Af çıksın ama...

22 Mart 2000


       Aylardır beklenen öğrenci affı nihayet gündeme geliyor. Tüm siyasi partiler, değişik amaçlarla da olsa affı destekliyor. YÖK ve üniversiteler ise affa şiddetle karşı çıkıyor...
       Her iki tarafın da kendilerine göre haklı nedenleri var. Siyasiler, hemen herkesin affedildiği bir ortamda öğrencilere en azından bir şans daha tanınmasından yana. Affın bir çare olmadığı görüşünü savunan YÖK ve üniversiteler ise siyasilerin, af yasalarıyla akademik özgürlüğe sürekli darbe vurduğu kanısındalar.
       Bu arada, olayın mağduru durumundaki öğrenci ve velilerin kaygılı bekleyişi de devam ediyor. Gözleri kulakları Ankara'da. Ne olacaksa bir an önce olsun istiyorlar...
       Ön lisans, lisans, mastır ve doktora öğrencilerinin yanı sıra, af yasasını dört gözle bekleyen bir diğer grup ise doçentlik için yabancı dil sınavını bir türlü aşamayan yardımcı doçentler...
       KPDS olarak bilinen Kamu Personeli Yabancı Dil Sınavı'nın da af kapsamına alınması, yeni tartışmaları beraberinde getirdi. YÖK ve üniversite

Yazının Devamı

Ankara = eziyet

21 Mart 2000


       Eğer işsizseniz ve devlet kurumlarından birine girmek istiyorsanız yandınız. Devlet Memurluğu Sınavı DMS, artık işe yerleştirmenin ötesinde işkenceye dönüştü. Başvurusu, sınavı, sonuçların açıklanması, yerleştirmenin yapılması hemen hepsi yüz binlerce genci adeta zıvanadan çıkarttı. Çıkartmaya da devam ediyor...
       Aylarca gecikmeden sonra başvuru formları nihayet bayram arifesinde Hürriyet'le birlikte verildi. Ama yeterince basılmadığı için olsa gerek pek çok aday form bulamadı. En azından her ilin valiliğine ya da her ilin gazete baş bayiine ek kılavuzlar gönderilebilinirdi. Gönderilmedi. Gönderilmiyor...
      Başbakanlık Devlet Personel Başkanı Nedim Kurdoğlu, "Kılavuz bulamayanlar, bir başkasından ödünç alıp fotokopisini çeksin ya da internetten çıkış alsın" diyor.       Zaten çözüm getirici bir öneri söyleseydi şaşardım. Ankara'daki bürokratların alın birini vurun diğerine. YÖK ve ÖSYM Başkanı neyse Kurdoğlu da o. Foktokopisini çeksinler, internetten çıkış alsınlar dediği kılavuz tam 553 sayfa. Ayrıca sanki herkesin elinin

Yazının Devamı

Eğitimin amacı

20 Mart 2000


       Aldığımız eğitim yaşamımızı kolaylaştırıyor mu? Örneğin okulda kurbağanın kan dolaşımını öğrenen çocuklarımız evde atan bir sigortayı tamir edebiliyorlar mı?
       Bu tartışma öteden beri yapılır. Eğitimin temel amacı çocuklarımızın kafasını, bir süre sonra unutacakları anlamsız bilgilerle doldurmak mı, yoksa yaşamlarını kolaylaştırıcı işlevsel bilgilerle donatmak mı?
       Ezberci eğitimi elbette kimse istemez. Bakanından müsteşarına, öğretmeninden velisine kime sorarsanız hepsi ezberci eğitime karşı. Ama ne yazıktır ki, yapılan hala ezberci eğitimden başka bir şey değil!..
       Eğitim ve öğretim yaşam içindir. Yaşama bir renk katıyorsa, kolaylaştırıyorsa, sorun çözücü yetenekler geliştiriyorsa, kısacası insanları mutlu ediyorsa amacına ulaşmış denir. Oysa geriye dönüp baktığımızda, eğitimin mutluluktan çok sıkıntı verdiğini görüyoruz!..
       "İnsanların en temel hakkı nedir?" sorusunun karşılığı hiç kuşkusuz "yaşam hakkı"dır. Peki eğitim sistemimiz, çocuklarımızı bu konuda ne kadar bilgilendiriyor?

Yazının Devamı

Bilim ve hava

17 Mart 2000


       Türkiye depremle bilimi yeniden keşfetti. Cep telefonu ve internetle de teknolojiye iyice aşina oldu. Bilime olan saygınlığı doruğa çıkartan son gizli kahraman ise hava tahminlerindeki olağanüstü tespitler oldu.
       Son birkaç yıldır öylesine farklı bir hava hareketliliği izliyoruz ki; haberlerden hemen sonra yayımlanan hava tahmin raporları, televizyonlarda en çok izlenen programlar arasına girdi.
       Bilim ve uydu teknolojilerindeki gelişmeler hava tahminlerinde yüzde 100'e varan doğru tespitleri de beraberinde getirdi.
       Dünün en çok eleştirilen kurumlarından biri olan meteoroloji, son aylarda en çok takdir gören kurumlardan biri oldu.
       Eskiden günlük güneşlik bir günün hemen ardından kar yağacak açıklaması yapılsa, meteoroloji yine saçmalamaya başladı denirdi. Oysa şimdi ne söylense hiç kimse yadırgamıyor. Çünkü öngörülen meteorolojik değerlendirmeler bire bir uyuyor.
       Bayram için yapılan hava tahminleri de, tıpkı öncekiler gibi açıklanan şekilde

Yazının Devamı

Müthiş değişim!

