Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Eğitim ve gençleri, siyasi malzeme haline getirmek hep hüsranla sonuçlanmıştır. Faturaların en ağırı, hep öğrencilere ve öğretim kurumlarına çıkmıştır. İşte bu yüzden, siyasetçilere, okullardan ve öğrencilerden uzak durun diyoruz.Okullar hiç kimsenin arka bahçesi, öğrenciler de hiç kimsenin militanı değildir, olmamalıdır. 70'li-80'li yıllarda öğretim kurumları da, öğrenciler de, siyasetteki kamplaşmalar nedeniyle çok büyük zararlar gördü. 12 Eylül öncesini çok iyi hatırlıyorum. Çünkü öğrenciydim. Gençler ve öğretim kurumları, öylesine aykırı kamplara bölündü ki, yüzlercesi öldü, binlercesi yaralandı, yüz binlercesinin öğrenimi yarım kaldı. Peki onları o noktaya getirenler ne oldu?Kısa süreli yasaklı kalsalar da daha sonra bıraktıkları noktaya, hatta daha iyi konuma geldiler. İçlerinden bazıları başbakan oldu, bazıları da cumhurbaşkanı.Oysa gençlerin heba olan yılları bir daha hiç geri gelmedi...İşte bu yüzden bugün yine gençler ve eğitim kurumları üzerinden canlandırılmaya çalışılan çirkin tartışmaları şiddetle kınıyoruz.Kavga dövüş, şiddet, üniversitelere yeniden girmemelidir. Arka bahçe sevdalıları kadar, onları eleştirenler de artık okullardan ellerini çekmelidir. Tıpkı daha önceki dönemlerde olduğu gibi yine çeşitli nedenlerle mağdur olmuş on binlerce öğrenci var. Kimsenin bunlarla ilgilendiği yok. Eğer gençler için ille de bir şeyler yapılacaksa, önce onların sorunlarına çözüm bulsunlar yeter... 22 Temmuz seçimlerinin ana tartışma konularından birinin, hatta en önemlisinin, eğitim ve gençler olacağına yönelik ortada çok ciddi sinyaller var. Yıllardır üniversitelerin içindeyiz. Öğrencilerle birlikteyiz. Farklı görüşleri taşısalar da birbirlerine karşı yüksek hoşgörüye sahipler. Kızsalar da dozunu ayarlamasını biliyorlar. Ama seçim atmosferiyle birlikte onlarda da sinir katsayısı yükselmeye başladı. Sanki bazıları yangına körükle gidiyor. Ancak eminim ki, öğrenciler bir kez daha bu tuzağa düşmeyecekler.Gençlerden oy almak isteyenler, hamaset nutukları atarak değil, onlar için ne yapacaklarını ortaya koyarak oy istemeliler.ÖSS, öğrenci affı, harçlar, burslar, yurtlar, stajyerlik, işsizlik, TUS, KPSS, ALES, sözleşmeli kölelik ve onları ilgilendiren diğer konularda ne yapacaklar, onu anlatsınlar... Gerginlik tırmanıyor Bakan Çelik yeni OKS sisteminin dershanelere olan bağımlılığı azaltacağını söylemişti. Oysa tam tersi bir durum söz konusu. Eskiden 7'nci ve 8'inci sınıfta dershaneye koşan öğrenciler, şimdi 5'inci sınıftan itibaren dershanelerin yolunu tutmaya başladılar. Bazı dershanelerde 4. sınıflar için bile kurslar açılmış!Velilere önerimiz, yeni hükümet kurulmadan, yeni bakan gelmeden bu saçma sapan koşuşturmanın içine girmesinler. Bakan Çelik'in bu dayatması, ya yargıdan dönecektir ya da yeni bakanın inisiyatifiyle geri çekilecektir. Kalıcı olması mümkün değil. Çünkü elle tutulur bir yanı yok...Milli Eğitim bakanlarından çoğu, tarihe farklı özellikleriyle geçtiler. Çelik'in en çok konuşulan özelliği ise hata yapma rekortmenliği olacak. Bu konuda açık ara önde. Bir bir yazmaya kalksak değil bu köşe, gazetenin tümü yetmez.Özetin özeti: Eğitimi ve öğrencileri farklı amaçları için kobay olarak kullananlar kadar onlara sessiz kalanlar da ileride bu sorumluluktan kurtulamazlar. Geleceğimize elbirliği ile sahip çıkalım... aguclu@milliyet.com.tr OKS'de yeni sistem