Eğitimde kan davası olmaz

15 Eylül 2010

Üniversiteyi kazandığı halde liseden mezun olamayan binlerce öğrenci var. Hem de en iyi üniversiteleri kazanmalarına rağmen...
Kayıtlar bitti bitecek. Üniversitelerin çoğunda da dersler ya başladı ya da başmak üzere. Ama hâlâ bu öğrenciler için çok şeyler yapılabilir.
Öğrencilerin kabahati yok mu? Elbette var. Adı üstünde onlar delikanlı.
Peki hata yapan sadece onlar mı?
MEB’e, YÖK’e, ÖSYM’ye, Talim Terbiye Kurulu’na bakın, öylesine büyük hatalar yapıyorlar ki, milyonlarca öğrencinin kaderi ile oynuyorlar.
KPSS’de yaşanan kopya skandalının failleri de maalesef öğretmenler.
Elbette yanlış örnekler, örnek olarak gösterilemez. Ama yetişkinler hata yaptığında hiçbir şey olmazken neden öğrencilere çok büyük cezai müeyyideler uygulanıyor, asıl sorgulanması gereken bu değil mi?

Yazının Devamı

KPSS’de YÖK topu savcılığa attı!

14 Eylül 2010

YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, dün akşam saatlerinde Başbakan Erdoğan’ı ziyaret etti. O saate kadar, atama bekleyen yüz binlerce öğretmen, adeta dokuz doğurdu. Çünkü öyle ya da böyle alınacak kararı dört gözle bekliyorlardı. Ancak, görüşme sonrasında YÖK Başkanı’nın açıklaması tam bir hayal kırıklığı yarattı. Çünkü top taca atılmıştı.
Özcan, Başbakanlık’tan ayrılırken gazetecilerin sorusu üzerine iptal konusunda karar verilebilmesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın vereceği kararı beklediklerini söyledi. Peki bu konuda YÖK Denetleme Kurulu ve Devlet Denetleme Kurulu kararları neden dikkate alınmadı? Ya da daha önce bu konuda kararlar verilirken savcılık kararı beklendi mi?..
YÖK sanki, KPSS konusunda alınacak karar ne yönde olursa olsun taraf olmak istemiyor. Kendini yıpratmaktan kaçınıyor...
Oysa öğretmenler artık alınacak kararın içeriğinden çok, bir an önce verilmesini istiyorlar. Haklılar çünkü önlerini görmek istiyorlar. Sınav iptal edilmeyecekse derin bir oh çekecekler. Yok eğer iptal yoluna gidilecekse de tüm kızgınlıklarını, moral bozukluklarını zor da olsa bir kenara bırakıp yeni bir sınava konsantre olmaya çalışacaklar. Ama bir türlü önlerini göremiyorlar.
Yeni

Yazının Devamı

YÖK kaldırılacakmış! Hani KPSS de kaldırılacaktı?

12 Eylül 2010

Referandumdan sonra, yani yarından sonra YÖK kaldırılacakmış. Herhalde şaka yapılıyor! Yoksa kaldırmak isteyen bugüne kadar çoktan kaldırırdı...
Seçimlerden önce de KPSS’nin kaldırılacağı söylenmişti. Ayrıca sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınacakları açıklanmış, çocuklarımızın hayatını zindana çeviren giriş sınavlarının azaltılması için de talimatlar verilmişti.
Peki ne oldu?
KPSS olduğu yerde duruyor. Üstelik sorularını çalan çalana.
YÖK’ün ise bırakın kaldırılmayı, konumu her geçen gün daha da güçleniyor. Şu anda, 12 Eylül darbesinin izlerini sileceğiz diyenlerin gözbebeği durumunda.
Sözleşmeli öğretmenlere verilen söz de bir başka bahara kaldı. Oysa haziranda TBMM tatile girmeden önce ilgili yasanın kesinlikle çıkacağı söyleniyordu!..
Peki ya giriş sınavları?

