ERBAKAN, 1973'te Ecevit'i, "kandırarak", imam hatiplere üniversite yolunu açtı. Onunla da yetinmedi, bugün tartışma konusu olan imam hatiplerin ortaokul bölümlerini öğretime başlattı.
O gün, koalisyon ortağına verilen ufak bir taviz gibi görünen olay, bakın Türkiye'yi bugün hangi noktalara getirdi!
Şimdi benzer ufacık (!) bir tavizi, DYP vermek üzere. Eğer, birazcık olsun Atatürkçü, laik, demokratik olduğuna inanan milletvekilleri, gaflet uykusundan uyanmazlarsa, Ecevit'in verdiği tavizden çok daha fazlasını, Çiller verecek. Hem de ANAP'ın içindeki "gizli Refahlılar"ın desteğiyle.
RP kurmaylarının kafasında, İslami eğitime geçişin, senaryoları yazılıyor. Yarın, tıpkı 1973'te olduğu gibi tereyağından kıl çeker gibi bunu da gerçekleştirirlerse hiç şaşırmayın.
RP ve yandaşları, senaryonun gereği olarak şimdi 5+3'te ısrarlılar. Kesintisiz 8 yıla karşı çıkıyor, Anadolu liseleri ve kolej velilerini de tahrik ederek, ortalığı kızıştırıyorlar.
İpler kopma noktasına gelindiğinde ise büyük bir olgunluk örneği sergileyerek 8 yılık, hatta 11 yıllık kesintisiz temel eğitim kabul edecek ve "Bakın, öbürlerinin 24 yıldır beceremediğini, biz başardık" diye de övünecekler.
RP, Türkiye'nin kilitlendiği, krizin doruğa çıktığı dönemde, uzlaşmacı tavrını sergileyerek, bu arada ufacık (!) bir taviz koparacak.
Dünyadan bihaber politikacılar, entellektüeller, krizden kirize eğitimi hatırlayan medya mensupları, "Refah'a nasıl da gol attık" diye sevinirken, onlar şu anda, sayıları birkaç yüz tane olan imam hatiplerin sayısını, temel eğitim adı altında on binlere ulaştıracak. Dini eğitim kıskacındaki, ortaokul öğrenci sayısı, 300 binden 3 milyona ulaşacak. Daha sonra da, tıpkı şimdi olduğu gibi, iş işten geçtikten sonra, "nasıl oldu da bu hale geldik" diye ah, vah edilecek.
Senaryo şu:
RP, 8 ya da 11 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim karşılığında, bütün ilköğretim okullarına seçmeli Arapça ve Kuran - ı Kerim dersi tavizini koparacak. Mehmet Sağlam'ın "İki dersten ne olur ki" mantığıyla da, uygulama, birkaç yıl içinde onbinlerce okulda yaygınlaştırılacak. Bunun altyapısı çoktan hazırlandı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın dinci bürokratları ve imam hatip kökenli milli eğitim müdürlerinin çoğu bu konuda direktif bekliyor.
Sözde, Arapça ve Kuran - ı Kerim seçmeli olacak ama, uygulama da, almayan kalmayacak. Dahası her okula bir mescit açılacak.
Mısır'ın şeriatçı üniversitesi El Ezher'e, her yıl artan bir şekilde gönderilen öğrencilere, öğretmenlik hakkının verilmesi ve ısararla açılmak istenen özel ilahiyat fakülteleri, hep bu senaryonun bir parçası.
Üniversitelerin pek çoğunda giderek yoğunlaşan tarikatçı kadrolaşmanın hedefi de, ileri de İslami eğitime geçişin zeminini hazırlamak.
Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Her ne kadar aydın bir din adamı olduğu söylense de, şu anda TBMM Milli Eğitim Komisyonu başkanlığını eski bir Diyanet İşleri Başkanı müftü yapıyor. Sanki İslami Eğitim Bakanlığı varmış gibi.
Laiklik, çağdaşlık, Atatürkçülük konularında mangalda kül bırakmayan DSP'ye, CHP'ye bakıyorum. Tısss yok. ANAP ve DYP, eğitimde, yıllardır RP'ye çalışıyor. Çağdaş eğitimi, çağdaş Türkiye'yi savunan yok gibi.
Zaten eğitimi, Mehmet Sağlam, Vehbi Dinçerler, Hasan Celal Güzel gibilere emanet edenlerden ve bugünkü noktaya getirenlerden daha fazla ne beklenebilir ki!..
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025