Nükleer enerji fırtınası sert esiyor

25 Mart 2011

Nükleer santral tartışmaları, görünen o ki yakın zamanda Türkiye’nin öncelikli gündem maddelerinden birisi olacak. Önceki gece, Genç Bakış’ta bu konuda kıyasıya bir tartışma yaşandı. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü öğrencilerinin neredeyse tamamı nükleer enerjiye karşıydı, internet üzerinden yaptığımız ankette yüzde 78, SMS’de de yüzde 90 “hayır” çıktı.
En ilginci ise bilim insanlarının, deprem konusunda olduğu gibi nükleer enerjide taban tabana zıt görüşlere sahip olmasıydı. En büyük tartıma ise hidrojen enerjisi konusunda yaşandı.
İşte programdan satır başları:
Hilmi Güler (Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı)
- En temiz ve süreklilik olarak en uygun enerji nükleer enerji. Ayrıca nükleer santral kurulduğunda elektrik ucuzlayacak.
- Devlet adamlığı romantiklik götürmez. Önemli olan elektrik istiyor musun istemiyor musun?
- Sinop’la ilgili bütün testler yapıldı. Biz bu projeyi çok ciddi lisanlarla kuracağız, bir tuğla koysak izin alacağız. Bilim adamları halkı yanıltmamalı. Biraz insaflı olmak gerek.

Yazının Devamı

Kadir Has’ın son mektubu ve bilim ödülleri

23 Mart 2011

Türkiye’nin en büyük hayırseverlerinden Kadir Has, ölümünün 4. yılında anıldı. 86’sında yaşama veda ettiğinde gözü arkada kalmadı. Çünkü onu belki de sonsuza dek yaşatacak onlarca eser bıraktı. En önemlisi de kendi adını taşıyan üniversite...
Kadir Has Üniversitesi dün çok ciddi bir adım attı ve iki önemli bilim ödülü verdi. “Gelecek Vaat Eden Bilim İnsanı” ödülüne, kanser ve hücre çalışmalarında uluslararası düzeyde kabul gören araştırmaları ve oksijensizlikle hücre ölümü (apoptosis) arasındaki ilişkiye yeni boyutlar kazandıran çalışması ile İsviçre Zürih Üniversitesi Moleküler Yaşam Bilimleri Bölümü araştırmacısı Dr. Ataman Şendöl, Üstün Başarı Ödülü’ne ise Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erdal Arıkan, haberleşme mühendisliği, enformasyon ve kodlama kuramları alanında 60 yıldır açık olan bir probleme çözüm getiren buluşu, bunu sağlayan uluslararası başarılı akademik geçmişi nedeniyle layık görüldü.
Babamın okuma-yazması yoktu ama...
Törende tüm konuşmacıların en fazla dikkat çektiği konu, Has’ın miras olarak bıraktığı Son Mektubu’ydu..
İşte o mektuptan satır başları:
“Okuma yazması olmayan, dünya ile iletişimini ‘Kâtip Efendi‘ diye hitap ettiği yönetici

Yazının Devamı

2011 sınav maratonu başlıyor

22 Mart 2011

2011 sınav maratonu pazar günü Yükseköğretime Giriş Sınavı YGS ile başlıyor. Şu saatten sonra artılarını, eksilerini tartışmanın ve moral bozmanın bir manası yok. İşte bu yüzden, bu zorunlu yarış öncesi, sınav anı ve sonrasında neler yapılması gerekiyor, onlar üzerinde durmak istiyoruz.
Son günler, ders çalışma yerine, disipline olmak için harcanırsa çok daha iyi olur. İşte bu yüzden, sadece adaylara değil, yakınlarına da önerilerimiz var.

Sınav yerini gördünüz mü?
Eğer hâlâ sınava gireceğiniz yeri gidip görmediyseniz, önümüzdeki birkaç gün içerisinde bu işi mutlaka aradan çıkartmalısınız. En kolay geliş-gidiş trafiğini sorun, soruşturun. Daha da önemlisi gireceğiniz sınıfı, hatta oturacağınız sırayı gidip görün. Bu ziyaret, sınav heyecanınızı önemli ölçüde azaltacaktır.
Bu arada resimli ve TC kimlik numaralı bir kimlik kartınız yoksa bu hafta içerisinde onu da mutlaka elde etmelisiniz.
Peki, bu arada başka neler yapabilirsiniz? Örneğin geçen yılın YGS sorularına göz atmanızda yarar var. Hatta gerçekten sınavdaymışçasına bir odaya kapanıp 3 saat hiç yerinizden kalkmadan soruları çözmenizde sonsuz yarar var. Bu en azından artılarınızı, eksilerinizi görmenizde size bir durum

Yazının Devamı

Doğa Koleji’nin yarısı satılmış!

20 Mart 2011

Eğitimi kârlı bir sektör olarak görenlerin sayısı giderek artıyor. Bu yüzden olsa gerek yerel ve uluslararası sermaye grupları dört koldan eğitim kurumlarını tümüyle ya da parça parça alma yoluna gidiyorlar.
Artılarını eksilerini ilerleyen yıllarda göreceğiz. Şimdiden ne söylense boş.
İşte son satışa yönelik haber:

Kime satıldı?
Türkiye merkezli private equity (özel sermaye fonu) Turkven, Doğa Koleji’ne yüzde 50 oranında ortak oldu...
Turkven yönetici ortağı Göktekin Dinçerler ve Doğa Koleji CEO’su Uğur Gazanker, eğitim sektöründe böyle bir ortaklığın ilk kez gerçekleştiğini söyledi. Doğa Koleji’nin şu anda 10 tanesi İstanbul’da olmak üzere 20 kampusu ve 15 bin öğrencisi bulunduğunu ifade eden Gazanker, “Geçtiğimiz yıl 100 milyon TL ciro elde ettik. Hedefimiz 3-4 yıllık bir süre içinde 80 kampus ve 100 bin öğrenciye ulaşmak” dedi. Gazanker önümüzdeki yıl içinde 35 kampusa çıkacaklarını da ifade etti.