Yazının Devamı

Hükümetin ortak bir eğitim politikası yok mu?

11 Eylül 2010

Başbakan Erdoğan ile kendi hükümetindeki Milli Eğitim Bakanları arasında sık sık görüş ayrılıkları yaşanıyor. Örneğin Erdoğan, sınavları bir “garabet”e benzetip, kaldırılmasını isterken dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Anadolu liselerine girişteki sınav sayısını birden üçe çıkartmıştı.
Şimdi ise Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, KPSS’nin öğretmen seçiminde yetersiz olduğunu ve değiştirilmesi gerektiğini sık sık vurgularken, Başbakan Erdoğan’ın KPSS’de başarısız olanları niteliksiz olarak göstermesi, hem hükümet içindeki çelişkileri ortaya koydu, hem de öğretmenlerin tepkisine neden oldu.
Bu konuda gelen çok sayıda mailden birini sizinle paylaşmadan önce, artık sorularının çalındığı su götürmez bir şekilde ortaya çıkan KPSS ile ilgili bir kaç ayrıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum.
KPSS bir sıralama sınavı yani bir başarı sınavı değil. Örneğin önceki yıl KPSS’de Türkiye birincisi olan Fizik öğretmeni, o atama döneminde hiç Fizik öğretmeni alınmadığı için açıkta kalmış, onun yarısı kadar puanı olanlar ise okul öncesine çok sayıda öğretmen alındığı için atanmışlardı. Dolayısı ile öğretmen olarak atananlar başarılı, atanmayanlar başarısız gibi bir değerlendirme kesinlik doğru

Yazının Devamı

Eğer iddialar doğru ise...

10 Eylül 2010

KPSS ve ÖSYM ile ilgili olarak adaylardan gelen iddiaların resmi bir niteliği olmadığı için her ne kadar inandırıcı da olsa doğru çıkmamalarını temenni ediyorduk. Çünkü Türkiye’nin en güvenilir kurumlarından birisi olan ÖSYM’nin yıpranmasını istemiyorduk. Yargının alacağı nihai karar açıklanıncaya kadar da bu temennimizi koruyacağız. Ancak, Devlet Denetleme Kurulu, Savcılık ve YÖK Denetleme Kurulu’ndan dışarıya sızan bilgilere bakıldığında, gelişmelerin hiç de YÖK ve ÖSYM lehine gerçekleşmediğini görüyoruz.
Ama daha da vahimi, eğer bu bilgiler doğru ise ÖSYM’nin sadece kopyacılara göz yummakla kalmayıp, kamuoyunu yanlış yönlendirdiği de ortaya çıkar ki, işte bunun artık savunulacak bir yanı kalmaz.
Denetleme kurullarının raporlarından sızan bilgilere göre, KPSS’nin kopyacı şampiyonlarından bazıları, cevap anahtarı dışında hiçbir şeyle ilgilenmemiş. Soru kitapçığındaki, bırakın sosyal bilimlere yönelik soruları, matematik sorularını bile hiç kalem oynatmadan hiç yanlışsız çözmüşler! Hayret ki hayret...
Ama daha da büyük hayret ve şaşkınlık yaratan durum, ÖSYM’nin bu yöndeki açıklamaları oldu. Hatırlanacağı gibi ÖSYM geçtiğimiz hafta yaptığı bütün açıklamalarda, soruların tümünü

