Terörün yoğun olduğu yıllardı. Doğu, Güneydoğu denilince terör ve yoksulluk akla geliyordu...
Genelkurmay, bölgeye yönelik sık sık ziyaretler gerçekleştiriyordu.
Gittiği her yere de, gazeteci ordusu götürüyor ve alınan güvenlik önlemlerini anlatıyorlardı.
O yıllarda da, tıpkı yakın zamana kadar olduğu gibi Milliyet yine “ambargolu” gazeteydi.
Bu ziyaretlere götürülmüyordu...
Ve o dönemde Milliyet’in yayın yönetmeni şimdi olduğu gibi yine Derya Sazak’tı...
Bu ambargo nasıl kırılır sorusuna cevap aranırken, Milliyet Tır’ı eşliğinde Haydi Güneydoğu’ya ve Şark’ı Söylüyoruz kampanyaları başladı.
Yoğun güvenlik önlemleri altında Doğu ve Güneydoğu’yu il il dolaştık, sorunlarını dinledik, sıkıntılarını siz sevgili okurlarımızla paylaştık.
1998 yazı böyle geçti.
Her ziyaret sonrasında dönemin başbakanı, bakanları ve cumhurbaşkanıyla da görüşerek izlenimlerimizi anlatmış, gerekli önlemleri almaları için ricacı olmuştuk...
Her kent için bir şeyler istendi, bir şeyler yapıldı. Ama çarpıcı olan Diyarbakır’dan gelen istekti.
O dönemde dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol’un İstanbul’da açtığı güzel sanatlar lisesi çok popülerdi. Öğrenciler harikalar yaratıyordu. Diyarbakırlı öğrenci, öğretmen ve idareciler, biz de aynısından istiyoruz dediler...
Ve bu macera böyle başladı...
Önce herkes güldü!
Güzel sanatlar lisesi projesi hızla şekilleniyordu. Başta İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey olmak üzere hemen herkes projeyi bir an önce hayata geçirmek için seferber oldu. İstanbul’daki güzel sanatlar lisesi kardeş okul oldu ve projeden ders programlarına kadar her şey bir anda hazır hale geldi.
Peki kaynağı kim sağlayacaktı?
Devletin elinde böyle bir bütçe yoktu. Diyarbakır’da okulsuz onca köy varken, sınıf mevcutları 80’i aşmışken Güzel Sanatlar Lisesi yapmak biraz da hayalcilik değil mi diyenler vardı. Hatta para da öğrenci de bulamazsınız diye dalga geçenler adeta sıraya girdi...
Ama tam tersi oldu...
Önce Sezen, Nilüfer, Tarkan başta olmak üzere sanatçılar destek oldu. Açıkhava’da konserler düzenlendi. Andından görkemli bir temel atma töreni gerçekleşti...
Devlet töreni
Güzel Sanatlar Lisesi’nin temel atma törenine dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, TBMM Başkanı Hikmet Çetin ve Başbakanı Mesut Yılmaz da katıldı. Demirel törende yaptığı konuşmada “Canı gönülden yürüttüğünüz bu kampanyaya, devlet olarak tam kadro dahil olduk. Kampanyaya herkes destek vermeli. Bu hizmeti Türkiye’ye armağan eden Milliyet’e teşekkür ediyorum” dedi. Çetin ve Yılmaz da övgüler yağdırdı...
Ama her sosyal sorumluluk projesinde olduğu gibi temel atıldıktan sonra ortada kimse kalmıyor. İşte bu noktada sanatçılardan büyük destek geldi. Sadece konser vermekle kalmadılar. Maddi, manevi desteklerini de sürdürdüler. Sezen Aksu, üyesi olduğu ve inşaatı halen devam eden bir kooperatif villasını bağışladı.
Hızlı başladı ama!..
Sosyal sorumluluk projeleri gönüllülük ister. Dayatmayla olmaz. O heyecanı yaşamak gerekir. Milliyet olarak biz bu heyecanı hep yaşadık ama arada bir de aksaklıklar olmadı değil. Örneğin bir önceki patronumuz Aydın Bey ve şimdi de Erdoğan Bey, eğitim, çocuklar, gençler söz konusu oldu mu, her türlü desteği sağlıyorlar.
Derya Sazak’ın yayın yönetmenliğinden ayrılmasından sonra, Güzel Sanatlar Lisesi Projesi bir süre ortada kaldı, inşaat bitmedi. Ama imdada her zaman olduğu gibi Devlet Baba yetişti ve liseyi bitirdi. Onca yıldır da mezunlar veriyor. Vermeye de devam edecek...
Eminiz ki en kısa zamanda, o eski heyecan yeniden celallenecek ve elbirliği ile okulun eksikleri giderilerek eskisinden çok daha görkemli hale gelecektir.
Özetin özeti: Milliyet’i diğer gazetelerden ayıran işte bu heyecan. Bazen küllense de o meşale hiç sönmüyor...