Kolejler sınav ve yerleştirme sistemi, dün, benim de, katıldığım bir toplantıda enine boyuna tartışıldı.
Sonuç olarak, başvurular 19 Mart'a kadar uzatıldı, Sosyal ve Fen derslerinin 4. sınıf bilgilerinden soru sorulmayacağının altı bir kez daha çizildi. Puanlama sırasında uygulanan katsayılar konusunda da, klavuzda yazılanların dışında bir değişikliğin olmayacağı ısrarla vurgulandı.
Bu durumda çocuğunu koleje göndermeyi düşünenler için yeni bir fırsat daha doğmuş oldu.
Daha önce de defalarca yazdım, eğer olanaklarınız elveriyorsa, çocuğunuza bırakacağınız en iyi miras eğitimdir.
Türkiye gibi, yüzbinlerce milyarlık yabancı arabanın, katların, yatların, yazlıkların olduğu bir ülkede, özel okullar için sadece 25, 30 bin kişinin başvuruda bulunmasını anlamak mümkün değil.
Ben anne - babaların çocuklarını sevmediklerine inanmak istemiyorum. Aynı şekilde, özel okulların çok iyi olduğunu da söylemek istemiyorum. Ama ortada bir tezat var.
Veli desteği olmadan, Türk eğitim sisteminin düzlüğe çıkması mümkün değil. Türkiye'de şu anda özel okullarda okuyan öğrencilerin oranı sadece yüzde 1 - 2. Halbuki çok daha fazla olması gerekir. Gereksiz ithalata, ıvır zıvıra trilyonlar harcayan Türkiye, çocuğunun daha iyi eğitimi için, niye para harcamıyor?
Bunda en büyük kabahat, özel okulların. Veliyi bu konuda ikna etmiş değiller.
Hangi müessese yüzde 50 - 60 kapasiteyle çalışmayı göze alır. Hangi müssese kendi ipini kendi çeker. Normalde hiçbir özel teşebbüsün bunu yapmaması gerekir. Ama özel okullar, kendilerini yok etmek için ellerinden geleni yapıyor.
Örneğin, kendilerini pazarlama konusunda müthiş beceriksizler. Veliyle bir türlü diyalog kuramadılar. En büyük handikapları da yabancı okullar. Nasıl olsa iyi öğrenciler bize geliyor diye sürekli kış uykusundalar...
Veliler de onları anlamak için hiçbir zaman çaba sarfetmedi.
Devletin zaten kısıtlı olan olanaklarının, daha çok ihtiyacı olanlara yönelmesi için, özel öğretim kurumlarının sayısı artmalıdır. Bunun için de zaman geçirilmeden önlemler alınmalıdır.
Örneğin, her veli, verdiği paranın hesabını çatır çatır sormalıdır. Başarılı öğrenci cüret indiriminden yararlandırılmalıdır.
Özel okullardan her türlü vergi kaldırılarak, ücretler aşağıya çekilmelidir. Çünkü, özel okula gitmekten vazgeçen her öğrenci, devlet pastasından pay almaktadır.
Devlet, elindeki kısıtlı olanakları, 8, 10 yıla çıkartılacak olan zorunlu eğitime yöneltmeli ve yabancı dille eğitimden çekilmelidir. Şu anda Anadolu liselerindeki kadar öğrenciyi de parasız ya da burslu olarak bu alanda öğrenim veren özel okullarda okutmalıdır. Tabi sıkı bir denetimle, başarılı olanları destekleyerek.
Bugünkü ortamda, parası olanların, paralı okullara yönelmesi mümkün değil. Çünkü, devlet daha caziplerini, üstelik ücretsiz veriyor. Tercih ve yatırmlarını birazda ileriye yönelik yapmalıdır. Köreltici değil, destekleyici olmadılıdır.
Özel okulcular, "Veliden aldığınız parayı tümüyle hak etmiyorsunuz" diye sık sık eleştirdiğim için bana çok kızıyorlar, şimdi bu öneriden sonra, kalitede değil de vasatlıkta eşitlik peşinde koşan sözümona demokratlar da kızmaya başlayacak. Politikacılar ise "Aman tepki olmasın" diye yapmaktan çok, yıkmayı tercih ediyorlar.
Sonuçta, kısır bir döngü içerisinde, radikal kararlar yerine, günü kurtarıcı çözümler yüzünden, eğitim sistemimiz daha da kötüye gidiyor. Olan da çocuklarımıza oluyor...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025