Abbas Güçlü

Diyalog 7'ncisi düzenlenen Akdeniz Uluslararası Yükseköğretim Tanıtım Günleri'ne bu yıl 26'sı vakıf, 21'i devlet, 4'i de uluslararası olmak üzere 52 üniversite katılmış. Cam Piramit'te gerçekleşen organizasyona geçen yıl üç günde 35 bin kişi katılmıştı. Bu yıl 40 bini aşması bekleniyor. Türkiye'yi eğitim fuarlarına yabancı üniversiteler alıştırdı. 10 yıl öncesine kadar sadece onlar gelip üniversitelerini tanıtıyordu. Bizimkilerin, hele hele devlet üniversitelerinin, kendilerini tanıtmak hiç aklına gelmiyordu. Çünkü, öğrenci çantada keklikti. Nasıl olsa kontenjanlarının dolmaması gibi bir sorunları yoktu. Ayrıca boşta kalsa, puanı da düşse, bu kimsenin umurunda değildi.Vakıf üniversitelerinin yaygınlaşması ve iyi öğrencilere burs vermesi, sadece devlet üniversitelerini kış uykusundan uyandırmakla kalmadı, aradaki rekabeti de kızıştırdı...Fuarı gezerken, bu rekabetin farklı bir boyutu dikkatimi çekti. Üniversiteler, kendi stantlarına öğrenci çekebilmek için kıyasıya bir promosyon yarışı içine girmişler. Bu yüzden organizasyonun temel amacı olan bilgilendirme faslı adeta ikinci plana itilmiş.Öğrencilerin standa uğradıklarında ilk sordukları soru, ne fakültelerin puanları ve öğretim

Diyalog Kayahan'ın yoğun ilgi gören dünkü şarkıları gibi yeni çıkan Biriciğim CD'si de hafızalara kazınacağa benziyor. Negatif yönleri, eskiye göre daha bir törpülenmiş hali, izleyicilerden tam puan aldı. Nilüfer ile tartışmaları bir yana, popüler olmaya çalışan bazı isimlerin yaratmaya çalıştığı polemiklere gülüp geçti. Gençtir, ağzından kaçmıştır, yakında gelir, özür diler, abartmaya değmez gibi babacan tavırlar sergiledi.Nilüfer'in "Onu kimse tanımazdı. Ben meşhur ettim" sözlerine de eskisi gibi kızmıyor. Nilüfer'in parçalarına yasak koydu söylemini de farklı bir pencereden ele aldı. Kesinlikle bir yasak söz konusu değil. Herkes gibi o da izin alsın söylesin. İzinsiz olmaz dedi.Siyasi sorular dışındaki diğer soruları samimiyetle cevaplayan Kayahan, güncel konularda ise "Aylardır stüdyodayım, gelişmeleri izleyemedim" kaçamağı yaptı.Bolu İzzet Baysal Üniversitesi öğrencilerinden bol yıldızlı bir karne alan Kayahan'ın tanıştığı ilk müzik aletinin, ilkokul sıralarında edindiği kocaman bir saz olduğunu söylemesi ve ardından da Ela Gözlüm türküsünü seslendirmesi büyük alkış aldı. Kayahan'ın söylemlerinden bazı satırbaşları şöyle: 1966'da önce Timur Selçuk, sonra Cem Karaca ve Barış

Diyalog Son aylarda yaşanan tartışma, yıllar öncesi yaşanan köprü tartışmalarının bir benzeri. Hatırlanacağı gibi, köprü tartışmaları Boğaz Köprüsü yapılsın mı, yapılmasın'la mı başlamış, ardından satarsın satamazsın'a dönüşmüştü.Şimdiki tartışma ise üniversite isteyenler ile karşı çıkanlar şekline dönüştü. Anlayacağınız, çok yanlış bir mecraya girdi.Üniversiteye karşı çıkıyormuş gibi görünenler, aslında üniversiteleri en fazla isteyenler. Onların karşı çıkması, üniversite kavramının zaafa uğraması. Üniversitelerin politik amaçla açılması.İlle de üniversite diyenlerin haklı gerekçeleri olsa da bunu bir dayatma şeklinde gündeme getirmeleri ve olmazsa olmaz diye, karşı çıkanları hiçbir gerekçe göstermeden suçlamaları, samimiyetlerine gölge düşmesine neden oldu.Peki, Türkiye'nin yeni üniversitelere ihtiyacı yok mu? Elbette fazlasıyla var. Ama bu, üniversiteden ne beklediğimize bağlı. Şimdi pek çok ilde olduğu gibi, falanca ilde var da biz de niye yok diyerek üniversite istenmesi hiç doğru değil. Hele hele istihdam kapısı olarak görülmesi hataların en büyüğü.Bir dönem her ile, her ilçeye, lise kampanyası başlatılmıştı. Bu, ardından her ile bir fakülteye dönüşmüş, şimdi ise her ile bir

