Yeni öğretim yılı sorun yılı olmasın

19 Ağustos 2014

Yeni öğretim yılına sayılı günler kaldı. Peki ne kadar hazırız?
Ne siz sorun ne de biz anlatalım. Çünkü, anlatacaklarımız, moralinizi bozmanın ötesine geçmez.
Örneğin, on binlerce öğretmenin atanması için gerekli yasal düzenleme yapılmadan meclis tatile girdi. 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı yemin töreni için TBMM olağanüstü toplandığında yasa çıkartılacakmış.
Güler misiniz, ağlar mısınız? Okullar açılacak ama hala ortada öğretmen yok.
Bu yasa ne zaman çıkacak, başvurular ne zaman alınacak, kuralar ne zaman çekilecek, öğretmenler, tayinlerinin çıktığı yere ne zaman gidip düzenlerini kuracak ve ne zaman gidip göreve başlayıp, öğrencilere yararlı hale gelecekler?..
Ağustos’ta 40 bin öğretmen alınacağı, aylar öncesinden belliydi, söz konusu yasa niye zamanında çıkartılmadı, diye de sakın kimselere sormayın, sonra, adınız muhalife çıkar!..
Kayıtlar derseniz, yine büyük bir vurdumduymazlık içerisinde devam ediyor. Üniversiteyi kazananlar bayram öncesinde belli oldu, kesin kayıtlar, şimdiye kadar bin defa yapılırdı ama hâlâ yapılmıyor, eylül bekleniyor.

Yazının Devamı

Yeni Türkiye’ye yeni eğitim modeli mi?..

17 Ağustos 2014

Eğitim şart diyoruz da, niye’sini fazla sorgulamıyoruz.
Örneğin eğitimin temel amacı ne?
Sınavlarda başarılı olmak mı yoksa kendi kendine yeten mutlu insanlar yetiştirmek mi?
Ya da farklı bir açıdan bakalım, sınav şampiyonları, en iyi meslekleri edinip, en iyi işleri bulup, en mutlu olan insanlar da, sıradan okullarda okuyanlar, doğru düzgün işler bulamıyor, sıkıntı içerisindeler ve mutsuzlar mı?
Çevremize baktığımızda mutlu insan görmek zor.
Sınav şampiyonları da mutsuz, her şeyi boş verenler de...
Peki, o zaman onca fedakârlık ve onca mücadele niye?

Yazının Devamı

Hangi lise daha iyi?

16 Ağustos 2014

Bir milyon 200 bini aşkın öğrenci ve milyonlarca yakını, şu günlerde, daha iyi bir liseye girebilmek için, yoğun çaba içerisinde.
Peki, en iyi lise hangisi? Daha doğrusu, en iyi geleceği hangisi hazırlıyor? En iyi yabancı dili hangisi öğretiyor? Üniversite başarısı en iyi olan hangisi?
Sporda, sanatta, sosyal etkinliklerde en önde giden hangisi? Dünyanın en iyi üniversitelerine en çok öğrenciyi hangisi gönderiyor? En fazla politikacıyı, iş adamını, sanatçıyı, sporcuyu, diplomatı hangisi çıkartıyor? En önemlisi de, en iyi bursu hangisi veriyor? Meslek liseleri mi, imam hatipler mi, Anadolu liseleri mi, kolejler mi yoksa fen ve sosyal liseleri mi?
İşte bu soruya cevap aramak için her zaman olduğu gibi yine tek tek okulları inceledik ve tespitlerimizi peyderpey sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Elbette somut olan verileri dikkate alacağız. Ama giriş puanlarının, üniversite başarılarının ya da bazı konulardaki öne çıkışların tek başına, fazla bir şey ifade etmediğini, en iyi bilenlerdeniz.
Bir lisede aradığınız hemen her şeyi bulmanız mümkün mü? Çok zor ama böylesi liseler de yok değil.
İşte önemli olan onu arayıp bulmanız... Bu konuda, en çok zorlananlar sanmayın ki,

Yazının Devamı

Çankaya’nın Kalemşoru

16 Ağustos 2014

Tarih tekerrürden ibarettir görüşüne inanan da vardır, safsata diyen de. Ama bazen karşınıza öylesine anekdotlar çıkar ki bu kadarı da olmaz derseniz...
Aradan onlarca, hatta yüzlerce yıl geçse de, olaylar, insanlar, dostluklar, ihanetler, egolar, yalnızlıklar ve en önemlisi de yaşananlar, bu kadar mı birbirine benzer?..
Yaşar Gürsoy’un büyük bir titizlikle kaleme aldığı, Çankaya’nın Kalemşoru, Bilinmeyenleriyle Falih Rıfkı Atay‘ı okurken, emin olun sanki dünü değil, bugünü yazmış dediğiniz, çok olacak.
Atatürk’ü ve Cumhuriyet tarihini yeterince bilmiyormuşuz diye kendinize ve bütün bunları, bize niye anlatmadılar diye de çevrenize hayıflandığınız anların sayısı hiç de az olmayacak...
Ve en önemlisi de dünden bugüne yaşananlardan hiç ders almadığımız, kitabın neredeyse her sayfasında, yüzümüze, tarihin şamarı gibi vuruluyor.
Yarın 17 Ağustos, büyük depremin üzerinden yıllar geçti. Değişen ne var hiç? Oysa aynı deprem yüz yıl önce de, aynı yerde, aynı büyüklükte Falih Rıfkı, henüz 5 aylıkken de yaşanmış.
Sonuç: Eğer ders alınsaydı, 17 Ağustos’ta böylesine büyük acılar yaşanır mıydı?..

