Herkes kazandıysa, kim kaybetti?

Sandıktan öyle bir sonuç çıktı ki, tüm liderler abondone olmuş durumda. Ne sevinebiliyorlar ne de komadalar. Ne kazandık diyebiliyorlar ne de kaybetme sözcüğünü ağızlarına alıyorlar.
Oysa, takke düştü kel göründü. Sonuçlar ortada.
Seçim öncesinde, halk sandıkta balans ayarı yapacak, AKP yüzde 40’ın altına indiğinde erken seçim tartışmaları gündeme gelecek demiştik. Gelinen nokta, hiç farklı olmadı. Pazar akşamından beri en çok telaffuz edilen kelimelerden biri de erken seçim oldu.
AKP, daha doğrusu Başbakan Erdoğan, daha önceki seçimlere mağdur olarak girmiş ve büyük ilgi görmüştü. Bu seçimde ise mağrur olarak boy gösterdi. Dünyaları ben yarattım, benden daha büyüğü yok, benden sonra tufan mantığı mesajları verdi. Ama halk eskisi gibi itibar etmedi. Sarı kart gördü. Ders çıkarır mı bilmiyoruz. Bekleyip göreceğiz.
Aslında sandıktan öylesine çarpıcı sonuçlar çıktı ki her biri enine boyuna tartışılmalıdır. İşte çıkan sonuçlardan bazıları:
* Halk, AKP’ye kerhen de olsa onay verdi ama Bakanlar Kurulu’na desteğini tümüyle çekti. Pek çok bakanın seçim bölgesinde seçimi kaybetmelerinin nedeni bu. Başbakan Erdoğan, kabineyi değiştirmeme konusunda bakalım daha ne kadar inat edecek?
Milli Eğitim Bakanı Çelik, bırakın Van’ı, başta Diyarbakır olmak üzere tüm Doğu ve Güneydoğu’yu AKP’lileştirecekti. Sonuç ortada. Bir önceki seçimde patlayan oy oranıyla birlikte Çelik çok büyük sükse yapmış, fatura ise İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’ya kesilmişti. Bakalım şimdi ne olacak?..
* AKP kıyı kentlerinde, CHP ise varoş ve içlerde yok oldu. Seçimin analizini yapmak için İstanbul’a bakmak yeter. CHP’nin Anadolu’da yok olması gibi AKP’nin de Batı ve kıyı kentlerinde, özellikle de merkezlerde erozyona uğraması, özellikle sorgulanmalıdır.
* Odunu koysam seçtiririm mantığının yanlışlığı bir kez daha ortaya çıktı. Güven veren isimler, partilerine rağmen bir yıldız gibi parladılar. Umarız bundan sonra doğru isimlerle siyaset yapılır.
* Cumhurbaşkanı’nın veto ettiği, Başbakan Erdoğan’ın “Beceriksiz, o yüzden ikinci kez rektör yapmadık” dediği Mustafa Akaydın’ın Antalya’da ipi göğüslemesi Türk halkının mağdurun yanında olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bakalım, Çankaya bu sonuçtan bir ders çıkaracak mı?
* Kadir Topbaş İstanbul’da ikinci kez başkanlık koltuğuna oturan ilk isim olarak tarihe geçti. Dalan’ın, Erdoğan’ın ve diğerlerinin yapamadığını yaptı. Bunda partisi kadar, kendi kişiliği de etkili oldu.
* Ankara, İstanbul, Adana ve İzmir seçimleri şu gerçeği ortaya koydu: Öyle son birkaç aylık kampanya ve rüzgârla seçim kazanılmaz. Temennimiz, adayların bu ilgilerinin seçimle birlikte son bulmaması. Kılıçdaroğlu’nun “takipteyiz” açıklaması bu açıdan sevindirici. Bu seçimi kaybetti ama gelecek seçimin en şanslı ismi daha şimdiden o.
* Türk halkı, akademisyenleri özellikle de rektörleri seviyor ve onlara güveniyor. Büyükerşen’in Eskişehir, Akaydın’ın Antalya zaferi bunun en açık göstergesi.
* Seçimlerin olmazsa olmazı olan güven unsuru hâlâ sağlanabilmiş değil. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapmalı.
* Tam demokrasi için, seçim yasasının acilen değişmesi gerekliliği bir kez daha ortaya çıktı. İktidarın bu yöndeki söylemi bakalım hayata geçebilecek mi?
* Partisine heyecan kazandıramayan lider gitmeli sözünü DP lideri Süleyman Soylu gibi diğer liderler de ciddiye alacak mı? Ya da koltuklarında oturmaya devam edeceklerse tüm Türkiye’yi kucaklayacak kadrolara yer açacaklar mı? Evet demek o kadar zor ki, bir kez de şaşırtsalar ne iyi olur...
Özetin özeti: Türkiye’de çok şey değişiyor, değişmeyen tek şey liderlik anlayışı.