Abbas Güçlü

TEOG zulmü, aynen devam ediyor. Ve çok daha vahim durumlarla karşılaşabiliriz!
Niye mi?
Hemen her yıl, en iyi fen ve Anadolu liseleri de dahil, yüzlerce okulda, binlerce kontenjan boş kalıyor. Hem de kapıda yüz binlerce öğrenci beklerken.
Gidişata bakılırsa, bu yıl da değişen bir şey olmayacak.
Birinci nakil dönemi boşa geçti, ikinci nakil döneminde de değişen bir şey yok. Veliler, işi, gücü bıraktı, okul kapılarında bekliyor.
Yüreği bu kadar heyecanı kaldıramayıp, kalp krizi geçirenler varmış.de, taşlar, üçüncü kayıt döneminde yerli yerine oturur diyorlar ama bu kafayla yine değişen bir şey olmaz.
Hatta okullar açıldıktan sonra da kayıtlara devam edilirse hiç şaşırmayın.

“TEOG rezaleti“ aynen devam ediyor. Daha hafif bir benzetme kullanmak isterdim ama en hafifi bu. Veli ve öğrencilerden gelen benzetmeler zehir zemberek ve eğer onları biraz olsun dinlerseniz, sonuna kadar da haklılar...
Liselere giriş işkencesi haftalardır devam ediyor. Hahambaşının torununu bile imam hatibe yerleştiren bir sistem söz konusu ve o, tabiri caizse en sıradan olanı...
Öğrencilere adeta kumar oynatılıyor, şeffaflık olmadığı gibi adeta her türlü bilgiye karartma uygulanıyor, daha da vahimi, okulların açılmasına sayılı günler kaldı ve milyonlarca veli ve öğrenci hâlâ önünü göremiyor!..

Hani şeffaf olunacaktı?
Kayıt döneminde her türlü bilgi veliden saklanıyor. Ve maalesef pek çok veli bu karartmanın yani bilgilerin saklanmasının kasıtlı olduğuna inanıyor ve bu gizliliğin farklı amaçlar için kullanılacağı inancında.
Her ne kadar bunun mümkün olmadığını, böyle bir durumun herkesten çok Bakan Avcı’yı rahatsız edeceğini anlasam da onları bu fikirlerinden vazgeçirmek mümkün olmuyor. Çünkü, bu anlamsız gizliliğin neden uygulandığına akıl sır erdiremiyorlar.

Eğitim ciddi iştir dedikçe, sulandıran sulandırana.
İlanlardan geçilmiyor.
Kimi sınavsız, puansız doktor olmaya ne dersiniz diyor.
Kimi bir haftada İngilizce öğretmeyi vaat ediyor.
Kimi hiç üniversiteye gelmeden eğitimin her türlüsünü ayağınıza getiriyor.
Kimi de üniversite destekli kurslarda mastır diplomaları dağıtıyor...
Güya, eğitim ilanlarının bir süzgeçten geçmesi gerekiyor. Ama ne bir denetleyeni var ne de etik değerleri sorgulayan.

Hemen her şey artık çok zor ama anne-baba olmak sanki şu günlerde çok daha zor.
Hele bir de evde, okula giden ve kayıt telaşı yaşayanlar varsa, işte onlara, sakın ola, çoluk çocuktan, eğitimden, gidişattan bahsetmeyin, sorgu sual etmeyin...
Niye? Çünkü, bir dokunup, bin ah işitirsiniz...

Zamane çocukları
Bugünün çocuklarına, hele bir de aile büyüğüyseniz, laf anlatmanız mümkün değil.
Onlar için büyük hakaret, doğru olanı gösterip,’’İşte doğru olan bu’’ demeniz.

Özel okullar ve vakıf üniversiteleri ticarethane mi, değil mi? Elbette değil. Ama ayakta kalmaları için onların da para kazanmaya ihtiyaçları var. Yoksa bir süre sonra kapanma noktasına gelebilirler...
Bu okulları düşünen ya da öğrenci olarak giren herkes bunun farkında. Ancak öylesine krizler yaşanıyor ki bir anda, o ücreti ödeyememe durumuna düşebiliyorsunuz...
Şu günlerde bu yönde çok fazla mail geliyor.
Tehdit çok büyük:
Şu kadar süre içerisinde öğrenim ücretini yatırmazsanız kapı önüne konulursunuz!
Kayıtları yenilemeyen de var, hak edilmiş diplomaları vermeyenler de...
İşte bu noktada, hani ticarethane değillerdi, aynen onlar gibi davranıyorlar diyen çok çıkacaktır. Zaten çıkıyor da.

