Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sorun yaratma konusunda öyle ustalaştık ki, senaristler bile taş çıkartıyoruz.
Günlerdir Muhteşem Süleyman’ı konuşuyoruz. Herkes bir tarafından çekiştiriyor.
Eleştiriler, niye dün değil de şimdi diye başlıyor, diktatörlüğe kadar götürülüyor.
Peki sonu nereye varır? Zaten önemli olan da o.
Dizi yayından mı kaldırılacak yoksa içeriğini mi değiştirecek? Bu yakında belli olur. Ama görünen o ki, bundan sonra her dizi çeken, önce Ankara bu konuya nasıl tepki gösterir diye düşünecek.
Peki bu bir sansür mü? Hem evet hem de hayır.
Dizilerle ilgili olarak Başbakan Erdoğan gibi düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Ama bunun yolu, bu çıkış mı olmalıydı?..
Örneğin benzer dizilere en fazla tepkiyi tarihçilerin göstermesi gerekirdi.
Tam tersi söz konusu.
Bu konuyu, aylarca önce Genç Bakış’ta tartıştığımızda, bırakın eleştiriyi, tarihe olan ilgiyi artırdı diye teşekkür etmişlerdi. Ancak şu da kesin: Özellikle gençlerin kafası karma karışık.
Her ne kadar dizinin başında hayal ürünü denilse de sanki her şey gerçekmiş gibi algılanıyor.
İşte bu yüzden Tarih kitaplarındaki Kanuni’ye yönelik bilgileri de toparladık.
Ama o Kanuni de gerçek Kanuni değil.
Yalnızca bilinmesi gerekenler yazılmış.
Oysa sadece tarih kitaplarına değil, tüm ders kitaplarında, farklı görüşlere de yer verilse. İşte o zaman bu kafa karışıklığı bu kadar olmaz, Başbakan da devreye girmezdi...