Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye aylardır seçimlere kilitlendi. Her alanda olduğu gibi eğitim sektöründe de işler durmuş vaziyette. Hele şimdi bir de bakan değişecek beklentisi oluştu ki, herkesin gözü kulağı Ankara’da.
Başbakan Erdoğan, eğer bir kabine değişikliği yapacak ise bunu bir an önce gerçekleştirsin ki, taşlar yerli yerine otursun.
Milli Eğitim camiası, yeni bakan arayışlarına çoktan başlamış durumda. Herkesin gönlünden farklı bir isim geçiyor. Daha değişmeden şimdi ne söylense boş.
Bakan Çelik, öyle ya da böyle en uzun süre o koltukta kalan isimlerden biri oldu. Hasan Ali Yücel’den sonra, sanıyorum ikinci sırada. Peki yaptıkları, yapamadıkları ya da bozdukları? Bunlar ileriki yazıların konusu. Bugün cevabını arayacağımız asıl soru, eğitim camiası ve kamuoyunun nasıl bir bakan beklentisi içerisinde olduğu.

Nasıl bir bakan?
Erdoğan, daha önce olduğu gibi, yine, medya ve kamuoyu istiyor diye hükümet revizyonundan vazgeçebilir, bu yöndeki isteklerin tam aksi yönde bir ismi de bakanlık koltuğuna atayabilir. Bunun örneklerini çok gördük.
Yok eğer öyle değil de, seçim sonuçlarından biz de ders çıkardık ve toplumdan gelen seslere kulak vereceğiz derse; işte öğrencisi, öğretmeni, velisi ve sendikalarıyla kamuoyunun nasıl bir bakan istiyoruz sorusuna verdikleri cevaplar, yani beklentiler:
-  Öncelikle aklı fikri eğitimde olmalıdır
-  Milli Eğitim’i politize eden değil, her türlü dış etkiden koruyan, kollayan ve kadrolaşmanın dışında tutan bir isim olmalıdır
-  Öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin sesine kulak vermelidir
-  Güçlü bir bürokrat kadrosu kurmalıdır
-  İntikamcı olmamalıdır
-  Ben yaptım oldu dayatması içine girmemelidir
-  Yanlışta ısrar etmemeli, hatadan dönmenin de bir fazilet olduğunu kabul etmelidir
-  Çatışmacı değil uzlaşmacı olmalıdır. 
-  YÖK yasası, katsayılar, türban, SBS gibi tartışmalı konularda çözüm üretmelidir
-  Kucaklayıcı olmalıdır
-  Özel okullar kadar devlet okullarını da düşünmelidir.
-  Hukuka saygılı olmalı, yargı kararlarını yerine getirmelidir.
-  Öğretmenleri sınıflara ayırmaktan vazgeçerek, tek kadro ve tek isim altında birleştirmelidir
-  Öğretmen açığını kapatmak için yüz binlerce işsiz öğretmenin sesi olmalıdır
-  Eğitim sendikaları, dernekler ve diğer sivil toplum örgütlerine aynı eşit mesafede durmalıdır

Kim olsun?
AKP kadroları içerisinde Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunu fazlasıyla dolduracak onlarca isim var. Pek çok isim, şimdiden telaffuz ediliyor. Şu an için onları sizlerle paylaşıp, şanslarının kaybolmasını istemeyiz. Çünkü, eğer alışkanlıkları değişmediyse, Başbakan Erdoğan, önerilen isimleri sanki bir dayatma gibi algılayıp, yapacağı varsa da yapmıyor. Onun için en iyisi mi takdir hakkını kimden yana kullanacağını bekleyip görmek.
Tıpkı iktidarlar gibi bakanlar da yoruluyor. Bakan Çelik’in yorgunluğunun üzerine bir de seçim hezimeti eklendi ki, Allah kendisine kolaylık versin. Bundan sonra aynı koltukta kalsa da gitse de işi hiç de kolay değil. Ama üzülmesin, biz öyle başkaları gibi değiliz, koltuktan inse de hep yanında olacağız. Hatta bugünkünden çok daha fazla. Çünkü koltukzede politikacıların yalnızlığını biliriz.
Yeni Milli Eğitim Bakanı kim olur bilmeyiz. Ama ne olur, eğitime uzak biri olmasın. Gelip eğitimi ve sorunlarını öğrenmeleri aylar, yıllar alabiliyor. Bir de ben her şeyi bilirim diyen denenmişlerden de uzak durmak gerekir. Çelik, bunun en güzel örneği, her şeyi çok bildiği için bu kadar çok hata yaptı.

Genç bakış
İTÜ’de bu gece, seçimi ve sonuçlarını konuşacağız. Kimle? Hüsamettin Cindoruk, Adil Gür, Gürsel Tekin ve Ali Sirmen’le. Demirel’i, Özal’ı, Erbakan’ı ve daha yüzlerce siyasetçiyi yetiştiren İTÜ’nün siyasi öngörüleri hep çok farklı oldu. Öğrencileri en donanımlı üniversitelerimizden biri. Eminim çok ilginç bir program olacak. Kanal D, 00.15
Özetin özeti: Sandık rüzgârı bakalım eğitimde neleri değiştirecek?..