Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ERBAKAN'ın kriz yaratıp, taviz koparma taktiği, galiba tutmaya başladı. Baksanıza, anlı şanlı yazarlar, televizyoncular, politikacılar ve her dönemin uzlaşmacıları, "Aman hocayı kızdırmayalım, ne istiyorsa yarısını verelim" noktasına geldi.
Hoca da, önünde sonunda bu noktaya gelineceğini bildiğinden, çıtayı yükselttikçe, yükseltiyor. Bir yandan gerginliği tırmandırıyor, bir yandan da, istekler paketine, her gün bir yenisini ekliyor.
Öyle de hızlı gidiyorlar ki, yetişene aşkolsun. Biz daha Kur'an kurslarını da temel eğitimin içine sokuşturmaya çalışıyorlar derken, o, ortağı DYP'yi ikna edip, MGK'ya götürecekmiş de haberimiz yok. Helal olsun...
REFAHYOL koalisyonunun bozulmaması için asli görevlerini unutup, politikacılardan daha fazla politikacı olan bazı girişimciler, "aman hükümet yıkılmasında, ne taviz verilirse verilsin" anlayışını topluma da yaymaya çalışıyorlar.
Esen rüzgara göre yön değiştiren, aynı anda herkesi idare etmeyi, bir marifet sayan, oturduğu koltukta bir gün daha fazla kalabilmek için her türlü tavizi veren Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam'ın, Çiller'in de onayını alarak Başbakan'a, onun da Milli Güvenlik Kurulu'na sunacağı rapora göre, Kur'an kursları da, temel eğitimin bir parçası haline gelecekmiş.
Medrese eğitimine geçişin hazırlandığı rapora göre, temel eğitimin 6, 7, 8'inci sınıflarına, şu anda olduğu gibi Kur'an - ı Kerim ve Arapça dersleri konulacakmış. Ama seçmeli olacakmış. Ki o bir süre sonra zorunlu seçmeli hale gelir. O dersleri seçen Müslüman, seçmeyen kafir ayrımı yapılarak, manevi baskıyla herkes alır hale getirilir. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Daha da önemlisi, tarikatları paniğe sürükleyen Kur'an kurslarıyla ilgili çözüm önerisi.
"Özel okullar ve yurtlar konusunda özelleştirme devletleştirme yapılmayacak, sadece, şu anda olduğu gibi denetim yapılacakmış. Bu arada 8 yıllık kesintisiz eğitim sürerken, Kur'an kursları Diyanet'e bağlı olarak, tatillerde ve okul saatleri dışında, denetim altında hafızlık öğretimine devam edecekmiş.
Böyle bir teklif nasıl hazırlanır ve böyle bir teklif, "uzlaşma" adına da olsa nasıl hoşgörülür, anlamak mümkün değil.
Çocuk sabah 6 saat okula gidecek, onun dışında kalan 18 saatini, çoğu yatılı olan Kur'an kurslarında geçirecek, üstelik bu arada okulda da Arapça ve Kur'an - ı Kerim derslerini de seçmeli olarak alacak. Sonra da bunun adına laik, çağdaş eğitim denecek.
Böyle bir teklifi yapanlar, ya kendilerini süper akıllı sanıyorlar, ya da karşılarındakini, dahası toplumun yüzde 80'ini enayi sayıyorlar.
Milli Eğitim Bakanı böyle bir teklifi Başbakan'a götürmeden önce, acaba kendi grubuna anlattı mı? Onlar da bunu onayladı mı çok merak ediyorum.
8 yıllık kesintisiz eğitim, ne imam hatipleri kapatıyor, ne de Kur'an kurslarını. Sadece 15 yaşından sonraya erteliyor. Konunun çarpıtılarak, kapatılıyor havası yaratılması, olayı yanlış mecraya sürüklemekten öte bir işe yaramaz.

Bu sabah 11'de Kanal D'de Karne'nin konuğu İSTEK Vakfı Başkanı Dalan. Ayrıca birbirinden renkli konular var...