Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bakan Bey, performans ödevleri kalkacak müjdesi verince sevinmeyen kalmadı.
Alınan karardan, en fazla da öğretmen ve veliler memnun oldu. Çünkü performans ödevleri, o ödevleri çocukları adına yapan veliler için de eziyetti, onları tek tek değerlendirmek zorunda kalan öğretmenler için de...
Şimdi asıl önemli soru, o boşluk nasıl doldurulacak?
Ödeve ne gerek var diyenler mutlaka çıkacaktır. Ama ödevsiz eğitimin olmayacağını da hepimizin kafasına kazıması gerekir. Dünyanın en kısa eğitim süresi zaten bizde. Üstelik yarım gün eğitim yapılıyor. Yani öğrencinin okulda öğrendiğiyle, geleceğe çok daha donanımlı hazırlanması mümkün değil.
Bu yüzden okul dışı saatlerde, onlara yetkinlik sağlayacak ödevleri, olmazsa olmaz olarak düşünmeliyiz.
Tek tip ödev anlayışına öteden beri karşıyım. Çünkü ne her okul bir birinin aynı ne de çocuklar. Ayrıca her öğretmenin yoğurt yiyişi de birbirinden farklı.
Keşke bu konuda genel çerçeveler çizildikten sonra, öğretmenler tümüyle özgür bırakılsa. İsteyen öğretmen, istediği şekilde ödev yöntemi geliştirse.
Bu görüşe, hemen sulandırılır diye karşı çıkan çok olacaktır. Onlara önerimiz, öğretmenlerimize güvenmeleri.
Eminim ki mesleğini sevgiyle yapan hiçbir öğretmen, ne öğrenci ve velilere angarya gelen ödevler verecek ne de onları değerlendirirken kendisi angarya olarak görecektir.
Eğer, verilen her ödevin, hiç kimse için değil, kendisi için olduğunu öğrenciye inandırabilirsek zaten gerisi kendiliğinden gelecektir...
Üniversitedeki derslerimde, ben, bir adım daha ileri gidip, öğrencilerin ödevlerini kendilerinin seçmelerine olanak sağlıyorum. Bugüne kadar istismar edeni de görmedim yapmadan sınıf geçeni de.
Görünen o ki bu konuyu çok daha ciddiye almamız gerekiyor...