Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

GDO’lu ürünler bereket mi yoksa canavar mı
Haberin Devamı

Genetiği değiştirilmiş organizmalar yani GDO’lar yaşamımızı ne kadar tehdit ediyor?..
İşte bu sorunun cevabını bulmak hiç de kolay değil.
Bilim insanları bile birbirinin tam aksini söylüyor. Ölümcül hastalıklara davetiye çıkartıyor diyen de var, açlıktan kurtardı diyenler de. Devletin tavrı ise çok daha farklı. Hem çok mesafeli hem de kısıtlı da olsa izin veriyor.
Genç Bakış’ta önceki gece, geç saatlere kadar işte bu konu tartışıldı.
Beykoz Lojistik MYO’ndaki program enteresan, hem de çok enteresandı.

İnsanlar yanıltılıyor
Prof. Dr. Kenan Demirkol - İstanbul Üniversitesi
- Yıkamayla tarım ilaçlarının sadece yüzde 40’ı uzaklaşır. Yüzde 60’ı sebze ve meyvede kalır. Çünkü artık sistemik tarım ilacı kullanılıyor.
- GDO asla açlığa çare değil. Açlığı artıran bir faktör.
- Yemlerdeki GDO’ların süte, ete, karaciğere ve dalağa geçtiği daha önce Avrupa’da değişik çalışmalarla gösterildi.
- Bizim Tarım Bakanlığı ve Biyogüvenlik Kurulu son derece namuslu olduğunu kanıtladı. Ama yeterli değil, GDO’nun hayvan yemi olarak da yasaklanması şart.
- Hayvan gübresinde yedirilen GDO’ların yüzde 60’ının herhangi bir değişime uğramadan dışkıyla atıldığı saptandı. Bu bizim organik tarım alanlarımıza giderek o ürünleri GDO’lu hale getirme riskine sahip.

GDO masum değil!
Prof. Dr. Şeminur Topal - Bahçeşehir Üniversitesi
- Dünyada bazı verilere göre 800 milyon, bazı verilere göre 1 milyar 300 milyon insan açken 1.3 milyar insan da obez.
- Genetiği değiştirilmiş ürünlere prensip olarak sıcak bakmıyorum. Bu teknoloji henüz masumiyetini ispatlamış değil.
- GDO çıkalı yaklaşık 16 yıl oldu ve hiçbir şekilde verim artışı olmadı, açlığa çare olmadı, tarım ilaçlarının kullanımı azalmadı.
- GDO ile metabolizmamız tamamen farklılaşabilir. Bizim olaya riskli bakmamızın sebebi bu.
- GDO ile eklenen gen tamamen zehir üreten gen ve bu bitkinin içine yerleşiyor. Siz de bunu yiyorsunuz. Bunun neresi masum olabilir?
- Ben çocuklarıma, torunlarıma mümkün olduğu kadar GDO’lu ürün yedirmemeye özen gösteriyorum ama soyutlamanız mümkün değil her şeyin içine giriyor. Mısırdan 600, soyadan 800 türev ürün üretiliyor.

Her şey kontrol altında
Ahmet Kavak - Tarım Bakanlığı Gıda Kontrol Gen. Müd. Yard.
- Hangi tarım ilacının hangi hastalık ve zararlıya ne dönemde, hangi dozda verileceği ile ilgili çiftçilerimize eğitim veriliyor.
- Biz hiçbir hastalık ve zararlıyla mücadele yapmıyoruz dediğiniz zaman dünyada ortalama yüzde 40 ürün kaybı yaşanır. Bilimsel olarak bu ortadadır. Bunu yapmadığınız zaman insanları açlığa terk etmiş olursunuz.
- Türkiye’de GDO’lu üretim yok. Bizde sadece yem amaçlı ithalat izni var. Şu ana kadar 16 tane mısır 16 tane soya genine izin verildi. Ve bunlar da yem amaçlı kullanılıyor.
- Hayvana yedirilen GDO’ların gübre ile organik tarım alanlarımıza ulaştığı ispatlanmış hiçbir rapor yok. Gıda güvenliği konusunda ülkemizin altyapısı sağlam.
- Bir restoranda yemek yerken, marketten alışveriş yaparken, gıdayla ilgili şüphelendiğiniz, güvensizlik duyduğunuz bir durum olduğunda Alo 174 hattını arayabilirsiniz.
- Sütte GDO yok. Bir tane GDO’lu süt raporu getirin o firmanın üretimini durdurayım.
- Tohumla ilgili sıkıntımız yok. Yerli tohumlarımız var.

GDO bir şanstır
Doç. Dr. Mustafa Erayman - Mustafa Kemal Üniversitesi
- GDO bir fırsattır. Ama dikkatli kullanılması lazım.
- Dünyada 4 milyarın üzerinde insan GDO tüketiyor. Dünyanın yarısı GDO’ya hayır demiyor.
- Hibrit tohumlar anaçlarından daha kaliteli.
- Tarım ilaçlarından zehirlenme vakaları dünyada 30 milyon civarında ama GDO’dan zehirlenme vakası görmedim.
- GDO’lu ürün yedim ve yerim.
- Kanserden ölüm vakaları ile GDO arasında herhangi bir istatistiki ilişki yok.
- Bu stratejik bir ürün, stratejik bir silahtır. Çok iyi kullanmamız lazım.
Özetin özeti: Kafamız zaten karışıktı, daha da karıştı...