Abbas Güçlü

2013 Sınav Maratonu hızlı başlıyor. Bu hafta sonu SBS, gelecek hafta sonu da LYS var.
Ardından da peş peşe diğer sınavlar geliyor.
ÖSYM ve MEB’in yaptığı sınav sayısı 50’yi aştı.
Ve hepsi de birbirinden önemli.
Hemen her yıl bu sınavlarda 10 milyona yakın aday yarışıyor.
Kimi fen liseleri, kolejler ve anadolu liselerine girmek için, kimi uzmanlık ya da memuriyet için, kimi de parasız yatılı okullarda okuyabilmek için yarışacak.
Hem de ne yarış!..

Bu atasözü hayatımıza nasıl girmiş merek ediyorum. Atalarımız eğer bugünü görmüş olsalardı, kesinlikle böyle bir haksızlık yapmazlardı.
Görmeyenlerimizin de, duymayanlarımızın da hem kendi aralarındaki, hem de toplumun diğer kesimiyle diyalogları, bugün ülkeyi yönetenlerle, halk arasındaki diyalogdan bin kat daha ileri.
Bakalım, bugünler için biz geleceğe nasıl bir atasözü miras bırakacağız?
Tahminlerinizi lütfen bize yazın...

Empati zamanı
Yeni bir haftaya, her şey çok daha güzel olacak diye girdik.

Liselere giriş sınavı SBS haftaya, üniversite ikinci basamak sınavı LYS de bir sonraki hafta başlayacak 22, 23 Haziran’da da devam edecek...
İşte bu süreçte Milliyet yine yanınızda olacak.
Sınav öncesi taktikler, tüyolar ve son hazırlıklar konusunda sizi bilgilendirecek.
Önceki yıllarda ne oldu, kaç soru yapan kaç puan alır, bu puanlarla nerelere girilir?
Tüm bu sorulara cevap bulacağız.
Ayrıca sınav sırasında, daha yüksek puan almak ve moral bozukluğu yaşamamak için nasıl bir yol ve yöntem izlemelisiniz, tüm bu ayrıntıları da yine yaşanmış örnekler ve uzman görüşleriyle birlikte sizinle paylaşacağız.
Ve asıl yarış, sınavlar gibi görünse de, puanlar açıklandıktan sonra başlayacak.

Türkiye ayakta.
Nedenleri günlerdir yazılıp, konuşuluyor.
Sanki aklın yerini öfke almış durumda.
Oysa şu günlerde en fazla ihtiyaç duygumuz şey akıl ve tahammül.Bu konuda herkes başkasından beklediğini kendisi de yerine getirmek zorunda.
En başta da ülkeyi yönetenler. Oysa onları dinledikçe, var olan öfke daha da artıyor. Tıpkı onların başkalarına artan bir şekilde öfkelendikleri gibi. Ortalıkta öylesine bilgi dezenformasyonu var ki, bunu önlemenin en iyi yolu şeffaflıktır.
Birkaç gündür Rize’deydik ve aklımız hep İstanbul’daydı. Ve gelen bilgiler bazen dehşete düşürdü, bazen öfkelendirdi, bazen de bu kadarı da olmaz dedirtti. Umarız taşlar bir an önce yerli yerine oturur...
Aklıselim hakim olur...

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Abbas Güçlü ile birlikte...

Birkaç gündür Rize’deyiz. Keşke daha uzun kalabilseydik.
Karadeniz yaylalarında yeşilin her tonunu görebilirsiniz.
HES’lere rağmen hala gürül gürül akan dereleri ise senfonik müzik tadında..
Hava hafif serin, nem de yok.

Çayı, yeşili, mavisi, kivisi, en önemlisi de müteahhit ve siyasetçileriyle Türkiye’ye damgasını vuran Rize, maalesef eğitimde aynı performansı gösteremiyor.
İki başbakan, yüzlerce bakan çıkarttı. Hemen her hükümette, mutlaka Rizeli bakanlar oldu. Ama eğitimde, hala son sıralardalar. Garip olan ise bunun farkında bile olmamaları!..
Milliyet’in “Geleceğe Yatırım Türkiye’ye Yatırım” projesi çerçevesinde iki gündür Rize’deyiz. Sürekli toplantı halindeyiz. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da bizimle birlikte. Bazen dar kapsamlı sohbetler bazen de geniş katılımlı toplantılar düzenleniyor. Dün öğle saatlerinde gerçekleşen yemekli toplantıya, Rize’nin tüm ileri gelenleri olmasa da önemli bir bölümü katıldı. Önce Bakan Bey, ardından bizler daha sonra da Rizeliler görüşlerini dile getirdiler...
Açılım sürecinden yerel sorunlara, anayasa değişikliğinden tarıma kadar hemen her konu dile getirildi. Ama eğitim hariç. Diğer gezilerde de olduğu gibi ille de eğitim diyen ve çarpık tabloları ortaya koyan benim gibi birileri çıkmasa, eğitim belki de hiç konuşulmayacak. Sanki diğer kentlerde olduğu gibi Rize’de de, eğitimin tüm sorunları çözülmüş ve artık bu konuda konuşulacak hiçbir

Genç Bakış’ta önceki gece İstanbul’un 9 bin yıllık tarihini ve bugününü konuştuk.
3. Köprü ve isim tartışmaları, fethin ve Fatih’in bilinmeyenleri, Gezi Parkı’nda yaşananlar, Ayasofya ibadete açılsın tartışmaları, İstanbul’un gizemleri, gökdelenler, AVM’ler...
Hemen hepsi konuşuldu ama en çok da yeni köprü ve ismi!.. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi’nde gerçekleşen programın konukları Ahmet Ümit, Haldun Hürel ve Prof. Dr. Feridun Emecen’di. İşte programdan satır başları:

Köprü ismi!
Prof. Dr. Feridun Emecen - Tarihçi
- Belli kesimlerde Yavuz Sultan Selim’e dair birtakım kanılar yerleşmiştir. 3. köprü için isim seçilirken, böyle bir hassasiyete daha fazla dikkat edilebilirdi.

Milli Eğitim Bakanlığı, dünden bugüne kadar ne yaptıysa şimdi tam tersini yapmaya çalışıyor.
İktidarlar gelip gidebilir ama önünde “Milli” sıfatı bulunan bir bakanlığın, en azından bir devlet politikası ve yaptığı işlerin bir sürekliliğinin olması gerekir.
MEB’in son yıllardaki icraatlarına bakın, geliştirmeye değil hep değiştirmeye yönelik. Bu değişiklikleri tek tek sıralamaya kalksak, sayfa yetmez. Bu yüzden sadece liselerin yeniden yapılandırılmasına dikkat çekmek istiyoruz.
Bugüne kadar farklı konsepteki liseleri açan sanki başka bir bakanlıkmış gibi şimdi hepsini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Avcı neler söyledi?
İsterseniz gelin daha önce Bakan Avcı, bu konuda ne söyledi ona bir bakalım, sonra da mini minnacık değerlendirmelerde bulunalım:
“Okul türlerinin azaltılacağı doğru. Programlar çoğaltılacak. Eğitim çeşitlenecek. Okul türlerini azaltmaya yönelik çalışmalarımız var ama sosyal bilimler liseleri kapatılmayacak. Yok böyle bir şey. Genel lise kavramı önümüzdeki yıldan itibaren kalmayacak. Ama öyle yerler var ki nüfusu az. Oralarda çok programlı liseler olacak. Küçük yerlerde Anadolu lisesi olmayacak. Nüfusa yerleşkeye göre şekillenecek. Meslek liseleri imam