Bir milyon 300 bin ortaokul mezunu ve milyonlarca veli, haftalardır kayıt heyecanı yaşıyor. Ama maalesef bir arpa boyu yol kat edebilmiş değiller.
Sinir katsayıları da her geçen gün yükseliyor.
MEB’in onları rahatlatmak için yaptığı açıklamalar ise kızgınlıklarını daha da artırıyor...
TEOG’ta birinci nakil dönemi, dün, tamamlandı. İlk belirlemelere göre sınavla öğrenci alan devlet liselerinde 15 bin boş kontenjan oluştu. Bunun 5 bine yakını İstanbul’da, 3 bine yakını da Ankara’da.
Hangi okulda kaç kontenjan açığının kaldığı dün akşam resmen duyuruldu. Hangi okulda kaç açık olduğu, e-okul sistemi üzerinde görülebilinecek.
Pazartesi başlayacak olan ikinci nakil döneminde, bu açıklar dolacak ama çok daha fazlası ortaya çıkabilecek. Çünkü, ikinci kayıt döneminde, özel okullara birinci nakil döneminden çok daha fazla kayma bekleniyor... Peki okullar açılıncaya kadar bu gel-git işlemi tamamlanır mı? Bu şimdilik biraz zor gözüküyor. Puanlar düşer mi, yükselir mi? Hâlâ en çok merek edilen konu bu. En tepedeki birkaç okul dışında okulların tümünde puanlar düşecek.
Kiminde az kiminde de çok ama tümüne yakınında puan inişleri olacak. Kayıtları yakından izlemekte yarar var

Okullarda o kadar çok abuk sabuk şey öğretiyoruz ki öğrencilere hayata dair neredeyse hiçbir şey vermiyoruz. Oysa, eğitimin birinci amacı, kişileri karşılaştıkları sorunları çözebilecek donanıma sahip hale getirmektir.
Ne iyi bir yurttaş yetiştirebiliyoruz ne de kendisine yeten insanlar. Çocuklarımızı test manyağı, ülkemizi de sınav cumhuriyeti haline getirdik.
Cumhurbaşkanından sokaktaki vatandaşa kadar eğitim sisteminden memnun olan tek kişi bulmanız mümkün değil. Dershanelerin kapatılması, yeni arayışlar içerisine girilmesi, sınav sistemleri ve Milli Eğitim bakanlarının sürekli değişmesi hep bu yüzden...

Yeni hükümet!
Yeni Başbakanımız önceki gün Yeni Türkiye Manifestosu’nu açıkladı ve 9 maddelik bu manifestoda maalesef eğitim yok!..
Hepimiz de çok iyi biliyoruz ki evet, o 9 maddenin hepsi de çok önemli ama çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği, dolayısıyla eğitim hepsinden çok daha önemli.

Milli Eğitim Bakanlığı gibi vatandaşa eziyet çektiren başka bir bakanlık var mı bilmiyorum ama eğitimle uzaktan yakından ilgisi olan herhangi birine, şu günlerde, sakın ola, nasılsınız diye sormayın, yoksa bir dokunup, bin ah işitebilirsiniz...
Liselere kayıt süreci tam anlamıyla arapsaçına döndü. İçinden nasıl çıkacaklar belli değil.
Nakiller başlayınca, taşlar yerli yerine oturacak deniliyordu.
Birinci kayıt dönemi boşu boşuna geçti.Umarız sonraki kayıt dönemlerinde de aynı kargaşa devam etmez...
İstemedikleri okullara, zoraki olarak yerleştirilen öğrencilerden, biz bu okulda okumayız, başka okullara naklimizi istiyoruz diye dilekçe yağıyor. Yarın birileri çıkıp, bunu meslek liseleri ya da imam hatiplerden kaçış diye değerlendirse, kabahatli kim olacak?
Zaten o öğrenciler okullarda okumak istemiyorlardı ki kaçsınlar; ama şimdi o duruma düşürüldüler.
Peki sayıları ne kadar? Bilen yok. Kimleri 40, 50 bin diyor kimileri de üç, beş bin. Yakında gerçek rakamlar ortaya çıkar ama bütün bunların öngörülememiş olması çok manidar!