Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas Güçlü

MEDYA D Genel Müdürü Arsal Tüzüner ile birlikte, dün KKTC Doğu Akdeniz Üniversitesi'nin konuğuyduk. Öğrencilerle 3 saatlik bir sohbet toplantısı yaptık. Bu arada üniversiteyi de daha yakından tanıma olanağı bulduk.
Gerek kampüsü gezerkenki, gerekse öğrencilerden gelen sorularla ilgili izlenimimiz, fazlasıyla olumlu oldu.
Müthiş bir kütüphanesi var! Pek çok üniversitede olduğu gibi seyirlik değil. Gerçek anlamda kullanılıyor.
9 bini aşkın öğrencisi var ve günde ortalama 3 bine yakını kütüphaneyi ziyaret ediyor. Biz gezerken de adeta boş masa bulmak imkansızdı. 50 binden fazla İngilizce kitabı var. 650 süreli yayını ve Türkiye'nin tüm günlük gazeteleriyle birlikte Amerika ve İngiltere'den gelen gazete ve dergiler de yine günlük olarak öğrencilerin ilgisine sunuluyor.
Her 4 kişiye bir bilgisayar düşüyor. İngilizce düzeyleri oldukça iyi. İnternetle sörf yapanların sayısı ise her geçen gün daha da artıyormuş.
Kütüphane sabah 9 akşam 5 çalışmıyor. Gece yarısına kadar bütün gün açık. Yurt sorunları da yok. Gelen her öğrenciye barınacak yer sağlanıyor.
Türkiye'nin desteğiyle bu konuma geldiklerini ve daha da büyümek için ilginin devam ettiğini her vesileyle dile getiriyorlar.
9 bini aşkın öğrenciden 6 bin kadarı Türkiye'den gelenler. Her ne kadar uzakta olmanın ve "daha iyi" diye bilinen üniversitelerde okuyamamanın ezikliğini hissettirseler de, pek çok üniversitede görmediğimiz kendine güvenen bir yapıya sahipler.
Öğretim ücreti yıllık 3 bin 250 Dolar. Yurtlarda ise 3 kişilik odalar 14, 2 kişilikler de 18 milyon lira.
Geniş bir alana yayılan kampüsün hemen hemen her köşesinde yeni inşaatlar var. Adeta bir şantiye görünümünde.
KKTC ekonomisine en fazla girdi sağlayan "altın yumurtlayan tavuk" konumundaki öğrencilerin sayısını arttırmaya yönelik çalışmalar hızla sürüyor.
Adadaki diğer üniversiteleri gezmedik. Ama daha önce duyduklarımızın pek çoğunun en azından Doğu Akdeniz için geçerli olmadığını gördük.
Öğrenciler Türkiye'deki arkadaşlarının aksine, üniversiteleriyle daha bütünleşmiş durumdalar. Daha iyiyi nasıl yakalarız arayışı içindeler. Yatay geçiş konusunda eskisi kadar istekli değiller. Hedef olarak ODTÜ'yü BİLKENT'i Boğaziçi'ni almışlar. "Neden onlardan daha iyi olmayalım?" diyorlar. Rektörlüğünü Bilkent Üniversitesi'nin akademik kurucusu Prof. Dr. Özay Oral yapıyor. Hocaların çoğu da Türkiye'den. Ayrıca 80 de yabancı uyruklu öğretim görevlisi var.
Geçtiğimiz yıllarda yaşanan polisiye olayların sayısının bir hayli azaldığı söyleniyor.
Dikkati çeken en önemli konulardan birisi de, İngilizlerden miras kalan tersine trafik ve araba sayısının fazlalığı. Her 3 öğrenciden birinin altında ZZ plakalı araba var. Resmi kayıtlara göre ZZ "zorunlu ziyaretçi" anlamına geliyor. Halk arasındaki yakıştırma ise, "zengin züppe..." Otomobil ücretleri Türkiye'nin üçte bir fiyatında imiş...
Bugüne kadar 5 bin mezun veren Doğu Akdeniz Üniversitesi de, yıldızı parlayan üniversitelerden.
Önümüzdeki yıllarda "ben de Doğu Akdenizliyim" diyen üniversitesiyle gururlanan ve tuttuğu işi koparan yeni bir jenerasyonla karşılaşırsak hiç şaşırmayalım.
Avrupa ya da ABD'de üçüncü sınıf üniversiteler için karar vermeden önce Doğu Akdenizi de tanımanızda yarar var. Uçakla 1.5 saat. Trafik, kirli hava, pislik ve çamurun aksine daha iyi eğitim için olanaklar fazlasıyla mevcut.
KKTC'nin Doğu Akdeniz için gösterdiği performansa ve daha iyiyi yapma gayretini sürdürmesi halinde, önümüzdeki yıllarda, eğitimden milyarlarca Dolar kazanan İngiltere gibi herkesin akın akın gitmek istediği ikinci bir "eğitim adası" olmaması için hiçbir neden yok!
Yazara Emailguclu@milliyet.com.tr