Seçime sayılı günler kaldı ve geleceğe yönelik olarak büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz.
7 Haziran öncesinde, eğitim, bilim ve gençlik adına, çok daha fazlasını umuyor ve bekliyorduk.
Hemen her parti arada bir şeyler söyledi ama saman alevi gibi geldi, geçti.
İşsizlik konusu bile yeterince konuşulmadı.
Oysa kim ne derse desin Türkiye’nin en büyük sorunu işsizlik!..
Peki, bu konularda somut bir öneri getiren var mı? Ara ki bulasınız!..
Hâlâ zamanınız var!
Gençler, eğitim, bilim ve işsizlik konusunda ciddi anlamda mesaj vermek isteyenler için hâlâ zaman var.
Üniversiteler 5 gün tatil. Final sınavları da ertelendi. Yani artık hiçbirinin sandığa gitmeme konusunda mazereti olamaz…
Param yok diyene, kime oy vereceğini hiç sorgulamadan, otobüs bileti alacağını açıklayan partiler var. En azından gidip onların kapısını çalabilirler…
Eleştirmeye gelince mangalda kül bırakmayan gençlerin, sandıktan kaçmasını anlamak mümkün değil. Demokrasiye katkıda bulunmadan, demokratik yapıyı eleştirmek doğru değil.
Kendinize çok yakın bulduğunuz bir parti olmasa da içinize sinen bir tanesi mutlaka vardır. İşte gidip onun için oy kullanın ama sandıktan kaçmayın. Yoksa daha sonra konuşmaya hakkınız olmaz. Konuşsanız da yeterince ciddiye alınmazsınız…
Siyasetin gençleri ciddiye almadığı kesin ve bu konuda onlara çok kızıyoruz.
Şimdi kalkıp da onların yaptığının aynısını yapmak gençlere yakışmaz.
Üstelik, gelecek onlardan çok daha fazla gençleri ilgilendiriyor.
Siyasetin, bugüne kadar gençleri ciddiye almamasının en önemli nedeni, en azından ortak sorunlarda birleşememeleri ve sandığa olan duyarsızlıklarıydı. Bunu kırmanın yolu ise onlara gençlerin gücünü göstermek. Yani sandığa gitmek.
Hem Gaziantep’de hem Kahramanmaraş’ta halk bu kez iktidarı da muhalefeti de fazlasıyla şaşırtabilir. Tanınmayan ithal adaylar, ekonomik sorunlar ve somutlaşmayan vaatler seçmenin en büyük sorunları
Üniversite sayısı hızla artan ülkeler diye bir sıralama yapılsa muhtemelen ilk sırada yer alırız.
Peki, bilimsel üretkenlik ve kalitede neredeyiz?İşte onu hiç sormayın!23 farklı alanda yapılan değerlendirmeye göre, dünyanın en iyileri sıralamasına giren üniversitelerin yüzde 23.1’i ABD, yüzde 8.6’sı Çin, yüzde 7.6’sı ise İngiltere’de. Bizim üniversitelerimizin alan sıralamalarında yer alma oranı ise 1.2.
ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Hollanda açıklanan 23 alan sıralamasının tümünde, Danimarka, Norveç, Almanya, İspanya ve Belçika üniversiteleri ise 22 alanda yer aldı. Üniversitelerimiz ise açıklanan alanların 13’ünde yer buldu.
200’e yakın üniversitemizden sadece 48’i sıralamalara girebildi. Diğerlerinin esamesi bile okunmadı.
Bu konuda, sayısal artış kadar kaliteye de önem vermenin zamanı geldi de geçiyor!..
Kim daha iyi?
ODTÜ eski Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut’un başkanlığında kurulan ODTÜ Enformatik Enstitüsü URAP, üniversite sıralamalarını, bu alanda dünyanın en bilinen kurumları olan THE, QS, ARWU, NTU ve Leiden’la birlikte listeliyor.
23 alanda yapılan sıralamada, ABD üniversiteleri 16, İngiltere 2, Çin, Danimarka, Hollanda, Singapur, İsviçre üniversiteleri de birer alanda d
Birkaç gündür seçim için il il dolaşıyorum. Ayrıntıları önümüzdeki günlerde seçim sayfalarında paylaşacağız...
