Abbas Güçlü

Cumhurbaşkanı Gül‘ü, Kayseri’de iki gün boyunca yakından izledim. Zamanının önemli bir bölümünü, eğitime ve özellikle de bilime ayırdı. Üniversiteleri dinledi, açılış ve temel atma törenlerine katıldı, hayırseverleri ödüllendirdi, laboratuarlarda bilim insanlarıyla beraber oldu. Yapılan araştırmaları bizzat yerinde gördü...
Peki bu o kadar önemli mi?
Evet çok önemli! Çünkü tüm bu ziyaretler sonrasında, üniversitelerde bahar havası esti. Ziyaret ettiği araştırma merkezleri, takdir edilmenin gururunu yaşadı.
Umarız bu heyecan ve ziyaretler, sadece Kayseri ile sınırlı kalmaz. Çünkü üniversitelerin böylesi bir desteğe ve morale her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var...

Kök hücre merkezi
Genetik ve Kök Hücre Araştırma Merkezi GENOM, Nano Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Aşı Geliştirme Merkezi, Gül’ün, Erciyes Üniversitesi’nde açılışını gerçekleştirdiği laboratuarlardan sadece birkaçı.

Cumhurbaşkanı Gül, Kayseri’de dün de önemli açılışlar gerçekleştirdi. Erciyes Üniversitesi’nde açılışını yaptığı Genetik ve Kök Hücre Araştırma Merkezi GENOM, Nano Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Aşı Geliştirme Merkezi bunlardan sadece birkaçı.
Gül, bilimin kat ettiği yolun çok hızlı olduğunu ve Türkiye’nin bu konuda son yıllarda önemli mesafe aldığını söyledi.
GENOM merkezini Cumhurbaşkanı Gül’le birlikte gezdik. Elektro mikroskopla kök hücrelere baktı. Laboratuar çalışanlarından bilgi aldı. Hayrünnisa Hanım’la birlikte, yapılan bu çalışmaların hangi amaçla kullanılacağını sordular. Başta kanser olmak üzere her türlü haslığa yönelik araştırmaların yapıldığının hatırlatılması üzerine, memnuniyetini dile getirdi. Bu tür yatırımların artırılarak devam ettirilmesi gerektiğine vurgu yaptı...
İki gündür Kayseri’deyiz ve işte dünkü üniversite sunumlarından bazı satır başları:

AG Üniversitesi
Abdullah Gül Üniversitesi, her yönüyle farklı bir üniversite modeli yaratmaya çalışıyor. Arkasında sadece Cumhurbaşkanı Gül‘ün samimi çabası yok, devletin ve Kayserililerin tüm olanakları da bu üniversite için seferber edilmiş.

Kayseri’de, dün açılışı gerçekleşen araştırma merkezleri, önümüzdeki beş, on yıl içerisinde, sadece ülkemizde değil, dünyada da çok konuşulacak.
Örneğin yaz aylarında ölümlere neden olan Kanamalı Kırım Kongo’ya yönelik ilk aşı, dünya da ilk kez bu laboratuvarlarda geliştirilmiş. Patent alma ve endüstriyel hale getirilme çalışmaları da son aşamaya gelmiş.
Ülkemizde genetiği değiştirilmiş ilk fare de yine bu laboratuvarlarda üretilmiş.
Nanoteknoloji ve İlaç Geliştirme merkezlerinde de ciddi araştırmalar var.
Peki, bu araştırma merkezlerini kim kurdu?
Tümü hayırseverlerin desteğiyle gerçekleşmiş.
Hayırseverler, sadece laboratuvar ve araştırma merkezleri yapmakla kalmamış, bilim insanlarının konaklayacakları misafirhaneleri, yurtdışı harçları ve ekstra maaşları da onlar karşılıyorlarmış.

İki gündür Kayseri’deyiz. Her taraf Cumhurbaşkanı Gül’ün posteriyle dolu. Sanki ilk kez geliyormuş gibi. Hep böyle oluyormuş. Kayserililer O’nunla, O da Kayserililerle gurur duyuyor. Bunu, attığınız her adımda hissettiriyorlar...
Kayseri, girişimcilikte sınır tanımıyor. Ticari zekalarına diyecek yok. Ama eğitim ve bilim konusunda da en az o kadar vizyon sahibiler. Üniversite sayısı 4’e çıktı:
Erciyes, Abdullah Gül, Melikşah ve Nuh Naci Yazgan... İlk ikisi devlet, diğer ikisi de vakıf. Rektörler, dün, Cumhurbaşkanı’nın huzurunda, Kayserililere ve medyaya sunum yaptılar. Hepsi de iddialı, hepsi de en iyisi biziz, biz olacağız mesajı verdiler. Aralarında tatlı bir rekabet olacağı kesin. Bu da eminim ki, tıpkı ticarette olduğu gibi eğitim ve bilimde de, çıtanın çok daha yükseğe çıkmasına vesile olacaktır...
Bugün, yine Cumhurbaşkanı Gül tarafından açılışı yapılacak olan GENOM ve GENKÖK Laboratuarları da eminim ki Kayseri’yi bir başka boyuta taşıyacak...

