Sanatta 43. yılını kutlayan Erol Evgin, önceki gece Genç Bakış’ın konuğu oldu. Evgin, TRT’nin Eurovizyon’a katılmama kararını eleştirerek madem öyle Birleşmiş Milletler’den de çekilelim görüşünü dile getirdi.
Edirne’de Trakya Üniversitesi’nde gerçekleşen programdan satır başları:
Yüzümü sodayla yıkıyorum
- Her sabah yüzümü sodayla yıkıyorum iyi geliyor, hem uyandırıyor da.
- 43 yıldır kariyerimde aklım ve duygularımla yol aldım. Daha çok duygularımı kullandım. Çünkü önünüze dosya olarak gelen bütün projeler karlıdır. Ama duygularınızı kattığınız zaman o işin iyi olmayacağını hissedersiniz. İnsan diyeti de böyle bir şey. Bakıyorum ki ben o insanla yol alamayacağım, kusura bakma sana vakit ayıramayacağız özür dileriz deyip ayrılıyoruz. İnsan diyeti bu. Yoksa eşle dostla insan diyeti olmaz.
- Bugün olsa Erol Evgin olacağımı hiç zannetmiyorum. Bugün için daha zor. 1969’da ilk plağım çıktığında ben saçı sakalı düzgün, efendi bir üniversite öğrencisiydim. Anneler çocuklarına beni örnek gösterirlerdi. Ama şimdi her şey çok değişti. 70’li yılların ruhuyla 2000’li yılların ruhu çok farklı. Eskiden yaza damgasını vuran şarkı diye bir tanım yoktu. Şarkılar yıllarca söylenirdi. Dönemlerin ruhunu, şarkılar türküler yansıtıyor. Şarkılar aynadır.
Oğluma göre demodeyim
- Oğlum Murat Evgin’le son albümümüzü yaptık, kliplerimi çekiyor, birçok iş yapıyor bana. İki neslin bir arada çalışması kolay değil. Bizi demode buluyor. Giyimimi fazla süslü ve rüküş buluyor. Ama oğluyla çalışmak insanın ömrünü uzatıyor.
- Mimarlık eğitimimi rahmetli babam şart koşmuştu. Kolunda bir altın bilezik olsun diye. İyi ki de öyle yapmış. 80’li yılların ortasında çok arabesk bir ortam vardı ve ben artık istediğim gibi çalışamaz olmuştum. O zaman eşimle birlikte bir mimari büro açtım ve 20 yıl mimarlık yaptım.
- Hayatta en önemli şeylerden biri neşe. Neşeyi hiç unutmayın. Çünkü insan zamanla her şeyi edinebiliyor ama bir bakıyorsunuz neşe gitmiş. Ölçü ve denge de çok önemli. Ben hep ölçülü ve dengeli olmaya gayret ettim.
- Çağan Irmak’ı çok beğeniyorum. Şimdi film yapsam onunla çalışmak isterdim.
- Sanatımızı ülkemizin sınırları dışına çok fazla taşıyamadık. Bizim neslin böyle bir sıkıntısı vardı. Yurtdışına kolay çıkamaz, enstrümanlarımızı kolay kolay alamazdık. Ama Türkiye’de her branşta çok yetenekli sanatçılar var. Dünya ile entegre olsaydık, sanatımızı dünyaya taşıyabilirdik. Hala da biraz kapalıyız. O benim içimde bir sıkıntı.
- Sezen’e soruyorum ‘nasıl yapıyorsun bu kadar güzel şarkıları’ diye. Bana ‘Senin anlaman çok zor Erolcuğum çünkü 40 senedir aynı kadınlasın’ diyor.
- Demokratikleşme yolunda Türkiye ilerliyor ama demokratikleşmek kolay bir iş değil. Ortalama 8 yıl eğitim, 10 bin dolar da gayrisafi milli hasıla ister.
Yeni camiler kopya
- Yeni yapılan camileri de iyi bulmuyorum, onlar da 16. yüzyılın kopyası, hem de kötü kopyaları.
- Dönemlerin ruhları var. Günümüzde de kentin sesi, ritmi o kadar yüksek ki müzikler de yüksek ritimli. Daha çok atmosfer yaratmak insanları belli mekanlarda harekete geçirmek, bedenleri sallamak üzerine yapılan işler hakim. Gençler de bunu seviyor biz de saygı duyuyoruz.
- Ben, benim yaşımda üretim yapan iki üç kişiden biriyim. Beni canlı tutuyor. İlkbaharda da iki şarkılık bir single yapacağım. Sonrasında bizim 35-40 yıldır söylediğimiz efsane olmuş şarkıları genç sanatçılarla birlikte söylemeyi düşünüyorum.
Şiddete hayır ama!..
- O kararı ben veriyor olsam bu yıl Eurovision’a katılırdım. Çünkü Türkiye’yi tanıtmak adına önemli bir şeydi. Birleşmiş Milletler’de de bazı ülkelerin veto hakkı var o zaman Birleşmiş Milletler’den de çıkalım.
- Genel olarak bir sol çizgideyim. Atatürk’e ve devrimlerine, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine sonuna kadar inanan bir insanım. Türkiye’nin geliştiğini ve büyüdüğünü düşünüyorum. Daha da büyüyüp gelişecek, bu yaşadığımız çalkantılar da olacak, çok doğal.
- ODTÜ konusu çok tartışıldı, konuşuldu. 60’lardan beri bazen asker, bazen polis, üniformayı hep üniversite öğrencileriyle karşı karşıya getirdiler. Bunun bir çözümü olmalı. Şiddet hiç iyi bir şey değil. Üniformayı biraz sivil hayatın dışına çıkarabilsek iyi olur. Öğrencilerimizin de tabii protesto hakları vardır ama şiddet uygulamamaları gerekir.
Özetin özeti: Görünen o ki Erol Evgin daha kırk yıl dinlenir...