Diyalog Haslet'in ikinci büyük resim sergisi önceki gün açıldı. Ağırlık, ilk sergide olduğu gibi yine gemilerde. Ama bu kez uçak ve trenler de var. Ve o uçak ve gemiler de buram buram tarih kokuyor. Çünkü çizdiği her geminin, uçağın ve trenin ayrı bir öyküsü bulunuyor.Karikatürleri gibi her resmi de birer belge niteliğinde. Zeki, kıvrak ve becerikli. En zor konuları birkaç dakika da kâğıda döküveriyor. Ama sanki resimleri çok uzun zaman almış. Denizi, gökyüzünü ve kara trenlerin geride bıraktığı Anadolu bozkırlarını öylesine ayrıntılı resmetmiş ki her karesi büyük bir emeğin ürünü.Sergi, Rahmi Koç Müzesi'nde. Zaten harika olan müzeye, farklı bir renk katmış. Kara, deniz, hava taşıtlarını ve gelişim süreçlerini ders kitaplarının satır aralarında okuyan öğrenciler için hem müze hem de sergi fazlasıyla öğretici olacaktır... Akarsular gibi, üretken insanlar da önlerine ne kadar set çekilirse çekilsin, bir yerden patlıyor. Kontrolsüz olanı elbette çevreye zarar verir ama Haslet Soyöz gibileri, her zaman, her yerde farklılıklarını ortaya koyabiliyor. OKS başvuruları dün başladı. Ama hâlâ veli, öğrenci ve öğretmenlerin kafası karışık. Çünkü hiçbir sorunun cevabını net olarak alamıyorlar.

Diyalog Kütüphaneciliğe gönül verenlerin, her türlü engellemeye ve ilgisizliğe karşın ısrarla sürdürdükleri bu etkinlikler, bu yıl da birbirinden ilginç panel, konferans, sergi ve değişik çalışmalara ev sahipliği yapacak.Türkiye'deki kütüphane sayısı ile AB ülkelerindeki kütüphane, kitap ve okur sayılarını kıyaslamak istemiyorum. Çünkü moraliniz çok bozulur. Kütüphane ve kütüphaneciliğe karşı olumsuz bir ortamın oluşmasının, onlarca nedeni var. Ama bunların en başında devletin bu konudaki duyarsızlığı ve sınavlara endeksli ezberci eğitim sistemi geliyor.Son aylarda okullarda, özellikle de kırsal bölgelerdeki okullarda yeni kütüphaneler kurmaya yönelik ciddi girişimler var. Bu konuya daha önce de değinmiştim. Öylesine çok kitaba ihtiyaçları var ki, inanamazsınız. Bir yanda raflarda tozlanan kitaplar, öte yanda boş duran raflar ve okuma aşkıyla yanıp tutuşan öğrenciler...Önümüzdeki hafta bu konudaki duyarlılığınızın biraz daha artmasını diliyoruz. Yakın çevrenizdeki kapağı açılmayan kitapları toplayıp bir kütüphaneye bağışlayabilirsiniz. Kütüphaneler Haftası önümüzdeki hafta, Türkiye'nin dört bir yanında farklı etkinliklerle kutlanacak. 26 Mart-1 Nisan günleri arasında kutlanacak

