Diyalog Atatürk'ün ölümünden sonra böylesine büyük bir topluluk bir araya geldi mi bilmiyorum. En azından ben hatırlamıyorum. Cumhuriyet mitinginin elbette bir düzenleme komitesi vardı. Ama sanki sahibi cumhuriyete, demokrasiye gönül veren herkesti. Türkiye'nin dört bir tarafından gelenler vardı. Çoluk çocuk ailece, piknik yerine orada bulunmayı tercih edenler ile sevgilisiyle sinemaya gitme yerine Tandoğan'a ya da Anıtkabir'e akın akın gelenlerin sayısı o kadar çoktu ki, onlar ne bir partinin ne de bir derneğin ya da başka bir oluşumun temsilcileriydi.Onları orada buluşturan Atatürk ve cumhuriyetin temel değerleriydi. Korkmadan geldiler, gururla yürüdüler ve onurluca ayrıldılar.Tandoğan'a ve Anıtkabir'e giden yollar daha sabahın ilk saatlerinden itibaren tıkanmıştı. Bir noktada sürekli kalmak yerine arabayla bölgede tur attım. Beşevler'den Maltepe'ye, Anıttepe'den Emek'in içlerine kadar her yer tıklım tıklımdı. Evlerin pencereleri bayraklarla donatılmıştı... Bir Ankaralı olarak, Ankara'yı hiç böylesine kararlı görmemiştim. Daha önce de farklı mitingler gördüm. Ecevit'li, Zülfü'lü. Görkemli cenazeler de oldu. Uğur Mumcu'nun, Özal'ın, Ecevit'in... Cumhuriyet mitingine Baykal, Sezer, Soysal ve Okuyan gibi parti liderleri de katıldı. DSP lideri Zeki Sezer ile mitingden sonra aynı uçakla İstanbul'a döndük. Yolda mitingi konuştuk. Bir hafta önce de onlar yine Ankara'da büyük bir miting düzenleyip gövde gösterisi yapmışlardı. Aradaki farkı ve cumhuriyet mitinginin verdiği mesajları konuştuk.Bizimkine en az 150 bin kişi katıldı. Aksini ispat etsinler, bu koltukta oturmam diyor. Peki dünkü mitinge kaç kişi katıldı? Çok daha fazlaydı diyor. 500 bin tahmininin abartılı olmayacağını söylüyor.Katılımcıların, cumhuriyete sahip çıkma mitingi olarak nitelendirdiği bu büyük kalabalığın, vermek istediği mesaj neydi? DSP lideri, "Bizim de, iktidarın da, Türkiye'yi dışarıdan izleyenlerin de alması gereken birçok mesaj vardı. Ama en önemli olan üçü şu" dedi ve saymaya başladı: Mitinge katılan yüz binler, cumhuriyetin kuruluş ilkelerine sahip çıktıklarını net bir şekilde ortaya koydular. Tayyip Bey gibi bir cumhurbaşkanı istemiyoruz, dediler. Diyalog ve güçbirliği içerisine girin sinyali verdiler. Sezer, mitinge gelenlerin hiç kimse ve hiçbir kurum için değil, ulusal değerler için geldiğinin de altını çizerek değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: Her kesimden katılım vardı. Hiç kimse bu kalabalığı kendine yormasın.Sayın Başbakan'ın duruşundan bu kadar kaygı duyan insan varsa, Başbakan o çizgide devam edemez.Son yıllarda böylesine büyük katılımlı bir toplantı görmedim. Ama sanki bizim miting daha bir canlıydı... Sezer'in miting yorumu Yediden yetmişe diyeceğimiz katılımcı bir grup vardı. Gençler daha bir göze batıyordu. Tıpkı bastonuyla dimdik yürüyen yaşlı nineler ve dedeler gibi. Onları oraya ne iktidara olan kırgınlıkları ne bir partiye duydukları sempati ne de farklı beklentiler getirmişti. Onlar orada Atatürk ilkelerine sahip çıkmak için bulunuyorlardı. Ellerindeki bayrak, yüreklerindeki ülke sevgisi de hiç kimsenin ambargosu altına giremeyecek kadar büyüktü. Sessizce geldiler, sessizce gittiler...Tandoğan'dan Anıtkabir'e yürüyüş olacaktı. Ama, Anıtkabir daha sabahın ilk saatlerinde dolmuştu. Giden yollar da. Bu yüzden pek çoğu Anıtkabir'e dün gidemedi. Ama ilk fırsatta orada buluşmak için sözleştiler. Gerekçesi artık yeni bir miting mi olur yoksa bir hafta sonu ziyareti mi, ama mutlaka gitmeliydiler. Aralarındaki konuşmalar bu yöndeydi...Özetin özeti: Ankara mitingi farklıydı, görkemliydi ve mesaj doluydu. Umarız, böylesi mitinglere bir daha hiç gerek duyulmaz... aguclu@milliyet.com.tr Gençler çoğunluktaydı