Gazeteci-yazar Yılmaz Özdil, önceki gece Genç Bakış’ın konuğuydu. Sivri dili ve sert yorumuyla öğrencilerden bol bol alkış aldı. Ama eminim ki başta iktidar olmak üzere pek çok kişiyi yine kızdırdı.
İşte Özyeğin Üniversitesi’nde gerçekleşen programdan satır başları:
ODTÜ gibi düşünen çok
- ODTÜ bir zihniyet akrabalığının ifadesidir. ODTÜ’de okumayan ama ODTÜ’lüler gibi düşünen öğrenci ve vatandaş sayısı çok yüksek.
- Üniversite adına kınama açıklaması yapan akademisyenlerin akademisyenliği tartışmalıdır. Bireysel olarak yapabilirsin. O üniversitenin tüm öğretim üyelerinin, öğrencilerinin ortak fikri olamaz ki. Sen bunun referandumunu mu yaptın? Üniversite olarak kınayamazsın.
- Her ne kadar romantik görünse de, gençlik duygularımıza hitap da etse şiddetle olmaz. Yani polisin yaptıklarına ya da iktidarın yaklaşımına karşı biri olarak söylüyorum; taş atarak bir yere varamayız.
Önemli olan hukuk
- Hukuk giderse bizi bir daha hiçbir şey bir arada tutamaz. Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin en büyük riski hukuktadır.
- Sandık sonucuna bakarsak, AKP gerçekten tarihe damgasını vuracak kadar başarılı. Üst üste kazanma performansı açısından olağanüstü bir skor var. Ama buna öncesinden başlayarak bakmak gerek.
- Medya haber verme görevi dışına çıktığında aslında toplumda karşılık bulmuyor.
Artık sansür zor!
- Mustafa Kemal o gemiye bindiğinde Alevi, Kürt diye bakmadı. O gün onun ideallerine inanan insan yüzde 1’di. Bugün bana göre yüzde 70. Dolayısıyla tarih ve zaman devrimin lehine çalışmış ve devrim başarılmıştır. Türkiye çağdaşlıktan geriye döndürülemez.
- Biz öğrenciyken bir konferans bile izlemezdik. Öyle bir nesildik. Ve bugün bizim lakaytlığımız, cumhuriyet değerlerini hoyratça kullanmamız, etnik kökenlere, inançlara saygı göstermememiz yüzünden toplum bu noktaya geldi. Bizim kuşağa göre çok daha fazla kafa yoruyor ve sahip çıkıyorsunuz. Dolayısıyla ikinci cumhuriyet derken birinci cumhuriyetin üzerindeki kabuğun çıkması ve altından sağlıklı cildin çıkması olarak görüyorum ve çok hayırlı buluyorum.
- Mesele BDP’li vekillerin dokunulmazlığını kaldırmak değil. Türkiye Avrupa’da ve belki de dünyada en çok parti kapatan ülke. Çünkü kapattığı partinin aynı kadrolarla tekrar açılmasına izin veren tek devlet bizimki.
Terör neden önlenemiyor?
- 70’lerden beri terör örgütünün başı ve yardımcıları aynı kişi. Onlarla mücadele eden devlet 150 kişi değiştirdi. Ve hepsi ayrı telden çaldı. Böyle bir devlet Hollywood dekoru gibidir. Hiçbir sorunu çözemez. Türkiye’de sorun PKK meselesi değil, devlet meselesidir.
- Biz bir taraftan PKK silah bıraksın diyoruz, bir taraftan da elinde silah olmayan adamı teröristlikle suçluyoruz. Tutarlı olmuyor. Bu çelişkiler de her gün oyunu biraz daha arttırmasına sebep oluyor.
- Biz Türkler en fazla sırtından bıçaklanan ve en fazla sürülen milletizdir. Benim ananem Girit’ten sürüldü. Ve mübadeleyle Anadolu’ya geliyorlar Mustafa Kemal döneminde. Gaziantep’te toprak veriyorlar. O sırada rahmetli dedem Karayolları’nda görevli. Siirt’ten Hakkari’ye, Bingöl’den Muş’a bütün asfaltta dedemin emeği vardır. Teknikerdi. Hatta Alanya’daki Ulaş Dinlenme Kampı benim dedemin soyadını taşır.
- Orada görevliyken anneannemle tanışıyor. Evleniyorlar. Görevi gereği Mardin’deyken annem dünyaya geliyor. Daha sonra İzmir’e taşınıyorlar. Annemle babam evleniyor. Ben İzmir’de dünyaya geldim. Babam Aksaraylıdır. İzmir’de doğdum büyüdüm, İzmir’i çok severim. Ama Malatyalı olsaydım da keşke yine aynı İzmir’i yazabilseydim. İzmirli olmak İzmir’de doğmak anlamına gelmiyor.
Halk Gül’ü seçer!
- Cumhurbaşkanını halka seçtirirsen bu millet Abdullah Gül’ü seçer.
- Ben köşe yazarlığını severek isteyerek ya da planlayarak yapan biri değilim. İşimi kaybetmemek için köşe yazarı oldum. Bana o dönem çalıştığım patronum köşe yaz dedi. Ben de yok yazmayacağım demedim. Peki dedim ve yazdım. Ben köşe yazarlığına inanan bir gazeteci değilim. Gazete ne demek istiyorsa vatandaşa haberiyle manşetinden söylenmeli.
- Mesele sağ-sol meselesi değildir. Doğru yönetime bakmamız gerekir. Türkiye’de sol olduğunu iddia eden partilerin iktidara gelememelerinin sebebi solcu olmaları değil beceriksiz olmalarıdır.
Özetin özeti: Yılmaz Özdil, sivri diliyle eminim ki yine pek çok kişiyi kızdıracaktır...