Diyalog Dershane, veli ve öğrencilerin sisteme yaklaşımları da çok ihtiyatlı. "Doğru bir sistem, hemen uygulanmalıdır" diyen neredeyse yok gibi. Her ne kadar başvurular pazartesi günü başlayacak olsa da "Yeni sistem, ya fazlasıyla değişikliğe uğrar ya da tümüyle geri çekilir" beklentisi içinde olanların sayısı fazla. Şeffaflık ve katılımcılık dendiğinde mangalda kül bırakmayan Çelik, bakalım gelen bu eleştirilere ne kadar kulak verecek? Milli Eğitim Bakan Hüseyin Çelik'in bir reformu daha elinde patlayacağa benziyor. OKS'de yaptığı değişikliklere tepkiler devam ediyor. İstanbul'daki vakıf ilköğretim okulları yöneticileri, bir araya gelerek yeni sınav sistemini değerlendirdiler. Hazırlanan rapor, yeni sistemi eleştiri bombardımanına tutuyor. Sağladığı avantajlar 5 maddeyle sınırlı kalırken, dezavantajlar 19 maddeden oluşuyor. Alman Liseliler Kültür ve Eğitim Vakfı, Avusturya Liseliler Eğitim Vakfı, İstanbul Liseliler Eğitim Vakfı, Saint Joseph Eğitim Vakfı, Sağlık Eğitim Vakfı, TED İstanbul Koleji Vakfı ve Vehbi Koç Vakfı temsilcilerinin katıldığı toplantıda alınan kararlar şöyle:Yeni sistemin dezavantajları: Yeni sistem büyük ölçüde belirsizlik ve tutarsızlık içermektedir.

Diyalog Yarışmada ikinciliği yine bir öğretmen olan Yiğit Aytaç, üçüncülüğü de İTÜ Makine Mühendisliği son sınıf öğrencisi Onur Berk Aslanoğlu kazandı.Yarı finalde olduğu gibi, birbirinden ilginç sunumların gerçekleştiği program öncesi ve aralarında ise ODTÜ Fizik Topluluğu Kulübü birbirinden ilginç bilimsel şovlar gerçekleştirdi.Programın en önemli sürprizi ise RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın canlı yayında yarışmacıları kutlaması oldu. Akman, bu tür programların gençlere örnek olduğu için artması gerektiğini, gerekirse RTÜK'ün ilan paylarını düşürebileceklerini söyledi. Ama katılımcılar ve izleyenler gibi onun da bir isteği vardı. O da çocuk ve gençlere yönelik programların daha erken saatlerde yayına girmesini istedi...Jüri üyeliğini ODTÜ rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut ve İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Şengör, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, tiyatro sanatçısı Cem Davran ve eski Avrupa Güzeli Neşe Erberk'in yaptığı yarışmada, British Council Türkiye Direktörü Chris Brown, British Council Bilim ve Avrupa Değişim Programları Müdürü Miraç Özak da bulundular ve finale kalan 10 yarışmacıya ve dereceye giren bilim elçilerine değişik ödüller verdiler. ODTÜ, British Council ve

Diyalog Anadolu liselerinde yabancı dille eğitimi kaldırıp özel okullarda devam ettiren, anadolu liselerinde kontenjanlar dolmadan kayıtları dondurup kolejlere okullar açılıncaya kadar kayıt hakkı tanıyan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, şimdi de büyük tartışmalar yaratan ilköğretim başarı puanı uygulamasını, özel okulları muaf tutup anadolu liselerinde uyguluyor.Devlet okulları, parasızlık nedeniyle kaloriferlerini yakamaz, tuvaletlerini temizleyemez haldeyken kolejlerde devlet parasıyla 10 bin öğrenci okutma projesi de onundu. Devletin öğretmenlerini özel okullarda görevlendirmeye yönlendiren de oydu...Hemen her sektöre ayrıcalık tanınan bir ortamda özel öğretim kurumlarının da desteklenmesine karşı mı çıkıyoruz? Kesinlikle hayır. Ama bu desteğin dozu öylesine kaçtı ki yarardan çok zarar vermeye başladı. Ancak, ne Sayın Bakan ne de özel okullar bunun farkında. Umarız bir an önce hatadan dönüp zaten karışık olan kafaları daha da karıştırmazlar.İlköğretim Başarı Puanı uygulaması, özel okullarda olduğu gibi, anadolu liselerinde de bu yıl uygulanmamalıdır. Hatada inat, yazın kayıtlar sırasında, çok büyük bir kaosa neden olur. 8. sınıflar, sınavla öğrenci alan liselere, tek