Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan önceki gece Genç Bakış’ta öylesine çarpıcı sözler söyledi ki, kendisini tanıyan, tanımayan hemen herkesi duygulandırdı.
Uzun süredir hastanede. Bu yüzden evindeki programı onsuz gerçekleştirdik. Ama kameralarımızdan biri daha önce onun yanındaydı. Merak edilen tüm soruları cevaplandırdı.
Sağlığı ciddiyetini koruyor. Ama o, ömrünün kalan her saniyesini, kız çocuklarının eğitimine ve ülkenin geleceğine daha fazla katkıda bulunmak için değerlendirmeye çalışıyor. İşte onunla yaptığımız söyleşiden ve evinde gerçekleştirdiğimiz programdan satırbaşları:

Türkan Saylan

Saylan: Her çocuk okumalı

-  20 yıldır çok iftiraya maruz kaldık, 5 yıl asılsız iddialarla yargılandık hepsinden beraat ettik.
-  Delilleri incelesinler, gerçek olduğuna emin olduktan sonra suçumuz varsa bize gelsinler, ne lazımsa yapsınlar.
-  Darbe yapmak kimsenin hakkı değil. Ergenekon davasının açılmasını istiyorum. Böyle bir örgüt varsa tabii ki yargılansın. Biz ne darbe ne şeriat diyoruz.
-  Ben fırsat eşitliği istiyorum. Her çocuk okumalı. Mücadelemin sebebi bu.
-  29 bin üniversiteliye, 36 bin 600 kıza burs vermişiz. Bu çok bir şey değil. 100 bin olsun isterim.
-  Neden belli bölgelere daha fazla burs veriyorsunuz diye eleştiriyorlar. Çünkü en çok onların ihtiyacı var. Eğitim gören çocuklar cumhuriyetin bireyi oluyor, vatandaş oluyor. İşte ben bu yolla, eğitim yoluyla terörün biteceğine inanıyorum.
-  Burs verdiklerimiz arasından PKK’lı olan varsa bunu araştırırız doğru olduğunu öğrendiğimiz an bursunu keseriz.
-  Bir öğrencinin bizden burs alabilmesi için yoksul ve çalışkan olması gerek.
-  Başörtülüye de eğitim veriyoruz, meslek edindirip okuma yazma öğretiyoruz.
-  Başörtülülere karşıyım imajı verilmeye çalışılıyor. Böyle bir şey yok. Hepsi kardeşimiz, komşumuz, dostlarımız fakat eğitim ve resmi kurumlarda başörtüsü yasak ve biz de yasalara uyan insanlarız, hepsi bu.
-  Hakkımda misyonerlik iddiaları var. Doğru. Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim misyoneriyiz biz.
-  Yetiştirdiğimiz pırıl pırıl insanlar var. Onları nasıl tutukladılar, nasıl evleri arandı, anlamak mümkün değil.
-  Anasınıfları yapıyorduk. 6 yaş grubunun okula gitmesini zorunlu hale getirmeye çalışıyorduk çünkü anasınıfı çok önemli. 
-  Mehmetçik Dershaneleri açan bir ordu gördünüz mü dünyada? Onlar fakir çocuklara eğitim veriyorlar. Sonra da bize burs vermemiz için haber veriyorlar. Ya da bir general köyleri teftiş ederken eğitim almak isteyen ama imkânsızlıklardan okula gidemeyen çocukları görüp bize söylüyor. Orduyla temasımız bu sebepledir.

Ayşe Kulin
-  TED’de burs alan çocuklarla tanıştıktan sonra Kardelenler projesine evet dedim.
-  Ülkemizde maalesef kadınlar çok hor görülüyor. 12-13 yaşında kızlar başlık parası ya da hayvan karşılığında satılıyor. 
-  Bazı yerlerde para kazandırdıklarından olsa gerek hayvanlara kız çocuklarından çok daha fazla değer veriliyor. Bunlar ancak eğitimle düzelir. 
-  Ben o kızları kardelenlere çok benzetiyordum. Onlar gibi karla, şartlarla mücadele edip ışığa yöneliyorlar. O nedenle bu projenin adının Kardelenler olmasını istedim.
-  50 yaşımdan sonra artık hocalarla işim kalmadı dediğim bir dönemde hayatıma bir hoca girdi ve bana öyle bir ışık tuttu ki artık ülkemin çocuklarına çağdaş eğitim veren her kuruluşu destekleyeceğim. 

Müjdat Gezen
-  Türkan Hoca bu konuda suçlu mu? Evet, suçlu. Çünkü Atatürk ilkelerine bağlı çocuklar yetiştiriyor. O açıdan bakarsan suçlu.
-  Bu kadar iftirayı ancak karşılıksız bir şey yapılmayacağına inanan bir zihniyet atabilir. 
-  Benim yargıya güvenim yok. Yargıyla başım üç kez derde girdi. Üçünde de aklandım. Ama manen yıkıldım, ülser oldum, param gitti. Üç kez cezaeviyle tanıştım. Ne olacak benim devletten bu alacaklarım? Kimse bana hesap vermedi. 
-  Tabii ki bu bir kurumu kökten reddetmek değil, bağımsız yargıçlar vardır. Ama bu sistem içinde bu sitemi etme hakkım var. 
-  Hukuk önünde herkes eşittir. Ama bazıları daha eşittir.

Tan Sağtürk
-  Çok küçük bir çocukken annem bana, “Tan, bir kadın var, hayatını tamamen çocuklara adamış, Türkiye’de birçok insan böyle olsa bu ülke çok farklı yerlere giderdi” dedi. Türkan Saylan ile ilk tanışıklığım böyle oldu. 
-  Türkan Saylan’ın tavrı çok devrimci bir tavır. 
-  Biz de 10 yıldır Doğu ve Güneydoğu’da çaba sarf ediyoruz. Kendimi bir nevi postal giymiş gibi hissediyorum. Yaşam Derneği’nin postalı. Eskisi gibi değil, şimdi yeni postal bu.

Bedri Baykam
-  ÇYDD’deki bütün emek tamamen karşılıksızdır. Maaş, ihale, arsa almıyorlar. Sadece bu gençler yarın daha düzgün çalışsınlar diye mesai harcıyorlar. 
-  İnsan karalamak o kadar kolay değil. Gerçekler elbet su yüzüne çıkacak. 
-  Türkan Saylan’a bu son olaylardan sonra bile her fırsatta saldıranları, nefes alıp, sakinleşip bir aynayla yüzleşmelerini öneriyorum. 
-  Bir insan hem dinsiz, hem misyoner, hem gladyocu hem PKK’lı olamaz. İnsan iftira atarken bu iftiralar birbirini iptal ederse komik duruma düşer.
-  Gücü elinde bulunduranlar zirve sarhoşluğu yaşar.
-  Bunları yapanlar kendi evlerinin basıldığını, Kuran’ın delil olarak alındığını bir düşünsünler. O zaman ne hissedeceklerini düşünsünler...
Özetin özeti: Saylan’ın en büyük isteği kız çocuklarının okuması. Eğer bu suçsa, hepimiz suçluyuz...