Yazının Devamı

ÖSYM’nin yükünü DSM alacak

8 Eylül 2010

Türkiye’nin en güvenilir kurumlarından birisiyken bir anda Türkiye’nin en tartışmalı kurumu haline gelen ÖSYM, en kısa zamanda yeniden yapılandırılacak. Bu çerçevede üniversitelere yönelik sınavlar dışında, diğer tüm sınavların yükü ÖSYM’nin üzerinden alınacak. Kamuya ait sınavlar için Devlet Sınav Merkezi öngörülüyor.
1974’te rahmetli Altan Günalp tarafından üniversitelere merkezi yerleştirme ile öğrenci alınması için kurulan ÖSYM, sonraki yıllarda yarattığı güven ortamı nedeniyle, devlete ait tüm sınavları üstlenen bir konuma geldi. Bu da üzerindeki iş yükünü altından kalkılamaz hale getirdi ve güvenlik zafiyetlerinin yaşanmasına neden oldu.
Son yaşanan kopya skandallarından sonra, YÖK ve devlet katında ağır basan görüş, Devlet Personel Dairesi’ne bağlı olarak kurulacak bir Devlet Sınav Merkezi’nin kademeli olarak ÖSYM’nin yapmakta olduğu kamuya ait tüm sınavları yapar hale gelmesi. Bu merkezin kurulmasında ÖSYM’nin de kurucu partnerlerden birisi olacağı da özellikle vurgulanıyor.
Peki ÖSYM’nin üzerindeki sınav yükü azalırsa, kopya ya da çalınmaların önüne geçilir mi? Evet demek o kadar kolay değil. Çünkü, bu konuda öylesine büyük bir rant söz konusu ki, sistemi delmek

Yazının Devamı

2010’un tüm sınavları ertelendi

7 Eylül 2010

Daha birkaç gün öncesine kadar, Türkiye’deki en büyük sektörlerden birisi de sınav sektörüydü. Yıllık cirosunun 20 milyar dolar olduğu söyleniyor. Yıllar geçtikçe, öylesine büyüdü ve güçlendi ki, onu ne “dershaneleri yok etme” kararı alan 12 Eylül darbesi yıkabildi ne de bu sektörü bir “garabet” olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan. Ama sınav imparatorluğu son günlerde çok derin yaralar alıyor. Art arda gelen kopya ve çalıntı iddiaları, bu koskoca imparatorluğu yerle bir etmek üzere... TUS ve KPSS ertelendi. Sırada yeni erteleme ve iptaller var... Çökmekte olan sınav imparatorluğu dört koldan sarmala alındı. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Devlet Denetleme Kurulu, öte yanda da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, YÖK Denetleme Kurulu ve Kamuoyu baskısı var. Görünen o ki, koskoca imparatorluk Bizans’ın son günlerini yaşıyor!..

Buz dağının görünen kısmı
Şu ana kadar ortaya çıkan iddialar, buz dağının sadece görünen kısmı denilse yalan olmaz. Çünkü çorap söküğü gibi arkasından daha pek çok iddia mutlaka gelecektir. Hem de bugünküleri gölgede bırakacak boyutlarda! Peki bu noktaya nasıl gelindi? Çünkü, daha önceki iddialar yeterince ciddiye alınmadı, üzerine gidilmedi ve güvenlik

Yazının Devamı

Peki diğer sınavlar ne olacak?

5 Eylül 2010

KPSS ile ilgili soruşturma dallanıp budaklanarak devam ediyor. Ne zaman biteceği ve nerelere kadar uzanacağı tam bir muamma.
Ama öte yandan ÖSYM’nin bu ay içerisinde gerçekleştireceği iki önemli sınav var. Biri Tıpta Uzmanlık Sınavı TUS, diğeri ise yaklaşık 2.5 milyon lise ve önlisans mezununun gireceği KPSS.
ÖSYM’nin bu moral ve bu dağınıklıkla, kısa sürede, bu çok önemli sınavları yapması mümkün değil. Peki ne olacak? Ertelenecek mi? Her şeye rağmen yapılacak mı? Hem de ortada TUS ile ilgili onca söylenti varken!..
ÖSYM, YÖK, MEB ve eğitime yön veren diğer tüm kurumlar, büyük bir şaşkınlık içerisindeler ve zaman zaman ciddi anlamda kontrol zafiyeti yaşıyorlar.

ABBAS GÜÇLÜ'NÜN YAZISININ TAMAMI MİLLİYET'TE

Yazının Devamı