Muhteşem Süleyman, her yönüyle tartışılmaya devam ediyor. Hem de ne tartışma. Onunla başlıyor, ucu her yere uzanıyor. Örneğin son Genç Bakış’ta olduğu gibi. Konuğumuz ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’ydı. Eleştirilerinden herkes payını aldı. Başbakan Erdoğan’dan Orhan Pamuk’a, Meral Okay’dan Kültür Bakanı’na, filmcilerden Ajda Pekkan ve TRT’ye, kimine iğne, kimine de çuvaldızı batırdı! İşte Gelişim Üniversitesi’nde gerçekleşen programdan bazı satır başları:
3 yıldır neredeydi?
- Dizi (Muhteşem Yüzyıl) 3 yıldır ekranları işgal ediyor. Hatta yurtdışında daha çok işgal ediyor ekranı. Oyuncular hakikaten iyi. Alıştığımız sinema oyuncuları değiller. Yeniçeriler gibi boylu poslu. Ottoman imajı ile dışarıyı etkiliyor.
- Bunlar bizim ecdadımız mı diyor Başbakan? E ecdadınız değil ama 3 yıldır neredeydiniz? 3 yıl geçtikten sonra bu gibi saldırıların manası yok.
- Muhteşem Yüzyıl dizisi için bana müşavirlik teklifiyle geldiklerinde ben yapmam dedim. Çünkü başıma geleceği biliyorum. Bizim sinema piyasasında mühim olan, tüm dünyada olduğu gibi para kazanmaktır.
- Almanya ve Fransa’da kitap ve sinema konusunda devletin ciddi bir yatırımı vardır. Bu yolla da müdahale eder. Bizde de aynı şeyleri yapmaya kalkarsan ilk anda ortaya çok komik şeyler çıkabilir ama nihayet bu da bir kontrol meselesidir. TRT çok komik bir şekilde dağıtırsa parayı ancak patlıcan toplar. Bu iş, TRT’nin yaptığı gibi yapılmıyor.
Kardeş katli doğru mu?
- Cem Sultan vakasına bakın. Her kardeş kavgası binlerce insanın kellesine ve anarşiye mal oluyor. Aynı şey Rusya ve İngiltere tarihinde de vardır. Böyle kolay hüküm verilmez. Öldürülen, kendi kardeşin değil ki padişahın kardeşi size ne.
- Hürrem Sultan gayet güzel ve gayet zeki bir kadın. Çok erkenden çok güzel şiir ve Türkçe öğreniyor. Dizideki Hürrem değil. O Alman, şivesi ondan bozuk.
Nobel şiire verilmeliydi!
- Nobel alanımız, alır tamam. İnşallah daha da çok alan olacak ama Türk edebiyatı romanla Nobel alırsa, hak etmiş sayılmaz. Çünkü Türk edebiyatının Nobel’i hak edişi şiirledir.
- Haremde göğsü açık gezmişler çünkü orası onların evi. Oraya giren tek erkek padişahın kendisi. Şehzade efendiler bile belirli bir yaştan sonra ayrılıyor. Açıkta olur kapalı da böyle şeylere takılmaz. Ama bir masanın etrafında sadrazam ve eşi, padişah ve gözdesi oturup yemek yemez.
- Kanuni Sultan Süleyman tek eşli bir adam. Birkaç eşi oldu ama, ölüm, ayrılma vs. gibi sebeplerden dolayı. Ama 600 kadını olan padişah da var. Sultan İbrahim ile 3. Murad fevkalade kalabalık bir harem halkının ortasında ama herkes öyle değil. Kanuni öyle değil mesela.
- Ölenlerin arkasından konuşulmuyormuş ama çok mükemmel demek de saygısızlık. Ölüye yalan söylenmez. Meral Okay çok hoş bir insan, cahil filan hiç değil. Ama tarihçilik başka bir şey.
- Kanuni Sultan Süleyman Han’ın 13 seferi var. Yatağında ölenlerden değil. Geniş zihniyetli bir senarist oturur bu seferleri yazar çizer. O sefer günlüklerini okuduğunda orijinal, ilginç şeyler var. Mesela atları yol üzerinde tarlaya saldığı için iki yeniçeri giderildi diyor. Bunlar dizide yok. Çünkü sefer sahnesi çok pahalıya mal oluyor.
Niye Hac’ca gitmediler?
- 19. yüzyıla kadar hac 1 yıl sürerdi. Padişahlar o yüzden hacca gitmedi. Sefere gider. Seferde iş yapıyor. Ama hac bir meditasyondur. Farzı kendi kendini tecerrüt etmektir. Devletten filan her şeyden uzaksınız. O anda, tavaf anında size bir haber filan gelemez. O yüzden padişah gitmez. Yerine vekil gönderir. Bugünkü şartlar olsa iş değişirdi. Şimdi bir tecerrüt seferi olmaktan çıktı. Orada devlet adamları buluşuyorlar, büyük meseleleri hallediyorlar.
- Matbaanın 350 yıl sonra gelmesi Batı Avrupa’ya göre çok büyük bir noksan. Balkanların ve Doğu Avrupalıların da okuma yazma işi bizden daha iyi değildir. Matbaa her şeyi çözmüyor. Türkler okumaktan çok konuşmayı, dinlemeyi severler. Ulemanın yasaklaması bir dereceye kadar ama Venedik’ten cam getiriyorsun matbaa da var orada o niye gelmiyor?
Muhteşem mi, Kanuni mi?
- Sultan Süleyman, Soliman Magnifique’tir. Kılığı, kıyafeti, yaşamı, entelektüel kapasitesiyle. Avrupa saraylarında, dünyada Magnifique diye bahsedilir. Asıl mesleği kuyumculuktur.
- Bizim Sultan Süleyman’a Kanuni dememizin bir sebebi yoktur. Her padişah kanunname yapar, onları met etmek için demişler herhalde. Bir kere Ebu Suud gibi koca nişancının yaşadığı bir devirde Kanuni’yi hukukşinas bir padişah gibi yorumlamak da aşırı bir gayret. Biraz yağcılık.
Özetin özeti: Tarihi ciddiye almamızın ve doğru kaynaklardan öğrenmemizin zamanı geldi de geçiyor...