Hani Tayyip Bey aday olacaktı?

25 Nisan 2007

Diyalog Tayip Bey'in aday olmayacağını, bu yönde düşünenleri, futbolculuktan gelen alışkanlığıyla ters köşe yapacağını aylarca önce hem televizyonda hem de bu köşede açıklamıştık. Hatta bu konuda siyasetin ve medyanın nabzını tutan duayenlerle yemeğine iddiaya girmiştik.Gerekçemiz çok basitti:Tayyip Bey, icraat adamı. Cumhurbaşkanlığı ise temsil makamı. İleride olur ya, Anayasa değiştirilip yarı başkanlık sistemi getirilirse, işte o zaman aday olur demiştik. Hâlâ da o görüşteyiz.Bu yüzden, Gül'ü "Emanetçi Cumhurbaşkanı" gibi görenler, fazla yanılıyor sayılmazlar.Ama öylesine bir süreçten geçiyoruz ki bu süreç daha çok su kaldırır. Köprülerin altından çok sular akar ve tüm dengeler altüst olabilir... 150'yi aşkın AKP milletvekilinin Tayyip Bey'e önce bizi seçtir, ondan sonra Çankaya'ya çıkarsın yönünde ültimatom verdiğini, Ankara kulislerinde duymayan yok. Çünkü hemen herkes çok iyi biliyordu ki Tayyip Bey'siz bir AKP'nin genel seçimde çok fazla bir şansı olmayacaktı. Bu yüzden, seçime Tayyip Bey'in başkanlığında gidilecek. Peki sonuç ne olur? İşte bu konuda da yine tüm beklentilerin aksine sürpriz sonuçlar yaşanabilir!..Üniversiteler toplumun nabzını çok iyi tutan kurumlar. Hem de

Yazının Devamı

Bakan Çelik neyin peşinde?

24 Nisan 2007

Diyalog Yeni müfredat AB sürecinde Türk eğitim sisteminin hedef ve stratejileriYeni müfredat kapsamında ortaöğretime geçiş modeliMilli Eğitim Bakanlığı personel politikalarıEğitimde teknoloji kullanımıOkulöncesi eğitimÖğretmen yeterlilikleriÖzel eğitimde bütünleştirme Bakanlık, "Eğitimdeki bu güzel dönemi, gelin hep birlikte paylaşalım" diyor. Ve bu güzellikleri de şöyle sıralıyor: 100.000 yeni derslikEğitime 500.000 bilgisayarHer okula ADSL internet250.000 kızımıza okuma imkânıEzberci eğitimden bilimsel eğitime geçiş40 yıllık müfredattan yeni müfredata geçiş100.000 öğretmene dizüstü bilgisayar250 bin öğretmene bilişim eğitimiÖzürlülere eğitim önceliğiBütçede en yüksek pay eğitime ayrıldıÖğrenci kredileri 4 kat arttıAr-Ge'ye ayrılan fonlar 10 kat arttıBir milyon yeni okur yazar kazandırıldı3000 kapalı köy okulu açıldıOkulsuz bölgelere mobil okullar götürüldü15 yeni üniversite açıldıOkullara yeni bir mimari yaklaşım kazandırıldıEğitimde internet devrimi gerçekleştirildi400 milyon ücretsiz ders kitabı dağıtıldıMesleki eğitimde yeni yaklaşımlar hayata geçirildi Milli Eğitim Bakanlığı her gün farklı bir yeniliğe (!) imza atıyor. Son icraatı, 24-28 Nisan tarileri arasında Dünya

Yazının Devamı

Türkiye mucitlerini sevdi

20 Nisan 2007

Diyalog Daha önce gerçekleştirdiğimiz Bilim Elçileri yarışması ve şimdi de Bizim Mucitler projesi gösterdi ki Türk halkı, bilimsel konulara sempatiyle bakıyor. Yoksa gecenin o saatinde, ertesi gün işe, okula gideceğini bile bile 03.30'a kadar ayakta kalmazdı.ODTÜ'de gerçekleşen Ankara elemesine 10 yarışmacı katıldı. 7'si yüksek teknolojiye yönelikti. Hani o bizi aşar dediğimiz, bilişim teknolojisinden nano teknolojiye, sanal dünyadan sodyum bor hidrorürle çalışan arabalara kadar ne ararsanız vardı.Ama en çok ilgi çekenler, yarışma dışı, gösteri amacıyla projelerini sergileyen, ilköğretim 4. sınıf öğrencilerinin yaptıklarıydı. Çocukça akıllarıyla kapkaca da çözüm bulmuşlardı, geceleri üstü açılan çocukların üşütüp hasta olmalarına da. Hele hele anneannesi sıkılmasın diye kitap okuyan robot yapan öğrencinin anlattıkları takdire şayandı. Bizim Mucitler yarışmasının ilki önceki gece Kanal D'de gerçekleşti. Her ne kadar kırmızı noktalı filmler gibi gece yarısından sonra yayına girse de, o yayın kuşağında en çok izlenen program oldu. Jüri üyeleri Her hafta değişkenlik gösterecek olan jüri de bu hafta Enerji Bakanı Hilmi Güler, ODTÜ Rektörü Ural Akbulut, ATO Başkanı Sinan Aygün ve Uğur

