Abbas Güçlü
Önümüzdeki hafta, gençlik haftası.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı çerçevesinde, bir hafta boyunca, bıkmadan, usanmadan, biraz da utanmadan gençleri ne kadar çok sevdiğimiz anlatılacak.
İşadamından, politikacısına, yazar-çizerinden, bilimadamlarına kadar hemen herkesin birleştiği ortak nokta, şu anda Türkiye için en büyük sermaye: genç nüfusumuz. Bu öylesine bir potansiyel ki, özellikle giderek yaşlanan avrupa için gıpta edilecek bir durum.
Geçtiğimiz hafta
Karne için görüştüğümüz
Sakıp Sabancı da, lafı dönüp, dolaştırıp bu noktaya bağladı. "2000'li yıllar için Türkiye'nin en büyük kozu gençlerimiz" dedikten sonra arkasından kocaman bir ammaaaa çekti ve devam etti:
"Gençlerimizi okutmalıyız, okutmalıyız, okutmalıyız. Hakkari'de doğan bir çocuğumuz, New York'ta doğan bir çocuktan daha az zeki değil. Ama, onların çocuklarına, gençlerine sunduğu olanakları, biz de sunmadıkça, hep geri kalırız. Bunun için eğitime her zamankinden çok daha fazla önem vermeliyiz..."
Sokağa çıkıp mikrofonu kime uzatsanız, söyledikleri
Sabancı'dan farklı olmaz. Ama onun farkı, karının önemli bir bölümünü eğitim yatırımlarına ayırması. Bugüne kadar yapıp, onarıp, devlete teslim ettikleri okul, yurt, öğretmenevlerinin sayısı 99'u bulmuş. "100'üncü eğitim yatırımımız birkaç ay sonra temelini atacağımız Sabancı Üniversitesi olacak." diyor. Bu konuda bir hayli iddialılar. "Gençlerimizi, Avrupalılardan, Amerikalılardan daha iyi yetiştirmek için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Üniversite için her yıl 30 milyon dolar ayıracağız" müjdesini veriyor.
Diğer üniversiteler bir yana, Koç Üniversitesi ile sanayide olduğu gibi kıyasıya bir rekabetin sinyallerini aldım. Bu tatlı rekabet, ülkemiz, bilim ve gençlik adına müthiş yararlı olacak. Umarız diğer işadamları da bu güzel yarışa katılır. ABD'nin eğitimdeki dünya liderliği böyle oluştu. En iyi üniversitelerin dörtte üçü, Koç ve Sabancı üniversiteleri gibi vakıflara ait. Neden bizde de olmasın!...
Yazının başına dönersek: Evet, genç nüfusumuz, Türkiye için en büyük sermaye. Ama lafla değil, çağdaş eğitimden geçirilmek koşuluyla.
Atatürk, onlara, cumhuriyeti emanet etti. Ya sonradan gelenler gençler için yaptı?..
Yazara Emaila.guclu@milliyet.com.tr