Eyvah, eyvah! Eğitimde yine reform yapılacakmış

2 Ağustos 2014

Eğitimde ne zaman reform söz konusu olsa, ortalık toz duman oluyor. Umarız yine öyle olmaz.
Bu kez ilköğretim yönetmeliği değişiyormuş. Bilmem kaçıncı kez yine değiştirildi. Büyük bir tantanayla getirilen performans ödevleri kaldırılmış, sınıfta kalma da tarihe karışmış. Okula başlama yaşı ise esnek hale getirilmiş. Oh ne güzel!..
MEB kurmayları, eğitim yazboz tahtasına, öğrenciler de kobaya döndü, diye yazınca üzüldüklerini söylüyorlar. Haklılar, keşke bu tabirleri hiç kullanmak zorunda kalmasak. Bu olup bitenleri kendileri nasıl ifade ederler, gerçekten merak ediyorum...
Performans ödevlerinin kaldırılmasını değil ama disipline edilmesi gerektiğini defalarca yazdık, çünkü bu ödevleri öğrenciler değil veliler yapıyordu. Getirirken, bunu hiç düşünmedikleri belliydi. Ama hepten kaldırmak yerine, öğrencilerin yapacağı boyutlara çekilebilirdi...
Aynı şekilde, sınıfta kalmanın kaldırılması da önemli bir adım ama çözümü ne olacak?
Üç yıl sonra hâlâ okuma yazma öğrenemeyen öğrenci ile dünya tarihi okuyan aynı sınıfta ders yapmaya devam mı edecek? Edecekse, öğretmen çıtayı hangisine göre belirleyecek?..
Okula başlamada sadece takvim değil, pedagojik olgunluk da dikkate

Yazının Devamı

Ahmet Ümit, Ayşe Kulin, İskender Pala, Elif Şafak Kenize Murad ve tatiller

1 Ağustos 2014

Geldi gelecek derken işte bayram da geldi, geçti. Her ne kadar bazılarının uzatmalı tatili hâlâ devam etse de...
Eski bayramların bir tadı kalmadı diye başlayan cümleler yine sık sık tekrar edildi. Oysa, dünden bugüne değişen bir şey yok...
Bayram deyince akla ilk gelen hep tatil.
Bu yüzden bayramdan çok, tatilin tadını çıkartmaya odaklı sanki herkes.
O da önemli. İş zamanı iş, tatil zamanı da tatil. Her ikisinin de hakkını vermek gerekir...
Öğrenci, öğretmen ve veliler açısından bakıldığında ise kafalar karmakarışık.
Üniversiteyi kazananların nerede kalacağız telaşı, liseye girmeye hazırlananların tercih ve kayıt endişesi, okula yeni başlayacakların ya da ikinci, üçüncü 4 için hazırlananların, hangi okula yönlendirileceğiz kaygısı, atama ve nakil bekleyen öğretmenlerin ya bu kez de olmazsa tedirginlikleri....

Yazının Devamı

En iyi gelecek hangi liselerde?

24 Temmuz 2014

Üniversite sınav maratonu sona erdi. Yerleştirme sonuçları da dün açıklandı. Ama liselere giriş tam bir ömür törpüsü. Çünkü kendilerine en iyi geleceği sağlayacak olan liseleri bulmak da çok zor, orayı kazanmak da. Hele bir de kayıt curcunası var ki, ne siz sorun ne biz anlatalım. Düzelecek denildikçe daha da bozuluyor ve içinden çıkılmaz hale geliyor. Velilere şimdiden sabır dileriz...

Çile dönemi!
Çocukları liselere girecek olan veliler için çile dönemi başlıyor. Hangi okul, hangi puan, kaçıncı yedek, nakillerde şans doğar mı, yeni kayıt dönemi açılacak mı sorularıyla zehir olacak bir yaz tatiline hoş geldiler...
Her ne kadar bazıları sonradan Türkleşse de, yabancı okullar puanlarını topluca açıkladı. Özel Türk kolejleri yine yan çizdi. Görünen o ki, yaz boyunca da puanlarını saklamaya devam edecekler. Sanki puanlarının düşük, kontenjanlarının boş kaldığını kimse bilmeyecek!..
Oysa her şey, herkesin gözünün önünde gerçekleşecek. Önünde kuyruk olan da olacak, boş kalan da.
Bu dün de böyleydi, bugün de böyle olacak ve tıpkı üniversitelerde olduğu gibi kolejlerde de bu yıl, çok önemli açıklar gerçekleşirse hiç kimse şaşırmasın!.. Eğer ciddi bir altyapı

Yazının Devamı

Bilim kimler için?

23 Temmuz 2014

Sanat sanat için mi, yoksa toplum için mi diye yüz yıllarca tartışıldı. Hâlâ da tartışılıyor...
Benzer bir tartışma, bilim için de yapılıyor.
Bilim kimler için üretiliyor?
Bilim insanlarının bilimsel egolarını tatmini için mi?
Devletler için mi?
Para babaları için mi?
Yoksa halk için mi?

Yazının Devamı

Neden Nobel alamıyoruz?

