Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Teknoloji artık sınır tanımıyor. Her an her yerde, birebir ya da toplu olarak, görüntülü sohbet olanağı mümkün. Hele işin içine bir de ülkeler ve onların resmi temsilcileri girince, öğrenciler için işin keyfi bir başka oluyor.
Önceki gün bu yönde, farklı ve bir o kadar da ilginç bir projeye tanıklık ettik.
İstanbul’da, ABD’nin İstanbul Başkonsolos’u Scott Kilner ve İstanbul’daki Amerikalı değişim öğrencileri, New York’ta ise Türkiye’nin New York Başkonsolosu Mustafa Levent Bilgen ve Amerika’daki Türk öğrenciler vardı. Ve ayrıca, ilk kez gerçekleşen bu güzel diyaloğa şahitlik edelim diye her iki tarafta da biz gazeteciler...
Görüntülü sohbet yaklaşık 1.5 saat sürdü. Önce konsoloslar konuştu, ardından da öğrenciler. Her iki taraf da çok mutluydu. Özellikle seçilmiş öğrenciler miydi? Hiç sanmıyorum. Lisans öğrencileri de vardı, mastır ve doktora öğrencileri de.
Projenin amacı, kültürler arası diyoloğu artırmak kadar yaşanan sorunları ve memnuniyetleri tespit etmek. İyi düşünülmüş. Keşke sanal ortamda değil de, yüz yüze ve çok daha büyük bir katılımla gerçekleşseydi.
Belki ileriki yıllarda o da gerçekleşir...

Neler konuşuldu?
Amerika’yı şu anda Türkiye sevdalısı diplomatlar temsil ediyor. Ankara’daki Büyükelçi Ricciardone’nin dördüncü, İstanbul Başkonsolosu Kilner’ın ise Türkiye’ye üçüncü gelişiymiş. Her ikisi iyi Türkçe biliyor ve Türkiye’yi, Türkleri ve kültürümüzü çok yakından tanıyor...
Kilner, öğrenci değişim programlarına gönülden inanıyor. Çünkü tadı damağında kalmış. Üniversite öğrencisiyken Avusturya’ya gitmiş ve o sırada Türkiye’ye ilk ziyaretini gerçekleştirmiş.
O günleri, gençliğinizin tadını çıkartın dercesine özlemle anlattı. Türkiye ile ülkesi arasındaki ilişkinin, stratejik ortaklığın çok ötesinde olduğunu vurguladı. Öğrencilerin bunu çok daha ileri noktalara götürmesini istedi.
New York Başkonsolosumuz Bilgen’in temennileri ve anekdotları da bu yöndeydi. Yeter ki isteyin, kapımız da, gönlümüz de her zaman açık ve sizinleyiz havasındaydı. Pek çok ülkedeki öğrencilerimizin aksine, Amerika’dakiler, konsolosluğumuzdan fazlasıyla memnundular...
Amerika’daki Türk öğrenci sayısı birazcık azalırken, Türkiye’deki Amerikalı öğrenci sayısında ciddi artış var. Bu öğretim yılında Amerika’daki Türk öğrenci sayısı yüzde bir düşüşle 11 bin 973’e inmiş. Türkiye’deki Amerikalı öğrenci sayısı ise geçen yıl yüzde 34 artışla 2 bin 42’ye yükselmiş. Önümüzdeki yıllarda çok daha fazla artış bekleniyormuş. Çünkü Amerikalı öğrenciler arasında Türkiye en popüler değişim ülkelerinden birisi haline gelmiş...

Amerikalı öğrenciler
Amerikalı değişim öğrencilerinin keyiflerine diyecek yoktu. Boğaziçi, Koç ve Bahçeşehir’de öğrenim görüyorlarmış. İşte konuşmalarından satır başları:
- Sokakta yürürken ezan sesi duyduğumda farklı bir ülkede olduğumu hissediyor ve duygulanıyorum.
- Osmanlı dönemindeki kültürel değişimleri araştırıyorum. Sanat Tarihi eğitimi alan biri için muazzam bir ülke.
- Kitaplardan öğrenilmeyecek deneyimler edindim. Örneğin kaldırımlar!
- Türkiye’ye yönelik algım çok değişti.
- Türk öğrencilerin Amerikan siyaseti hakkında çok bilgili olmaları beni çok şaşırttı. Bizim Türkiye’ye yönelik ne kadar bilgisiz olduğumuzu gösterdi ve bu beni çok etkiledi.
- Türklere çok benziyorum. Meksikalı olduğumu söyleyince çok şaşırıyorlar. Yardımcı olmak için seferber oluyorlar.
- Türkiye’nin her bölgesi çok farklı. İstanbul içinde bile çok farklılıklar var.
- Kurban Bayramı çok ilginçti. Çocukların izlemesi daha ilginçti...
- Bizans, Osmanlı ve Modern Türkiye Tarihi eğitimi alıyorum. Birbirlerini nasıl etkilediklerini görmek ilginç oldu.

Türk öğrenciler
Amerika’daki Türk öğrenciler de orada bulunmaktan fazlasıyla mutluydular. En büyük özlemleri annelerinin yemekleriydi.
- O kadar çok sorun yaşadık ki, bir süre sonra pişiyorsunuz.
- İnsani yardım konusunda eğitim alıyorum. Son kasırgayı yakından izledim. Büyük deneyim kazandım.
- Dünyanın farklı ülkelerinden öğrencilerle birlikte olmak keyifli. Kendimi çok şanslı hissediyorum.
- Sürdürülebilir enerji kaynakları üzerine çalışıyorum.
- Türkiye’yi tanımak ve Türkçe öğrenmek isteyen birçok Amerikalı tanıdım.
- Tanıdığım herkesin bana, benim de onlara bir şeyler kattığıma inanıyorum.
- Türkiye’de sınavlarda bir soruyu çözmek için bir dakika süre veriliyor. Burada ise 6 dakika...
Özetin özeti: Diyalog gibisi yok!..