Bugün asıl dikkat çekmek istediğim konu, 7 Haziran’ın halkın umurunda olmadığı.
Uçlarda olanlar dışında, sandığa koşa koşa gideceğim diyeni bulmak zor.
Peki, bu ilgisizlik niye?
Satır aralarında özellikle bunu anlamaya çalıştım.
Genel konu şu yönde:
Değişen ne olacak ki!..
Sürprizlere hazır olun!
İşsizlik konusunda o kadar çok yazdım ki artık gına geldi diyenler olabilir. Haklılar ama benim de çok ciddi gerekçelerim var.
Türkiye’nin neresine gidersek gidelim karşımıza çıkan en önemli sordun işsizlik. Son bir aydır onlarca kentimizi gezdim. Gezmeye devam ediyorum.
Hele ki seçim turu için gezdiğim illerde, halkı dinlediğimizde, hele hele gençlerle sohbet ettiğimizde, söz dönüp dolaşıp işsizliğe geliyor.
İşte bu yüzden henüz vakit varken, siyasilerin, işsizlik konusunda daha ciddi projeler üretmeleri gerekiyor.
Nereye giderseniz gidin, aklınıza gelen tüm seçenekleri peş peşe sıralayın ve “Sizin için en önemli sorun hangisi?” diye sorun.
Karşınıza ilk sırada hep işsizlik çıkıyor.
Arada bir “Benim yerime yarınki yazıyı siz yazsaydınız başlığı ve içeriği ne olurdu?”, “Bugünkü gazeteyi siz yapıyor olsaydınız, manşetiniz ne olurdu?” diye soruyorum, onların başlığı da tıpkı benimki gibi oluyor.
Genç Bakış önceki gece sezon finalinde ünlü isimleri değil, sadece gençleri konuk etti. Bir yıl boyunca siyasilere soru soran, onları sorgulayan gençler, bu kez kendileri nasıl bir Türkiye hayal ettiklerini anlattılar...
Türkiye’de genç olmak, yüzde 10 barajı, başkanlık sistemi, kadına şiddet, eğitim ve koalisyon öne çıkan konulardı.
İşte programdan satır başları...
Denenmesi gerekir!
Sinan Çiftçi (Siyaset Bilimi)
- Yüzde 10 barajı, YÖK, Siyasi Partiler Yasası değiştiği zaman, başkanlık sistemine zaten gerek kalmaz.
- Halkı sürekli borçlandıran bir politika uygulanıyor. Üretim yok. Pamuğu, samanı dışarıdan ithal ediyoruz.
Hiç kendimizi kandırmayalım, bu kafayla gittiğimiz sürece ne bilim toplumu olabiliriz ne de refah toplumu olabiliriz. Çünkü tıpkı ekonomide olduğu gibi insan kaynaklarımızı da hoyratça talan ediyoruz…
En büyük zenginliğimizin, genç nüfusumuz olduğunu, sık sık dile getiriyoruz.
Gençleri nadide bir maden ya da ham madde olarak görüyorsak, onlara katma değer katacak olan, doğru alanlara yönlendirilmeleri ve iyi bir eğitim almalarıdır. Bugünün dünyasında, en büyük zenginliğin eğitilmiş insan gücü olduğu, boşuna söylenmiyor. Hangi ülkede iyi bir eğitim altyapısı var ve insan gücü planlaması en iyi şekilde yapılıyorsa, o ülkeler dünya bilimine en fazla katkıda bulunuyor, en fazla bilim üreten ülkeler de refah toplumu oluyor. Gerisi hikâye…
Peki, bizim ciddi anlamda eğitim, bilim ve insan gücü planlamamız var mı?
Evet demek yanıltıcı, hem de çok yanıltıcı olur. İşte öğretmen örneği ortada.
Pek çok sektörde olduğu gibi yüz binlerce öğretmen açığımız var ama aynı zamanda yüz binlerce öğretmene ihtiyacım söz konusu. Yani ihtiyaç duyulan alanlarda öğretmen eksiğimiz var ama hiç ihtiyaç duyulmayan alanlara her yıl on binlerce öğretmen yetiştirmeye devam ediyoruz…
Tanımlanmış ve