Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İlk ve orta dereceli okullarda ikinci yarıyıl başladı. Hepimize hayırlı uğurlu olsun.
Özellikle de öğrencilere. Çünkü onlar için ikinci yarıyıl çok zorlu geçecek.
Özellikle de sınavlara hazırlananlara...
Peki yeni yarıyıla, yeni bakanla giren eğitimde, bu öğretim yılında önemli değişiklikler olur mu?
Evet demek mümkün değil.
Bakan Nabi Avcı, görünen o ki haziran sonuna kadar, durumu idare etmenin, tepkileri azaltmanın, mevcut projeleri revize etmenin ötesinde hiçbir şey yapmayacak.
Zaten bu arada ancak kadrosunu oluşturabilir ve ancak konulara vakıf hale gelebilir.
Proje üretmeye ya da yeni atılımlar yapmaya da en erken eylülde başlar.
Ve fazla gecikmiş de sayılmaz...

Dershaneler ne olacak?
Bakan Avcı’nın önünde çok önemli kritik konular var.
İlki şubat ataması, ikincisi dershanelerin kapatılması, üçüncüsü de serbest kıyafet.
Dershanelerin 2013’te kapacağını bizzat Başbakan Erdoğan Açıkladı.
Ve 2013 geldi çattı.
Üstelik neredeyse 1.5 ay da geride kaldı.
Peki kapatılmaları yönünde bir işaret var mı?
Evet demek çok zor.
Çünkü dershanelerin gelecek yıl kayıtları, çoktan başladı.
Bu konuda, Ak Parti kurmayları rapor hazırlamış!
Hayırlı uğurlu olsun.
Bu rapor, dershanelerin nasıl kapacakları konusunda mı yoksa kapanmayacaklarına yönelik bir kılıf mı, yakında belli olur!
Görünen o ki değişen fazla bir şey olmayacak...
Niye, çünkü sınavlar aynen devam ediyor...

Mazeret tayinleri?
Mazeret tayinleri konusunda öylesine açıklamalar yapıldı ki, herkes umutlandı. Ama sanki dağ fare doğurdu. Niye mi? Alın size bir örnek:
“Sizi rahatsız etme nedenim; eş durumundan atamamın olmaması. Medya, herkesin ataması olmuş gibi yansıtıyor ama 1.518 gibi önemli sayıda öğretmen arkadaşım ve ben mağdur olmuş durumdayız ve kimse bizim farkımızda değil.
Şırnak Uludere’de görev yapıyorum. Bu 3. yılım, eşim ise Konya merkezde.
Birçok kişi, eş durumu haberi verildikten sonra nikah yaptı ama gerçekten evli olan bizler ailemize kavuşamadık.
Tek suçum sınıf öğretmeni olmak mı?
Branşımı da çok seviyorum ve de değiştirmek de istemiyorum...
Bu mağduriyetimiz için elinizden geleni yaparsanız ve sesimizi duyurursanız çok mutlu olacağız...”

Danışıklı evlilikler?
Bir önceki Bakan Dinçer’in mazeret tayinlerine yönelik katılığının arkasında, anlaşmalı evlilikler ve göstermelik yüksek lisans ve doktora eğitimleri geliyordu.
Yani sistemi istismar edenlere çok kızıyordu.

Haksız mıydı?
Elbette haklıydı.
Ama pireye kızıp yorgan yakmak gibi bir şey.
Üç, beş kişi sistemi dejenere ediyor diye 3, 5 bin kişiyi cezalandırmanın hiç mantıklı yanı olamaz. Olmadı da. Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi dört ayak üzerine düşen yine onlar oldu.
MEB, umarız bu kez, dersini çok daha iyi çalışır...

Tablet devrimi!
Hatırlayacaksınız birkaç yıl önce Dijital Devrim’den bahsediliyordu.
Türk Eğitim Tarihi’nin bu en büyük projesi ile tüm öğrenciler, birkaç yıl içerisinde tablet sahibi olacak ve dersler dijital ortamda gerçekleşecekti.
Ama sonradan alışıldı ki, bu devrim, öyle sihirli bir dokunuşla gerçekleşecek bir proje değil.
Kaynak ayırsanız bile zamana ve üretime ihtiyaç var.
Ve gelinen son noktayı dün Bakan Avcı açıkladı:
Yeni eğitim öğretim yarıyılının başlamasıyla Fatih Projesi kapsamında yurt genelindeki 215 okulda 36 bin 9. sınıf öğrencisi ve 13 bin öğretmene tablet bilgisayar dağıtıldı...
Yani bir yanda milyonlarca öğrenci ve öğretmen öte yanda dağıtılan 36 bin tablet!..
Tablet dağıtımı sırasında Bakan Bey sıkı sıkı tembihte bulunmuş:
Sakın çok oyun oynamayın...
Haksız mı? Haklı ama gelin de yaş çocuğuna anlatın...

Kılık kıyafet devrimi!
Dinçer’in kılık kıyafet devrimi de ciddi bir revizyondan geçeceğe benziyor. Özel okullardan sonra, devlet okullarında da formaya dönüş konusunda sinyaller gelmeye başladı.
Okullarda yapılan anketlerde, eğer serbest kıyafete, yüzde 60 oranında hayır çıkarsa, vazgeçilecekmiş. Çıkar hem de pek çok okulda çıkar. Hele bir bahar gelsin, siz o zaman görün.
Keşke, haftada bir gün serbest kıyafet uygulaması ile yumuşak geçiş sağlansaydı.
İşte bir kez daha görüldü ki, dayatmakla, ben yaptım oldu demekle, devrim gerçekleşmiyor. Öğrenci ve velinin de o devrime sahip çıkması gerekiyor...
Özetin özeti: 20 milyon öğrenci, 30 milyon veli, bir milyon öğretmen... Gel de çık işin içinden!..