lira olan da var, 15 bin lira olan da.

Bu yüzden herkes bir şekilde çocuğunu koleje göndermeye başladı.

Yazının Devamı

Bir başarı destanı ve gençlere öğütler

25 Şubat 2018

Gönül Talu 80 yaşında ve ömrünün 60 yılı şantiyelerde geçmiş, başarılı hem de çok başarılı bir inşaat mühendisi.

Hani şu Atatürk’ün geleceği emanet ettiği gençlerden biri. Genç Türkiye Cumhuriyeti için baraj, otoyol, tünel, viyadük, köprü, havaalanı, metro yani inşaat adına aklınıza ne geliyorsa pek çoğunun altında imzası var. Yaptığı baraj sayısı 24, gerisini siz düşünün!..

Son 50 yılımıza damga vuran tüm liderlerle, ya temel atma ya da açılışlarda fotoğrafları var. O kuşağın diğer tüm mühendisleri gibi o da adeta modern bir Türkiye için ant içmiş ve arı gibi çalışmış!

Biz de Demirel’i Barajlar Kralı sanıyorduk diyecek oldum, “O karar vericiydi, biz uygulayıcı. O bıraktı, biz devam ettik” dedi.

Elazığ’da doğup büyümüş, İTÜ’yü bitirmiş ve kısa bir devlet ve serbest çalışma döneminden sonra Doğuş İnşaat’a girip Baba Şahenk ile birlikte çok uzun bir yola çıkmışlar...

Tesadüfen tanıdım, kısa bir sohbetimiz oldu, babacan tavırlarıyla dikkat çekince, kim olduğunu sordum, yeni çıkan kitabını hediye edince de kendisini yakından tanıma olanağı buldum...

Uzun yol

Gönül Bey

Yazının Devamı

TÜRSAB Başkanını bugün nihayet seçiyor!

25 Şubat 2018

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) yeni başkanını bugün seçiyor.

Kuruma 18 yıllık başkanlık yapan Başaran Ulusoy aday olmadı.

Üç adayın yarışacağı genel kurul, umarız sadece yeni başkanını seçmekle kalmaz, turizmi ve ülkemizi uçuracak yeni bir heyecan dalgasına da öncülük eder.

Bu konuda çok donanımlı adaylar var. Onlara ve sektöre düşen görev, birbirlerini yıpratmak değil, pastayı büyütmek olmalıdır.

Başaran Ulusoy örneğinde görüldüğü gibi bu tür görevler bir hizmet yeri ve gün gelir biri gider, diğeri gelir.

Hiç kimse kalıcı değil, önemli olan sektördür. Sektör ne kadar güçlü olursa, başkan da üyeler de o kadar güçlüdür.

TÜRSAB’ın geç ve zorlu bir süreçten sonra da olsa, bu seçimden güçlenerek hem de çok güçlenerek çıkacağından eminiz.

Yeni yönetim, sektör ve ülkemiz için hayırlı, başarıları da daim olsun...

Yazının Devamı

El yordamıyla bilim toplumu olunmaz!

24 Şubat 2018

Her şeyin “milli”sini yapmak için samimi bir çaba içerisindeyiz.

Keşke yapabilsek.

Yapmalıyız da!

Ama önce, bunun için hayal kurmak gerekir.

Kuruyoruz.

Sonra irade gerekir.

O da en yüksek makam tarafından sıkça dile getiriliyor.

Ancak asıl önemli olan, uygulama. Yani eğitim ve Ar-Ge sürecimiz!

Yazının Devamı

Bilimin jokeri Hasan Mandal!

23 Şubat 2018

En büyük hayali, içinde yetiştiği Anadolu Üniversitesi’ne rektör olmaktı ama YÖK’ün gazabına uğradı.

Yıllar sonra, aynı YÖK’e, yürütme kurulu üyesi ve başkan vekili oldu.

Bir ay öncesine kadar bu görevdeydi.

12 Ocak’ta Sabancı Üniversitesi Rektörlüğü’ne atandı.

Dün de TÜBİTAK Başkanlığı koltuğuna oturdu.

O çok iyi bir bilim adamı ve tam bir görev insanı.

Uzun süredir üniversitelerin Ar-Ge çalışmalarına, bilim ve teknik açılımlarına o yön veriyordu.

Sabancı Üniversitesi de kendisini o amaçla göreve getirmişti, bir anlamda elinden kaçırdı.

Yazının Devamı