Yazının Devamı

Milli Eğitim Yönetici Atama Yönetmeliği (2)

18 Nisan 2007

Diyalog CHP milletvekilleri üst üste soru önergesi veriyor. Sendikalar dava üstüne dava açıyor. Sınav kazanan yönetici adayları isyan ediyor. Ama Bakan Çelik'in umurunda değil. Kendisi yönetmeliklere uyacağına, yönetmelikleri kendisine uydurup giderayak istediğini yönetici yapmaya devam ediyor.Liyakatmış, hak getire. Hiç hak etmeyenler önce vekâleten yönetici yapıldı. Şimdi de vekâleten görev yapanlar, asaleten atanacak deniliyor. Böyle komedi olur mu? AKP iktidarı bildiğini okumaya devam ediyor. Ne hukuk tanıyor ne de yasa. Gelen tepkilerin hepsi bu yönde. Okullarda ya da Milli Eğitim merkez teşkilatlarında yönetici olmanın yolu AKP'li olmaktan geçiyor. Aksini düşünen yok gibi. Söz konusu yönetmelikle ilgili olarak o kadar çok tespit ve tepki var ki değil bu köşeyi, gazetenin tamamını ayırsak yetmez. İşte bu konudaki tespit ve isyanlardan bazıları: Yönetmeliğin yönetici atamalarının "genel şartları" başlığı altındaki 7'nci maddesi de zorunlu hizmet bölgelerine sağlık ve eş durumu özrünü gerekçe göstererek gitmeyenlere idarecilik yolunu açıyor. Maddeyle, yönetici atanabilecekler arasında, "zorunlu çalışma gerektiren yerler dışındaki eğitim kurumu yöneticiliklerine atanacaklar

Yazının Devamı

MEB Personel Atama Yönetmeliği

17 Nisan 2007

Diyalog Bunlardan biri de CHP Sinop Milletvekili Engin Altay. Altay'ın dikkat çektiği noktalar çok vahim. "AKP, Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim sistemini 100 yıl öncesi gibi ikili kaotik bir yapıya dönüştürme girişimi içinde" diyor ve ekliyor:"Anlaşılıyor ki AKP, okulları bütünüyle arka bahçeye çevirme konusundaki ihtirasını ısrarla sürdürmekte kararlı. Sözde reform şampiyonu Bakan Çelik'in en büyük başarısı, okullarımızdaki olumlu dokuyu bozmaktır..."Peki CHP Milletvekili Altay'ı böylesine rahatsız eden ne? Neden bu kadar karamsar ve Bakan Çelik'e böylesine ağır eleştirilerde bulunuyor? İşte gerekçeleri: Eski yönetmeliğin amaç maddesinde yer alan "görevin gerektirdiği niteliklere sahip eğitim personelinin atamaları" hükmünün yeni yönetmelikte olmaması nasıl bir zihni arka planın, daha açık bir deyişle, sinsi bir kadrolaşma anlayışının göstergesidir? Hukuk, liyakat, düzgün bir eğitim sistemi işletmek gibi kavramlar, iktidarın lügatinden çıkmış, onun yerini ben yaparım mantığı almıştır. Milli Eğitim Bakanlığı 1998-99 yılından itibaren AKP dönemine kadar, eğitim kurumları yöneticilerini sınavla seçerek belli bir niteliğe ve donanıma sahip kişilerin (hiçbir siyasi ölçüt olmadan)

Yazının Devamı

Ankara, Ankara olalı...