Yazının Devamı

CHP, Ak Parti’den nasıl rol çaldı?

19 Mart 2011

Eskiden gündemi Ak parti belirlerdi. Statükocu olan CHP, yenilikçi olan Ak Parti’ydi. Ama son bir aydır sanki roller değişti.
CHP sürekli proje üretiyor, Ak Parti de sürekli bunlara karşı çıkıyor.
Ak Parti’nin geldiği son nokta, eğer bu ülkeye komünizm gelecekse onu da biz getiririz yönünde.
Ne yapılacaksa onu da biz yaparız, bu yapılmayacak dediysek zaten yapılamayacağı içindir.
Yani biz yapamıyorsak, kimse yapamaz mesajı veriliyor...
Sonuna eklenmeyen tek bir şey kaldı o da “va mı başka diyeceğiniz!..”

Yazının Devamı

72. Koğuş neden filme çekildi?

18 Mart 2011

Orhan Kemal’in ünlü eseri, ikinci kez filme çekildi. Gidip hâlâ izlemediyseniz, kaçırmayın derim. Sinema adına fazlasıyla iz bırakacak sahneler var. Oyuncular A’dan Z’ye hepsi de çok başarılı. Ve onları önceki gece, hastalığı nedeniyle gelemeyen Hülya Avşar dışında Genç Bakış’ta konuk ettik. Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü de vardı. Ama programın ilk saatlerinde filmden çok, Yavuz Bingöl’ün, Ermenilerden Özür Diliyoruz Kampanyası’na katkısı tartışıldı.
İşte Maltepe Üniversitesi’nde gerçekleşen programdan satır başları:

Yavuz Bingöl
- Siz hiç haklı durumdayken kimseden özür dilemediniz mi? Annemin halası Ermeniler tarafından katledilmiş. Hem de göğüs uçları kesilip tecavüz edilerek. Ben de ailesinde bu acıyı yaşamış biri olarak yeter artık arkadaş bu mesele bitsin ben özür diliyorum dedim. Özür dilemek basit bir iştir.
- Ermenilerden özür diliyoruz kampanyası şöyle başladı; Avustralya’da Ermeni bir profesör ve Ermeni arkadaşlar toplandılar ve onlar da bizden özür dileyeceklerdi. Ermeni diasporası bizim gibi bu işim bitmesini isteyen insanları istemiyor. Onlar da kendi profesörlerine tehdit telefonları ettiler, Kars’ta, Erzurum’da katledilmiş olan Türklerden özür

Yazının Devamı

Gazalcı’nın yeni kitabı: Kadrolaşma Kıskacında Eğitim

16 Mart 2011

Mustafa Gazalcı, bu dönem parlamentoda değil. Ama önceki yasama dönemlerinde CHP’nin eğitim adına yükselen yıldızlarından birisiydi. Eğitimdeki gelişmeleri çok yakından takip eder ve Başbakan ya da Milli Eğitim Bakanı’nın cevaplaması için TBMM Başkanlığı’na sürekli soru önergeleri verirdi. Bir anlamda, özellikle milli eğitim bakanlarının “belalısı“ konumundaydı. Parlamentoya girmeden önce de Eğit-Der Genel Başkanı olarak bu misyonunu hep sürdürdü.
Kitabında çok ciddi iddialar ve bunlara yönelik belgeler var. Kolay ve anlaşılır olması için de, önce soruyu sormuş ardından cevabını vermiş.

Zor sorular
İşte o sorulardan bazıları:
- İsteği dışında kaç yönetici ve öğretmenin yeri değişti?
- Atama yönetmeliği nasıl kaldırıldı? Nasıl yeniden düzenlendi? Arada neler oldu?

Yazının Devamı

Türkiye’de de özel üniversiteler açılsın mı?

15 Mart 2011

Dışarıdan bakıldığında sanki Türkiye’de de özel üniversiteler var gibi algılanır. Oysa özel ilk ve orta dereceli okullara, yasal olarak izin verilmesine karşın, özel üniversite kurulması Anayasal olarak mümkün değil.
Peki parayla eğitim yapan onca üniversite neyin nesi diyenleriniz mutlaka çıkacaktır. İşte onlar da vakıf üniversitesi! Yani, Anayasa’ya göre, kâr amacı gütmeyen, bir devlet üniversitesinin garantörlüğünde kurulan ve eğer olursa kârını kurucunun cebine değil de, üniversitenin gelişmesine harcayan kurumlar onlar.
Peki hepsi de gerçek anlamda vakıf üniversitesi mi? Yani kurucuların vakfettikleri gelirle mi kuruldu ve geliştiler? Evet demek elbette çok zor. Çünkü içlerinden pek çoğu, her ne kadar kâğıt üzerinde vakıf üniversitesi gibi görünse de, pratikte özel üniversiteden hiçbir farkları yok.
Çoğu zaman kazandıklarını bir ceplerinden, diğerine aktarıyorlar. Yatırım ve bursların çoğunu da öğrencinin sırtına yüklüyorlar...

Yasal düzenleme şart
Vakıf üniversitelerinden bir bölümü ciddi anlamda özel üniversite gibi çalışıyor. Bu konuda yasal bir düzenleme yapıldığında, tercihleri kesinlikle bu yönde olacaktır. O zaman bu kandırmaca niye?

Yazının Devamı