Sevilen çocuk, akıllı oluyormuş. Bilim adamları öyle diyor. Oysa Türk toplumu olarak biz, sevgimizi dışa vurmayı, açık açık söylemeyi pek sevmeyiz. Yani göstermeyiz.
Halbuki, hem çocuklarımızı, hem eş dost akrabalarımızı, hem ülkemizi, hem de büyüklerimizi çok severiz, saygı duyarız.
Eleştirdiklerimizin en başında, hep en sevdiklerimiz gelir. Kutlanması gereken anları görmemezlikten gelip, eleştiri ortamı yakaladımı fırsatı hiç kaçırmayız.
Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarlığı da yapan Nihat Bilgen hocamızın, üniversitedeyken söylediği şu sözleri böylesi anlarda hep hatırlarım:
"İnsanların milyonlarca davranışı vardır. Oysa bizler, iyi ya da kötü birkaç davranışına bakar o kişiyle ilgili iyi ya da kötü yargısına varırız. Bu çok yanlış. İnsanları değerlendirirken sadece birkaç davranışına bakarak değil yüzlerce, binlerce davranışını gözönünde bulundurarak değerlendirmeliyiz..."
Fanatik futbol taraftarıysanız, takımınız bir maçta yenildiyse, o güne kadar gururlandığınız futbolculardan daha kötüsü olamaz.
Sinirli bir anne babaysanız, canınız kadar sevdiğiniz çocuklarınıza bir yaramazlık anında söylemeyeceğiniz laf yoktur.
Sevgisini dışa vurmaktan kaçan bir öğretmen ya da komutansanız, öğrencileriniz, askerleriniz, içinizdeki o duygu selini hiç göremez.
Evinizde şefkatli bir aile reisi politikacıysanız, kıyasıya bir polimiğin yaşandığı politik ortamda bu yönünüzü isteseniz de ortaya çıkaramazsınız.
İş yerinizdeki ketum bir müdürün aslında ne kadar sevecen, "gaddar" diye lakap takılan öğretmenlerinizin de ne kadar "şeker" olduklarını ancak farklı bir ortamda karşılaştığımızda şahit olmuyormuyuz.
En garibime giden de, iyi günlerinde, hiç hatırlamadığımız, kapısını çalmadığımız, hakkında tek satır yazı yazmadığımız kişilere hasta olduklarında ya da vefat ettiklerinde gösterilen ilgidir.
Madem bu kadar seviyordunuz neden sağlığında bunu kendisine de hissettirmediniz. Kim bilir ne kadar mutlu olurdu...
Evet. Bu gün pazar. Evdesiniz. Kendinizle diyalog kurmanız için bol bol zamanınız var. Sevginizin ne kadarını dışa yansıttığınızı bir düşünün. Geçmişi bir film şeridi gibi gözünüzün önünüden geçirin ve bundan sonrası için bir ilke kararı alın. Göreceksiniz, her şey çok daha farklı olacak!...
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025