22 Temmuz 2014

Her şeyimiz tam, bir Nobel’imiz mi eksik diyenler mutlaka çıkacaktır ama ben yine de ısrarla bu soruya cevap arıyorum. Aramaya da devam edeceğim...
Dün bütün gün fizikçileri dinledim. Belki bugün bir ara yine giderim. Çünkü Nobel’e en yakın olan onlar. Ama sanki özgüvenleri ve hedefleri yok ya da yeterince vizyonerler ama destek bulamıyorlar...
Olaya nereden bakarsanız bakın, ortada bir sorun var ki sonuç alamıyoruz. Zaten hatalı da aramıyoruz. Bizim istediğimiz sadece bir Nobel ödülü ve tarih de belli: 2023. Gerisi onlara kalmış...
Peki, bütün bunlar nereden mi çıktı?
Türk Fizik Derneği dün bana çok önemli bir ödül verdi. Gururlandım. Onur duydum. Ama başlarına da belayı aldılar. Çünkü artık kendilerine Nobel de Nobel diyeceğim.
Kolay olmadığını herkesten çok ben biliyorum. Ama istenirse başarılabiliceğine de yine herkesten çok ben inanıyorum. Çünkü çok iyi bilim insanlarımız var. Biraz moral, biraz destek ve en önemlisi de ciddi hedefler konur ve arkalarında olunursa, yapamayacakları iş yok...

Yazının Devamı

Eğitimde neden sürekli patinaj yapıyoruz?

20 Temmuz 2014

Eğitimle ilgili verilere bakıp her şey mükemmel gidiyor diyenler çıkabilir.
Nitekim çıkıyor da...
Hemen her konuda sayılar ikiye katlandı.
Örneğin üniversite sayısı 100’ün altındaydı, 200’e yaklaştı.
Üniversite olmayan ilimiz kalmadı. Neredeyse her ilçeye bir meslek yüksekokulu açıldı.
Zorunlu temel eğitim 8 yıldı, 12’ye çıktı.
Tüm liseler anadolu lisesi oldu.

Yazının Devamı

Türkiye’nin uluslararası etkinliği nasıl artar?..

19 Temmuz 2014

Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, giderek hantallaşan ve iş göremez hale gelen YÖK’te, çok önemli icraatlara imza atamasa da, teorik anlamda, önemli çalışmalar yapıyor. Her ne kadar çok fazla dikkate alınmasa da, yeni bir YÖK yasa taslağı hazırlamıştı. İçinde eleştirilecek çok sayıda madde olsa da, gidişattan kendilerinin de memnun olmadığının ve YÖK kanununun üniversitelerimize artık dar geldiğinin bir göstergesiydi...
Çetinsaya’nın üzerinde uzun uzadıya çalıştığı bir diğer konu ise Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası ismini taşıyan raporuydu. Kitap haline getirdi. Büyüme, Kalite ve Uluslararasılaşma konularında önce bir durum tespiti yapıyor ardından da yeni açılımlar getiriyor.
Güncel sorunlar arasında böylesi ciddi konular nedense hiç dikkate alınmıyor. Oysa, geleceğimizin nasıl şekilleneceğine, kısır tartışmalar değil, böylesi vizyoner atılımlar yön verecek.
Gelin de anlatın! Nitekim YÖK Başkanı da derdini bir türlü anlatamıyor.

Uluslararasılaşma!
Bu kavram pek çoğumuza kakofoni gelebilir. Keşke yerine daha kolay söylenebilir bir isim bulunsaydı. En azından isme takılıp kalınmazdı...

Yazının Devamı

Hani en büyük ihtiyaç ara insan gücüydü?..

19 Temmuz 2014

Türk eğitim sisteminin ciddi sorunları var.
Bunların en başında da insan gücü planlaması ve kariyer stratejisi geliyor.
Okula başlayan her çocuğa doktor, mühendis, öğretmen, avukat olacaksın diye gaz veriyoruz. Kimi okuyor mühendis unvanı alıyor kimisi de okuldan kopup işçi oluyor. Teknisyen ve tekniker olanı ise yok gibi. Olsa bile akıllarını çelip ille de mühendis olmalısın diye dershanelere, sınavlara mecbur ediyoruz.
Mühendis olan bir kaçı mutlu oluyor ama olamayan yüzde 90’ı küskünler kervanına katılıyor.
Gençlerin önü açık olmasın mı, meslek liselerini ve iki yıllık meslek yüksekokullarını bitirenlerin 4 yıllık bölümlere gitmeye hakları olmasın mı? Elbette olsun, hem de fazlasıyla. Ama asıl hedefleri, o olmasın. Yoksa ne bulundukları konuma razı olabiliyorlar ne de işlerinde başarılı.
Oysa onların beğenmediği teknisyenliği, teknikerliği yani ara insan gücü olmayı, canı gönülden isteyenler var. Üstelik, piyasanın en çok aradığı pozisyon da o. Hangi işverenle konuşsanız nitelikli ara insan gücü bulamamaktan şikayetçi. Umarız bu konuda daha akılcı planlamalar yapılır...

Yazının Devamı