16 Mart 2000


       Yazı işleri masasına ilginç bir haber geldi. 8 - 10 yıl öncesine kadar uzun kuyrukların oluştuğu Kapıkule, kuş uçmaz kervan geçmez hale gelmiş. Artık ne geleni varmış ne de gideni...
       Avrupa'daki ikinci üçüncü kuşak gurbetçilerin bayram seyran umurlarında değilmiş. Pek çoğu artık Türkiye'ye gelmiyormuş. Hala Türkiye tercihini kullananlar da bayramda değil, yaz aylarında tatil için geliyormuş. Birkaç günlük akraba ziyaretinin ardından ver elini tatil köyleri...
       Değişim sinyalleri yıllardır geliyordu. Özellikle üçüncü kuşak zor bir ikilem içerisinde. Kendilerini ne tam olarak Türk hissedebiliyorlar ne de Alman, Fransız, Hollandalı. AB'nin yaratmaya çalıştığı ortak Avrupa kültüründen de genelde bir hayli uzaktalar. İçlerinde tam anlamıyla Avrupalı olanlar yok mu? Elbette var. Ama sayıları o kadar az ki...
       Okullaşma oranı ve ekonomik güçleri eskiye oranla çok daha yüksek. Ancak yeterli demek çok zor!..
       Türkiye bu konuda ne yapıyor? Kocaman bir hiç. Gençler, tıpkı Türkiye'de olduğu

Yazının Devamı

Dünya gençleri

15 Mart 2000


       Türkiye'de 2000'li yılların ilk çeyreğine kim damgasını vuracak diye bir beyin fırtınası gerçekleştirilse, adayım hiç tereddütsüz gençler olurdu. Gençler, tüm engellemelere rağmen gümbür gümbür geliyorlar...
       Daha önce pek çoklarını tanıttık. Bugünkü konuklarımız ise AIESEC'li gençler. Önümüzdeki hafta dünya gençlerine ev sahipliği yapacaklar. Tam 90 ülkeden AIESEC başkanları Türkiye'ye geliyor...
       1948'de Belçika'da kurulan AIESEC, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencileri arasında değişim programları düzenliyor. Yönetimi tamamen öğrencilerden oluşuyor ve şu andaki başkanı da İTÜ'den Murat Can Üstünkaya. UNESCO'ya gençlik danışmanlığı da yapan AIESEC'nin temel hedefi, tüm dünyada barışın korunması ve insan kaynağının en verimli şekilde kullanılması. Uluslararası anlayış ve tecrübe aracılığıyla bireylerin gelişimini sağlayarak ülkelerin ve toplumların refahını hedefliyorlar...
       AIESEC'nin Uluslararası Başkanlar Toplantısı, bir anlamda gençlerin oluşturduğu Birleşmiş Milletler toplantısı olacak. Dünyanın dört bir

Yazının Devamı

Giriş sınavları

14 Mart 2000


       Tatiller nedeniyle eğitimin ne tadı kaldı, ne de tuzu. Müfredat programları allak bullak oldu. Yıl sonu geldiğinde daha el sürülmemiş pek çok konu kalacak. En fazla zararı da bir türlü derslere motive olamayan ilköğretim 8'inci sınıf öğrencileriyle, lise son sınıflar görecek.
       Söz sınavlardan açılmışken, adayların tercihlerini belirleyecek bazı önemli son dakika gelişmelerine de dikkat çekmek istiyorum. Örneğin özel vakıf üniversitelerini düşünenlerin, yükseköğretimle ilgili planlarını 4, 5 yıl olarak değil, 6, 7 yıl gibi düşünmelerinde sonsuz yarar var. Bize ulaşan bilgilere göre, ciddi vakıf üniversitelerinin hazırlık sınıflarında başarı oranı yüzde 50, 60 civarında. Eğer yeterli bir İngilizceniz yoksa en az iki yıl hazırlıkta okuyacağınızı şimdiden hatırlatmakta yarar görüyoruz. Eğer bir yıl da ara sınıflarda kaybederseniz, alın size 7 yıl. Bütçenizi 4, 5 yıla göre ayarlayıp, sonra da hiç hesap etmediğiniz şekilde 7 yıla uzarsa sakın şaşırmayın ve önlemini şimdiden alın...
       Parayı bastıranı alan vakıf üniversiteleri için ise en büyük şok, giderek

Yazının Devamı

Kariyer günleri

13 Mart 2000


       İşverenlerle, iş ve staj olanağı arayan öğrencileri bir araya getiren kariyer günleri, özellikle büyük üniversitelerin vazgeçilmez etkinleri arasında yer almaya başladı.
       Önceleri sadece Boğaziçi ve ODTÜ'de yapılıyordu. Şimdi ise en az 10 üniversite kariyer günlerini, Kariyer Fuarı'na dönüştürdü. Geçtiğimiz günlerde Bilkent'te gerçekleşen Kariyer Fuarı'na 27 şirket katıldı. Üç bin öğrencinin ziyaret ettiği fuarda yüzlerce iş ve staj bağlantısı yapıldı...
      Marmara Üniversitesi, İTÜ, Kocaeli Üniversitesi, Ege ve Dokuz Eylül bu etkinliğe önem veren üniversitelerimizden bazıları. Dokuz Eylül Üniversitesi Kariyer Kulübü, sadece fuar düzenlemekle kalmıyor, bir de web sitesi kuruyor. İş arayanlar ve işverenler, bundan böyle internet üzerinden sanal olarak birbirleriyle buluşabilecekler...
       Kariyer kulüpleri, öteden beri Batılı üniversitelerde çok yaygın ve en fazla ilgi gören kulüplerin başında geliyor. Hem öğrencilik döneminde, hem de mezuniyet sonrasında, pek çok öğrencinin ilk önceliklerinden biri de iyi koşullarda

Yazının Devamı