15 Nisan 2007

Diyalog Atatürk'ün ölümünden sonra böylesine büyük bir topluluk bir araya geldi mi bilmiyorum. En azından ben hatırlamıyorum. Cumhuriyet mitinginin elbette bir düzenleme komitesi vardı. Ama sanki sahibi cumhuriyete, demokrasiye gönül veren herkesti. Türkiye'nin dört bir tarafından gelenler vardı. Çoluk çocuk ailece, piknik yerine orada bulunmayı tercih edenler ile sevgilisiyle sinemaya gitme yerine Tandoğan'a ya da Anıtkabir'e akın akın gelenlerin sayısı o kadar çoktu ki, onlar ne bir partinin ne de bir derneğin ya da başka bir oluşumun temsilcileriydi.Onları orada buluşturan Atatürk ve cumhuriyetin temel değerleriydi. Korkmadan geldiler, gururla yürüdüler ve onurluca ayrıldılar.Tandoğan'a ve Anıtkabir'e giden yollar daha sabahın ilk saatlerinden itibaren tıkanmıştı. Bir noktada sürekli kalmak yerine arabayla bölgede tur attım. Beşevler'den Maltepe'ye, Anıttepe'den Emek'in içlerine kadar her yer tıklım tıklımdı. Evlerin pencereleri bayraklarla donatılmıştı... Bir Ankaralı olarak, Ankara'yı hiç böylesine kararlı görmemiştim. Daha önce de farklı mitingler gördüm. Ecevit'li, Zülfü'lü. Görkemli cenazeler de oldu. Uğur Mumcu'nun, Özal'ın, Ecevit'in... Cumhuriyet mitingine Baykal,

Yazının Devamı

Sezer, eğitim ve gelecek

14 Nisan 2007

Diyalog Ama ben bugün Sezer'in farklı bir yönünü, yani eğitim, bilim ve gençlerle olan ilişkilerini ele almak istiyorum.Kendisine bir karne verilecek olsa muhtemeldir ki diğer derslerin pek çoğundan 100 üzerinden 80, 90, 100 alır. Ama eğitim söz konusu olduğunda, sınıfı ancak kanaat notuyla geçebilir. Çünkü, okulun, üniversitenin, öğrencinin, öğretmenin, bilimin hep çok uzağında oldu. Belki de bir önceki Cumhurbaşkanı Demirel'in bu konuda çıtayı çok yukarılara çıkarması, bugün onun bu konuda başarısız gibi görünüyor olmasına neden oldu.Sezer'den önceki tüm cumhurbaşkanları üniversitelerle sıkı bir diyalog içerisindeydi. Yılda en az bir kez toplanır, sorunlar dinlenir ve hükümete iletilirdi. Ama Sezer sadece bir kez görüştü. O da ayaküstü. Vakıf üniversitelerini önce çağırmadı. Sonra kerhen kabul etti.Okul ziyaretleri neredeyse yok gibiydi. Güncel eğitim sorunlarına yılda bir kaç kez, o da özel günlerde değindi.Üniversitelerden ve YÖK'ten uzak durmasının nedeni, Kemal Gürüz'dü. Çünkü, alenen kendisinin cumhurbaşkanı seçilmemesi için kampanya düzenlemiş, onunla da yetinmeyip seçildikten sonra da canını sıkan bir tutum içerisinde olmuştu. Sonraki yıllarda Gürüz gitti ama onun YÖK'e

Yazının Devamı

Çankaya Toto

13 Nisan 2007

Diyalog Önceki gece Genç Bakış'ta yine bu konuyu konuştuk. Cindoruk, Ahmet Özal, Metin Uca ve Derya Sazak... Uca'nın cumhurbaşkanlığı aday adaylığı gençlerden büyük ilgi gördü. Ekran başındakilerden gelen mailler de bu yöndeydi. Bu popülizmi siyasete dönüştürüp ilk seçimde milletvekili olur mu? Bu yöndeki soruya verdiği cevap çok netti: Kesinlikle hayır.Peki, niye Çankaya'ya aday oldu? Konunun önemine dikkat çekmek için dedi. Yaptığı espriler ve dikkat çektiği konular, bir anda gençleri olayın içine çekiverdi. "Benim aday olmamdan daha komik olanı, son güne kadar adayların açıklanmaması" dedi ve gençlere çağrıda bulundu: Ananızı alın sandığa gelin!.. Cindoruk'a göre, Meclis oturumunu açmak için 367'ye hiç gerek yok. İlk oturumda 184 kişinin olması yeterli. AKP isterse, istediği kişiyi rahatlıkla cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtur. Bu kanuni olur ama hukuki olmaz şeklinde konuştu. Ama daha çarpıcı olanı, hakkındaki yargı kararları nedeniyle Tayyip Bey'in o koltuğa oturamayacağı...Ahmet Özal da Tayyip Bey'in Çankaya'ya çıkma konusunda kararlı olduğu görüşünde. O da makamı tartışmalı hale getireceği için böyle bir karar alınmadan önce üzerinde çok düşünülmesi gerektiğini vurguladı.

Yazının Devamı