Eğitimde başarılı olamadık

Güneydoğu sınırımızda sıcak gelişmeler, dur durak bilmiyor. Peki sonu nereye varır? İşte bu konuda, her kafadan bir ses çıkıyor. Senaryolar havada uçuşuyor. Peki doğru olan ne?
Bütün bu gelişmeler Türkiye’yi nasıl etkiler?
Genç Bakış’ta önceki gece bunu konuştuk. Konuklarımız, Akil Heyeti Üyesi, Siyaset Bilimci Prof. Dr. Doğu Ergil ve Akademisyen, Yazar Prof. Dr. Mehmet Altan’dı.
Fatih Üniversitesi’ndeki programda, çok çarpıcı tespitler, analizler ve öngörüler vardı.
İşte programdan satır başları:

Prof. Dr. Doğu Ergil

Kayseri, girişimcilikte gerçekten de sınır tanımıyor. Ticari zekâlarına diyecek yok. Ama eğitim konusunda da en az o kadar vizyon sahibiler.
Üniversite sayısı 4’e çıktı: Erciyes, Abdullah Gül, Melikşah ve Nuh Naci Yazgan. İlk ikisi devlet, diğer ikisi de vakıf.
Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Gül tarafından açılışı yapılacak GENOM Labratuvarı ise Kayseri’yi bir başka boyuta taşıyacak.
Özellikle genetikte, sadece ülkemizin değil dünyanın önemli araştırma merkezlerinden birisi haline gelecek.
Erciyes Üniversitesi bünyesinde kurulan GENOM ve Kök Hücre Araştırma Merkezi GENKÖK de, tıpkı üniversite gibi hayırseverlerin katkısıyla gerçekleşti.
Birkaç ay önce gezerken, bizde de artık böylesi araştırma merkezleri var diye gurur duyduğum GENOM’da, kök hücre konusunda çok ciddi araştırmalar yürütülecek.
Kordon Bankası’na ev sahipliği yapacak...

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlik sistemini yenileyen taslağı tamamlamış. Buna göre öğretmenlik daha kaliteli olacak ama zorlaşacakmış.
Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer döneminde başlatılan ve şimdiki Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı döneminde tamamlanan Öğretmen Stratejisi Taslağı onaya sunulmuş.
İsterseniz gelin önce, dün, Star’da yer alan bu habere bir göz atalım ve hemen altına da siyah harflerle bu konudaki görüşlerimizi dile getirelim:
Nihayet!..
Öğretmenlerle ilgili bir düzenlemeye gidilmesi, eğitimin olmazsa olmazlarının en başında geliyor. Ama ne zaman bu yönde bir reform (!) gerçekleşse yüreğimiz cız ediyor. Çünkü her defasında daha da geriye gidiliyor.
Hani bir söz var, eğer bir ülke ile oynamak istiyorsanız, öğretmen yetiştirme sistemiyle oynayın diye, işte bizim daha önceki düzenlemeler aynen öyle.
Diğer mesleklerde neredeyse hiç değişikliğe gidilmezken öğretmen yetiştirme sistemi 10 yılda bir sil baştan oluyor. Umarız bu kez de, eskiyi arama noktasına gelmeyiz...

Günlerdir yollardayım. Önce Şanlıurfa, Mardin, Kızıltepe, ardından KKTC ve son olarak da Antalya, Gaziantep ve Ürgüp...
Hemen her yerde havaalanı var ama ya uçuş saatleri denk gelmiyor ya da aktarmalı uçuşlar söz konusu.
Örneğin önce Ankara ya da İstanbul’a gelip sonra diğer noktalara uçuyorsunuz.
Sıkıştığınız anda da karayolu.
Örneğin Gaziantep’ten Ürgüp’e, ceviz büyüklüğünde dolu yağarken karayolu ile gitmek hiç de kolay değildi. Ama Allahtan, artık, Türkiye’nin hemen her yerinde yollar çok iyi.

Türkiye turu