Giderek yaygınlaşan bir şekilde kütüphanelere giriş daha da zorlaşıyor. Hele hele bir başka üniversitenin kütüphanesinden yararlanmak için ciddi anlamda aidat ödemek gerekiyor. Sanki söz konusu kütüphaneler, ulusal bilgi birikim merkezleri değilmiş gibi...Bazı rektörler haklı olarak diyorlar ki, ben yılda 2, 3 trilyon lira kütüphaneye kaynak ayırırken, diğer üniversite 100 milyar lira bile kaynak tahsisi yapmıyor. O halde niye onların öğrencisine bedava hizmet sunayım diyor. Kendi açısından baktığı zaman haklı ama bu durumda öğrencinin ve öğretim elemanlarının kabahati ne? Kütüphane için yatırım yapmayan rektör geldiğinde tamam istedikleri ücreti istesinler ama zaten yokluk içinde kıvranan son eğitim gönüllülerini de küstürmesinler...Tıpkı laboratuvar donanımında olduğu gibi kütüphane donanımında da büyük israf söz konusu. Hemen her üniversite kendine özel araştırma laboratuvarları ve kütüphaneler kuruyor. Oysa 24 saat boyunca herkese açık merkezi laboratuvar ve merkezi kütüphaneler kurulsa çok daha ekonomik ve çok daha donanık olmaz mı? Ama nerdeeeeee... Üniversite öğrencileri içinde kütüphaneye gidenlerin oranı yüzde 10u bulmaz. Gitmeyenler için kütüphanelerde olup bitenler hiç
<#comment>#comment>Üniversite öğrencileri içinde kütüphaneye gidenlerin oranı yüzde 10’u bulmaz. Gitmeyenler için kütüphanelerde olup bitenler hiç umurlarında değil. Ama ya kendini eğitime, araştırmaya, bilime adayanların durumu? İşte onlara bir dokunduğunuzda bin ah işitebilirsiniz...
Giderek yaygınlaşan bir şekilde kütüphanelere giriş daha da zorlaşıyor. Hele hele bir başka üniversitenin kütüphanesinden yararlanmak için ciddi anlamda aidat ödemek gerekiyor. Sanki söz konusu kütüphaneler, ulusal bilgi birikim merkezleri değilmiş gibi...
Bazı rektörler haklı olarak diyorlar ki, ben yılda 2, 3 trilyon lira kütüphaneye kaynak ayırırken, diğer üniversite 100 milyar lira bile kaynak tahsisi yapmıyor. O halde niye onların öğrencisine bedava hizmet sunayım diyor. Kendi açısından baktığı zaman haklı ama bu durumda öğrencinin ve öğretim elemanlarının kabahati ne? Kütüphane için yatırım yapmayan rektör geldiğinde tamam istedikleri ücreti istesinler ama zaten yokluk içinde kıvranan son eğitim gönüllülerini de küstürmesinler...
Tıpkı laboratuvar donanımında olduğu gibi kütüphane donanımında da büyük israf söz konusu. Hemen her üniversite kendine özel araştırma laboratuvarları ve
Onlar da haksız sayılmaz. Tatillerden fırsat buldukça eğitim yapmaya alıştırıldıkları için okulu değil, tatili özlüyorlar...Bir ülkede okula gidilen gün sayısı, tatil yapılan günlerden daha az ise bu ülkede ciddi anlamda eğitimin varlığından söz etmek gerçekten yanıltıcı olur.Giriş sınavları gibi olur olmaz verilen tatiller de Türk eğitim sisteminin en büyük baş ağrılarından birisi. Öğrencilerde konsantrasyon diye bir şey bırakmıyor.Yazılı ve sözlü sınavlar için harcanan günleri de çıkarttığınızda eğitim yapılan gün sayısı, birçok ders için bir elin parmaklarından daha az. İşte bu sınırlı günlerin bir bölümü de tatil sonrası motivasyona ayrılıyor.Örneğin bu haftayı ele alalım; kar tatilinin sürekli gündemde olacağı bu hafta süresince ciddi anlamda ders yapılmasını beklemek hayalcilik olur.İlk günler tatil anıları ve ödev kontrolüyle geçecek. Her zaman olduğu gibi anılar ballandırıla ballandırıla anlatılırken sıra ödevlere gelindiğinde kıvırmalar başlayacak. Hele hele söz konusu kitapların okunup okunmadığı sorgulanmaya başlandığında mazeretin bini bir para olacak...Görülen o ki ödevler konusunda bir standart yok. Kimi okullarda fazlasıyla verilmiş. Kimilerinde ise yok denecek
<#comment>#comment>Eğer ekstra bir kar tatili gerçekleşmezse okullar bugün açılıyor. Öğrenciler hala kar yağsın diye dua ettiklerine göre anlaşılan yarı yıl ve bayram tatili yetmemişe benziyor.
Onlar da haksız sayılmaz. Tatillerden fırsat buldukça eğitim yapmaya alıştırıldıkları için okulu değil, tatili özlüyorlar...
Bir ülkede okula gidilen gün sayısı, tatil yapılan günlerden daha az ise bu ülkede ciddi anlamda eğitimin varlığından söz etmek gerçekten yanıltıcı olur.
Giriş sınavları gibi olur olmaz verilen tatiller de Türk eğitim sisteminin en büyük baş ağrılarından birisi. Öğrencilerde konsantrasyon diye bir şey bırakmıyor.
Yazılı ve sözlü sınavlar için harcanan günleri de çıkarttığınızda eğitim yapılan gün sayısı, birçok ders için bir elin parmaklarından daha az. İşte bu sınırlı günlerin bir bölümü de tatil sonrası motivasyona ayrılıyor.
