Çin’in Harvard’ı olarak nitelendirilenin Nankai Üniversitesi rektör ve dekanları birkaç gündür Türkiye’de. Hem uluslararası işbirliği anlaşmaları yapıyor hem de Türkiye’yi tanımaya çalışıyorlar. Dün kendileri ile uzun uzadıya eğitimi, bilimi ve Çin’i konuşma olanağı bulduk.
Diğer pek çok Çinli gibi onlar da mütevazı ve bir o kadar da donanımlı ve saygılılar.
Yeditepe ile işbirliği
Çin’in en popüler üniversitelerinden birisi, Türkiye’de partner olarak niye Yeditepe Üniversitesi’ni tercih etti? Sorduğum ilk soru bu oldu. Çünkü bu sorunun cevabı, birçok soru için yeni kapılar açacaktı. Cevabı çok netti: Genç ve enerjik bir üniversite. Bizim için de önemli olan bu!..
Peki Yeditepe ve Nankai üniversiteleri arasında nasıl bir işbirliğine gidildi?
İki üniversitenin yaptığı anlaşmaya göre karşılıklı olarak öğrenci ve öğretim üyesi değişimi yapılacak, yenilikçi ve ileri teknolojiler geliştirilecek, ortak akademik programlar oluşturulacak ve araştırmalar yönetilecek.
Anlaşma, Nankai Rektörü Prof. Xue Jinwen ile Yeditepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nurcan Baç’ın katılımı ile Yeditepe’de imzalandı.
Bu konuda, gelin önce Prof. Baç‘ın değerlendirmesine bir göz atalım, sonra da Çinli rektörle sohbetten satırbaşlarını sizlerle paylaşalım:
Çinceye çoktan başladık
“Çin bilimde dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi haline geldi. Biz de bu çerçevede Çinceyi seçmeli ders haline getirdik ve Çin üniversiteleri ile öğrenci ve öğretim üyesi değişim programları başlattık. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek, bilimsel araştırmalar ve inovasyon konularında uluslararası boyutta akademik çalışmalar yapan bir üniversite olmak için global iş ortaklıklarımızın sayısını her geçen gün artırmaktayız. 600’ü aşkın yurtdışı üniversite ile benzer işbirliğimiz var. Nankai Üniversitesi ile gerçekleştirdiğimiz bu iş ortaklığı sayesinde gerçekleştireceğimiz entegrasyonun her iki ülkenin bilimsel gelişmesine katkısı olacağına inancım sonsuz...”
Çin değişiyor
Çinli Rektör Prof. Xue Jinwen, İstanbul’a hayran olmuş. Tarihçi olarak ilgisini çeken o kadar çok detay var ki, sanki en kısa zamanda bir kez daha gelir izlenimi verdi. İşte sohbetten satır başları:
* Çin’de üniversitelerden 4 beklenti vardır. İlki yüksek kaliteli eğitim ile yüksek vasıflı insan yetiştirmek, ikincisi bilim üreterek yüksek teknoloji yaratmak ve geliştirmek, üçüncüsü bulunduğu bölgenin gelişmesine hizmet edecek toplumsal dinamizmi yaratmak, dördüncüsü ise kültürümüzün devamını ve yenilenmesini gerçekleştirmektir. Diğer üçü tüm dünya üniversitelerinin ortak misyonu ama dördüncüsü Çin’e özgü bir hedef!..
* Dünya üniversiteleri ile son 30 yıldır sürekli işbirliği içerisindeyiz. Çünkü yeni Çin’in sloganı dünya barışı ve insan sevgisidir. Bunu sağlamaya çalışıyoruz.
* İşbirliği için gittiğimiz ülkelerin en iyi ve dinamik üniversitelerini tercih ediyoruz. Yeditepe’de de bu özellikleri gördük.
* Son 10 yılımız, bir önceki 10 yıldan daha iyi ve gelecek on yılımız da, içinde bulunduğumuz 10 yıldan çok daha iyi olacak.
* Çin ne kadar güçlenirse güçlensin, kesinlikle dünyanın başına bela olmaz. Bir tarih profesörü olarak gittiğim ülkelerin müzelerini geziyorum. Hepsinde başka ülkelerden çalınmış eserler var. Çin’de bir tane bile bulamazsınız.
* İnternet üzerinden çok kolay iletişim kurabiliyorsunuz, yüz yüze iletişimin sağladığı sıcaklığı sağlamıyor. Sürekli gezmemizin nedeni bu. Öğrencilerimizi, hocalarımızı, farklı ülkelere gidin dostluklar kurun diye sürekli teşvik ediyoruz.
* Çin’in sanayileşmesi ve modernleşmesi için uzun bir yolculuğumuz var. Gelişen ülke statüsündeyiz ve hala çok yoksul bölgelerimiz var. Adım adım ilerliyoruz. Hızlı ve sağlıklı gelişen ülke modellerini inceliyoruz.
* Kişi başına 5 bin dolar düşüyor. Farklı ülkelerde yaşayan 50 milyon Çinli var. Bu sayıları çok daha yukarı çıkarmaya çalışıyoruz.
* 25 bin öğrencimiz var. Yüzde 55’i yüksek lisans ve doktora yapıyor. 2 bin yabancı öğrencimiz bulunuyor. LYS benzeri bir sınavla öğrenci alıyoruz. En iyiler hep bizi seçiyor.
* Çin’de olduğu gibi İstanbul’da da trafik çok yoğun.
* Nankai 1919’da vakıf üniversitesi olarak kuruldu. Japonlar yerle bir edince, devlet üniversitesi olarak yola devam etti.
* Türkiye, güçlü tarihe ve çok zengin bir kültüre sahip, Asya ile Avrupa arasında köprü olan, dinamik ekonomisi ve değişime açık bir ülke.
* Bir miyar 300 milyon nüfusumuz ve 2900 üniversitemiz var.
* Kimya ve ilaç sanayinde dünyaca ünlü mezunlarımız bulunuyor.
Özetin özeti: Çin’i tanıdıkça seviyorsunuz...