Üniversiteye girmek, öğrenim görmek ve mezun olduktan sonra iş bulmak, zorun da ötesinde imkânsız hale geldi. Kiminle konuşsanız, bir dokunun bin ah işitin. Sadece gençler mi? Anne, babalar ve diğer aile büyükleri de onlardan farklı değil. Çocuklar gözümüzün önünde eriyip gidiyor, bir şey yapamıyoruz diye kahroluyorlar.
Ama öte yandan, onların bulunduğu noktaya gelmek için gecesini gündüzüne katan, varını yokunu bu işe yatıran milyonlar var.
Üniversiteyi kazanmak için lise 2’den itibaren kampa giren, dershaneye giden, özel ders alan, sosyal hayattan, spordan, hemen her şeyden kopan gençleri, maalesef işsizlik bekliyor. Ama ona rağmen, umutlarını yitirmemeye çalışıyorlar. Çünkü o da yok olursa, içine düşecekleri durumu hiç konuşmak bile istemiyorum.
İşsizlik oranı her geçen gün artıyor. Kronik işsizlerin en başında da gençler ve üniversite mezunları geliyor. Hükümetin en kısa zamanda onlara yönelik bir proje geliştirmesi gerekiyor. Maaş az ya da çok olabilir.
Sanki o ikinci planda. Asıl önemli olan, aylardır, yıllardır kapandıkları evlerinden dışarı çıkmaları ve kendilerine olan güvenlerini yeniden kazanmaları. Bu o kadar zor mu? Kesinlikle hayır. Eğer istenilirse bir anda yüz binlerce gence tam ya da yarım gün iş olanakları yaratılabilir. Yeter ki istensin!..
Burslar kesildi
Büyükşehir belediyelerinin verdiği mini minnacık burslar, on binlerce öğrenciye önemli katkı sağlıyordu. Bazı belediyeler, Anayasa Mahkemesi’nin kararını bahane edip kesme yolunu seçti. Bazıları da vermeye devam ediyor. Keşke YURTKUR ile görüşüp onlar üzerinden verilmeye devam etse. Bu yetmiyormuş gibi, üniversitelerde part-time çalışan öğrencilerin işine de son verildi. Bu da büyük rahatsızlık yarattı. Oysa pek çoğu, aldıkları bursun karşılığında çalışıyordu. Belediye bursları gibi üniversitelerin bursları da kesilince, bu proje de ortada kaldı.
Bu konuda yargıya suç bulma yerine, mevcut yasal durumun gözden geçirilmesinde yarar var. Yasalar nasıl düzenlenirse yargı da ona göre hareket eder. İşte bu yüzden, yeni yasal düzenlemeler yapılırken, yaratacağı etkiler uzun uzadıya irdelenmelidir.
İMF kararları doğrultusunda alınan pek çok karar, diğer sektörler gibi eğitim sektörünü de derinden etkiliyor. Paraya yön verenler, olayın sosyal boyutlarını yeterince göz önünde bulundurmuyor. Ama siyasiler bunu dikkate almak zorunda. Özellikle de seçime gidilirken. Yoksa sandıktaki faturası çok ağır olabilir. AKP eğer 29 Mart seçimlerinde yara alırsa, bunun tek sorumlusu, yarattığı küskün kitleler olacaktır. Yoksa muhalefetin başarısı söz konusu bile değil.
Başbakan Erdoğan ya da Çankaya’nın himayesinde bir burs kampanyası gerçekleştirilebilir. Bir fon oluşturularak maçlardan, sinemalardan, piyangodan ve daha pek çok kaynaktan ufak oranlarda paylar aktarılabilir. Yine aynı şekilde halkı da içine alan bir bağış kampanyası düzenlenerek on binlerce hatta yüz binlerce öğrenciye burs olanağı yaratılabilir.
Başbakan Erdoğan’ın çocukları, arkadaşlarının sağladığı burslarla yurtdışında okuma olanağı buldu. Ama herkes onlar kadar şanslı değil. Şimdi bu oluşumdan ilham alınarak hali vakti yerinde olanlar başka çocuklara da burs verebilir. Herkes gücü oranında taşın altına eline koyar, şirketler de bu kervana katılabilir. Yeter ki istensin! Kişisel olarak katılmaya da, kampanyayı desteklemeye de hazırım.
Gençlerin oyu?
Bu arada üniversiteli gençlerin en önemli sıkıntı konularından biri de staj olanaklarının giderek daralması. Kurumlar ekonomik krizi bahane ederek kapılarını adeta kapatmış durumdalar. Çok yanlış yapıyorlar. Birilerinin onlara dur demesi gerekir. Hatta tam tersine, stajyer sayısının artırılması teşvik edilmelidir.
Özetin özeti: Zor bir dönemden geçiyoruz. Gençler gibi, anne babaları yakalamanın yolu da burs ve istihdamdan geçiyor. Bu konuda doğru proje üreten partiler seçimden yüz akıyla çıkacaktır. Gençleri unutanlar ise unutulacaktır. Artık hiç kimse özellikle de gençler, benim için ne yaptın ya da ne yapacaksın sorusunun cevabını bulmadan oyunun rengini belirlemeyecektir.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025