Örneğin bu haftayı ele alalım; kar tatilinin sürekli gündemde olacağı bu hafta süresince ciddi anlamda ders yapılmasını beklemek hayalcilik olur.
İngiltere Eğitim Bakanlığı, okuldan kaçan ya da okulu bırakan "ğrenci sayısının artması üzerine bir dizi "nlem paketi hazırladı. Bakan Morris'in eğitimi cazip hale getirmeye y"nelik projelerden birisi de ünlülerin okullarda ders vermesi.Bakanın bu y"ndeki çağrısına Harry Potter'ın yazarı J. K. Rowling ile Manchester United kaptanı David Beckham'dan hemen olumlu yanıt gelmiş. Biri Edebiyat diğeri de Beden Eğitimi derslerine girecekmiş. Diğer ünlüler de olaya sıcak bakıyormuş...Benzer uygulama daha "nce de Fransızlar tarafından denenmiş ve başarılı sonuçlar alınmıştı. Uzaktan eğitime y"nelik televizyon derslerini ünlülere verdiren Fransızlar izleyici sayısını ikiye, üçe katlamışlardı... Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada kara tahtalı sınıf içi klasik eğitim cazibesini kaybediyor. Bu yüzden pek çok ülke eğitimi yeniden cazip hale getirebilmenin yoğun arayışı içinde. Kimi teknolojiye dayalı yeni sistemler geliştirirken kimi de İngiltere "rneğinde olduğu gibi popüler kültürün müridleri haline gelen "ğrencilere, bu dünyanın kahramanlarını "ğretmen olarak sunmaya hazırlanıyor... Müzik dersi Tarkan'dan Anayasa gereği okulda olması gereken yüz binlerce hatta milyonlarca çocuk
<#comment>#comment>Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada kara tahtalı sınıf içi klasik eğitim cazibesini kaybediyor. Bu yüzden pek çok ülke eğitimi yeniden cazip hale getirebilmenin yoğun arayışı içinde. Kimi teknolojiye dayalı yeni sistemler geliştirirken kimi de İngiltere örneğinde olduğu gibi popüler kültürün müridleri haline gelen öğrencilere, bu dünyanın kahramanlarını öğretmen olarak sunmaya hazırlanıyor...
İngiltere Eğitim Bakanlığı, okuldan kaçan ya da okulu bırakan öğrenci sayısının artması üzerine bir dizi önlem paketi hazırladı. Bakan Morris'in eğitimi cazip hale getirmeye yönelik projelerden birisi de ünlülerin okullarda ders vermesi.
Bakanın bu yöndeki çağrısına Harry Potter'ın yazarı J. K. Rowling ile Manchester United kaptanı David Beckham'dan hemen olumlu yanıt gelmiş. Biri Edebiyat diğeri de Beden Eğitimi derslerine girecekmiş. Diğer ünlüler de olaya sıcak bakıyormuş...
Benzer uygulama daha önce de Fransızlar tarafından denenmiş ve başarılı sonuçlar alınmıştı. Uzaktan eğitime yönelik televizyon derslerini ünlülere verdiren Fransızlar izleyici sayısını ikiye, üçe katlamışlardı...
İngilizler, Amerikalılar, Almanlar, Japonlar eğitimi daha cazip
Pek çoğumuz için şu anda bile zaten vazgeçilmez durumda. Ama yaygınlaşması bir süre daha zaman alacak.İletişimde mektup ve telefonun yerine çoktan geçti bile.Kitaba olamasa bile gazeteler için ciddi alternatif oldu. Birkaçını değil yüzlercesini bir arada bulmak mümkün. Hem de bedava.İnternet üzerinden eğitim yapan okulların sayısı da giderek artıyor. Uzaktan eğitimi daha da vazgeçilmez hale getireceği kesin. ™zellikle yetişkinlere müthiş eğitim olanakları sunacak.G"rsel zenginliği, çok kanallı televizyonları çoktan geride bıraktı. Belgeselden komediye aradığınız her şeyi bulmak mümkün.Her ne kadar henüz kendisi yemek yapamasa da istediğiniz tarifi ya da istediğiniz lokantadan istediğiniz yemeği anında size ulaştırabiliyor.Henüz fiziki sporlar konusunda alternatifler ortaya koyamasa da beyin sporları konusunda sınırsız olanaklar sunuyor. Satrançtan beyin fırtınalarına kadar ne ararsanız var.Alışveriş konusunda kat edilen mesafe ise porno sitelerini bile geride bıraktı. Her keseye uygun alternatifleri ve bol ürün çeşidini başka hiçbir yerde bulmak mümkün değil...Peki hayatımıza b"ylesine giren ve girmeye devam eden sanal dünyanın ve sunduğu sınırsız seçeneklerin hiç mi zararı yok?
<#comment>#comment>Telefon, gazete, kitap, okul, iş, televizyon, yemek, spor ve alışveriş bugün için nasıl yaşamımızın bir parçası ise fazla değil çok kısa bir süre sonra internet de günlük olağan aktivitelerimizden birisi olacak.
Pek çoğumuz için şu anda bile zaten vazgeçilmez durumda. Ama yaygınlaşması bir süre daha zaman alacak.
İletişimde mektup ve telefonun yerine çoktan geçti bile.
Kitaba olamasa bile gazeteler için ciddi alternatif oldu. Birkaçını değil yüzlercesini bir arada bulmak mümkün. Hem de bedava.
İnternet üzerinden eğitim yapan okulların sayısı da giderek artıyor. Uzaktan eğitimi daha da vazgeçilmez hale getireceği kesin. Özellikle yetişkinlere müthiş eğitim olanakları sunacak.
Görsel zenginliği, çok kanallı televizyonları çoktan geride bıraktı. Belgeselden komediye aradığınız her şeyi bulmak mümkün.