Yazının Devamı

Yarım kalan hayaller (2)

15 Ağustos 2014

Sadece bir kişi bile, bir şirketin, bir ülkenin veya dünyanın kaderini değiştirebilir. Bunun onlarca, yüzlerce örneği var. Uzağa gitmeye de hiç gerek yok, yakın çevrenize bakın yeter...
Bugün için herhangi birimizden hiçbir farkı olmayan sıradan her çocuk, her genç, ileride, dünyayı şekillendiren bir lider, bir bilim insanı, bir işadamı, bir sanatçı ya da bir başka alanda yıldızlaşan isimlerden biri olabilir.
İşte bu yüzden, onlara sahip çıkmamız için bir değil bin nedenimiz var.
Devlet bu işi layığıyla yapamıyor. Sivil toplum örgütleri de yetersiz, finans ve sigorta şirketinin gençleri ve eğitimi düşündüğünü, hele hele desteklediğini söylemek hayalcilik olur, geriye, sadece ve sadece siz hayırseverler kalıyor. Ne olur ufak, büyük fark etmez, gücünüz oranında eğitimi, bilimi, gençleri desteklemeye devam edin...
Bazen yapacağınız ufacık bağışlar bile bir gencin yaşamını, dolayısıyla bir ülkenin kaderini değiştirebilir.
Rahmetli Türkan Saylan, ömrünü onlara adamıştı ve şimdi rahmetle, şükranla, takdirle yâd ediliyor...

Yazının Devamı

Burs neden çok önemli?

14 Ağustos 2014

Üniversitelerde kayıtlar başlamak üzere ve on binlerce öğrenci, hayalini kurduğu üniversiteyi kazandığına sevinemiyor. Çünkü ekonomik şartlar, umduklarının çok ötesinde... Türkiye, eğer Dünya Birinci Ligi’nde yarışmak istiyorsa, yükseköğrenimdeki okullaşma oranını çok daha yükseklere çıkartmak zorunda. Bu da üniversite kontenjanlarını boş bırakarak değil, her koşulda doldurarak mümkün.
Bunun yolu da, daha çok burs vermekten geçiyor.
Hem devlet hem de vakıf üniversiteleri, bu konuda kesenin ağzını daha fazla açmak zorunda. Bir yanda üniversiteye girmek için can atan milyonlar, öte yanda boş kalan kontenjanlar.
Sizce de bu işte bir anormallik yok mu? Eğer bu konuya birileri kafa yormuyorsa, kendimiz yormalıyız. Ve eğer birileri bizim geleceğimizle ilgilenmiyorsa, kendimiz ilgilenmeliyiz...

Boş kontenjan kalmasın
Para, her zaman kazanılır ama eğitim her yaşta mümkün değil. Bu yüzden her şeyi erteleyin ama eğitiminizi sakın ertelemeyin. Şu günlerde burs verenlerin sayısı, çok daha fazla artmalı. Yoksa, üniversiteyi kazandığı halde, cebinde parası olmadığı için on binlerce öğrenci, gidip kaydını yaptıramayacak.

Yazının Devamı

Arabaya kasko var eğitime neden yok?

13 Ağustos 2014

Türkiye’de özel okulculuk bir türlü gelişmiyor. Komünist ülkelerdeki oran bile bizden daha yüksek...
İlk ve orta dereceli okullarda yüzde 2, üniversitelerde ise yüzde 7 civarında.
Peki, yeterince zenginimiz mi yok? Kesinlikle hayır.
Dünyanın en fazla dolar milyarderi bizdeymiş!
En pahalı arabalar, en pahalı evler, en pahalı mağazalar, en fazla tatile gidenler, en fazla lüks tüketim ve en önemlisi de bankalardaki mevduatlar...
Oysa kime sorsanız, en değerli varlığımız, çocuklarımızı ve onlara bırakacağımız en iyi miras da eğitim!

Yazının Devamı

Çankaya seçimi, davalık MEB ve mastır sevdası!

12 Ağustos 2014

Final maçlarının tartışması çok olur ama seçimler onları da gölgede bıraktı.
Kuralları baştan belli olan bir seçim gerçekleşti. Adeta taktik savaşına dönüştü ve burun farkıyla da olsa kazanını belli oldu.
Şimdi bin dereden su getiriliyor. Şöyle olsaydı, böyle olurdu; böyle olmasaydı, şöyle olurdu diye bin tane senaryo üretiliyor.
Oysa maç bitti, skor da belli.
Demokrasinin iyi tarafı, yenilene, bir değil, bin defa yeni bir maç olanağı sunuyor.
Boşuna çene yoracağınıza, yeni maça hazırlanın! Çünkü kazananlar hep öyle yapıyor, başarının üzerine yatmıyor, anında bir sonraki maça odaklanıyor. Ufukta yeni bir maç var ve bu kafayla zor kazanılır...
Benzer seçimler, başka ülkelerde de yapılıyor ve kaybeden de, kazanan da, dünü dünde bırakıp, geleceğe bakıyor.

Yazının Devamı