Oyun içinde oyun

ŞU günlerde, sadece MGK'nın, Meclis'in ve medyanın değil, herkesin fazlasıyla uyanık olması gerekiyor.
Türkiye, büyük bir değişim sürecinde. Eğitimde, yani çocuklarımızın ve ülkemezin geleceği konusunda, önemli kararların arifesindeyiz. Türkiye, önümüzdeki birkaç hafta içerisinde, ya Bilgi Çağı'na uzanan çağdaş eğitim modelini benimseyecek, ya da adım adım, Cumhuriyet öncesi karanlık döneme geri dönecek.
RP'yi, inandığı yoldaki kararlılığı için gerçekten kutlamak gerekir. Yüzde 222'lik oy oranıyla, bütün Türkiye'yi parmağında oynatıyor. Nasıl ki, birkaç yüz militan öğrenci, 65 bin kişilik üniversitede, herkesin gözünün içine baka baka dersleri engelliyorsa, RP de, 65 milyonun önünde, bildiğini okuyor.
Keşke, diğer siyasiler ve kurumlar da RP'liler kadar, davalarına inanabilseler.
RP'de kul mantığı hakim olduğu için, genel merkezde alınan kararlar, hiç sorgulanmıyor. Çoğu zaman yanlışlığı bilindiği halde körü körüne itaat ediliyor. Zaten, en fazla yıpranmasına neden olanda bu katı tavrı. Olayları biraz tartışabilseler, bundan hem Türkiye, hem de kendileri karlı çıkacak.
RP güdümündeki muhafazakar kesim, imam hatiplerin ortaokullarında okutulan Kuranı Kerim ve Arapça derslerini, bütün ortaokullara yayma girişimiyle, tatmin olamadı ki, yeni "taviz" peşindeler.
RP'nin sloganı, hep daha fazlası oldu. Şimdi de öyle.
İki milyon civarında öğrencinin devam ettiği Kuran kursları, yeni bir manevrayla, 8 yıllık temel eğitimin içine alınmaya çalışılıyor.
Daha önce DYP'li bakanlar tarafından provası yapılan bu girişim, eğer gerçekleşirse, RP artık, 5, 10 yıl sonra, iktidara tek başına gelmekle kalmayıp, Anayasa'yı da değiştirecek çoğunluğa sahip olur.
Siyasi partiler içerisinde bu konuda ne istediğini, ne yaptığını bilen bir tek RP var. Ama onların da niyetleri kötü. Ne çocuklarımızı, ne Türkiye'yi, ne eğitimi düşünüyorlar. Tek istedikleri çok daha fazla oy, tek başına iktidar. Din bile o kadar önemli değil. Onu, diğer ideolojiler gibi hep araç olarak kullandılar.
RP'yi, temel eğitim konusunda en çok sıkıştıranların başında tarikatlara mürid yetiştiren Kuran kursları geliyordu, şimdi bu formülle o da çözülmüş oluyor. Oh ne ala.
Fethullah Hoca, ileri görüşlü (!) olduğu için, ileride bu kapatma ya da yeniden yapılanma durumuyla karşılaşmamak için okullarına hep kolej süsü verdi. Şimdi hiç kimse onları tartışıyor mu?..
Bu arada, örneğin fen liselerinin tamamına yakını yine örtülü olarak tarikatçıların denetiminde, üniversiteler ve liselerin çoğu da öyle...
İmam hatipler, buz dağının sadece su üstünde görünen kısmı. Esas kadrolaşma, Kuran kurslarında ve diğer öğretim kurumlarında. Bu arada onlar da göz önünde bulundurulursa iyi olur.
Sakın ha, RP'ye gol atalım derken sahadan hükmen yenik ayrılma durumu yaşanmasın!
8 yıllık zorunlu eğitim, sadece kendisine yeten, karşılaştığı, karşılaşacağı sorunları çözen, kendi özgür iradesiyle karar verebilen gençler yetiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda küçük yaştaki çocukların işçi olarak sömürülmesini ve adeta mal alınıp, satılırmışçasına zorunlu evlendirilmeleri de önleyecek.
Son bir çift sözümde Tevhid - i Tedrisat karşıtı ikinci cumhuriyetçilere: Atatürk'ün 70 yıl önce öngördüğü eğitimde birlik ve bütünlüğü, ABD, daha şimdi, ileriye yönelik hedef olarak gösteriyor. Tevhid - i Tedrisat, Türk insanını, kul olmaktan kurtarıp özgür bireyler haline getirmek için getirildi. RP gibi karşı çıktıkları, yoksa o mu?..