Üniversiteler ile Sağlık Bakanlığı arasında ciddi bir gerginlik vardı. Kimilerine göre, kendisi de eski bir akademisyen olan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, üniversitelerden intikam alıyordu. Bu yüzden de, hastane koşullarını ve tam gün yasasını, onları rahatsız edecek boyutlara getirmişti...
Akdağ‘ın 10 yılı aşan bakanlık sürecinin sona ermesiyle birlikte sanki üniversiteler ile Sağlık Bakanlığı arasındaki buzlar erimeye başladı...
Gaziantep buluşması
14. Üniversite Hastaneleri Birliği toplantısı, Gaziantep Üniversitesi’nin ev sahipliğinde, Gaziantep’te yapıldı. Toplantıya 14 üniversite rektörü ve 123 akademisyen katıldı.
Toplantının ilk günüde Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve İstanbul Üniversitesi Rektörü aynı zamanda Üniversite Hastaneleri Birliği’nin Başkanı olan Prof. Dr. Yunus Söylet “Üniversite Hastanelerinin Sorunları” konulu panelde bir araya geldi.
Söylet Üniversite Hastaneler Birliği’nin kuruluş amacını ve üniversite hastanelerinin sorunlarını Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na anlattı.
Geçmişte Türkiye’de kurumların birbirleriyle küs olduğunu ve birbirleriyle çok yakın temas içinde olabilme üslubunu geliştiremediklerini ifade eden Rektör Prof. Dr. Söylet, çarpıcı açıklamalarda bulundu:
“Üniversiteler kapalı duvarlar arkasındaydı. Siyaset kurumuyla maalesef ilişkiler son derece gergindi. Biz o günlerden bugünlere geldik. Bu derneği kurduğumuz sırada fark ettiğimiz ciddi sorun şuydu; kurumları tektipleştirmekten hiçbir ülke yarar sağlamaz. Dolayısıyla devlet hastaneleri devlet hastanesi gibi, üniversite hastaneleri üniversite hastanesi gibi, özel hastaneler de özel hastane gibi kalmalı. Bunları fonksiyon ve diğer açılardan birbirine benzetmemizin bu ülkeye hiçbir katkısı yok diye yola çıktık. Bir sacayağı tarif ettik. Dedik ki Türkiye’nin, hele gelecek için bu kadar çok iddiası olan bir ülkenin, sağlık alanında bu kadar önemli adımlar atan ülkenin bu sacayağını kurmaya ihtiyacı var.”
Bakan Müezzinoğlu da, Rektör Söylet’in bu sıcak söylemine yine aynı samimiyetle cevap verdi:
“Her meslek mutlaka kutsaldır, ama hekimlik ayrıca kutsaldır. Dolayısıyla kendimizi farklı bir noktaya taşıma anlamındaki bir kutsallık değil, ama yaptığımız işin saygınlığı, mutlaka detayları ve geleceğinin çok önemli olduğunun bilincinde olmalıyız...
Son yıllarda belki biraz tartıştığımız, çok güncelleştirdiğimiz tam gün gibi, ekonomik sıkıntıları da en kısa zamanda geride bırakarak, inşallah akademik, bilimsel gelişmeler gibi daha iyiyi, daha güzeli başarabilen bir yolculuğu birlikte yaparız.”
Haydi hayırlısı...
Bekar öğretmenler!
Öğretmenlerin çilesi hiç bitmiyor. Birine çözüm üretiyorsunuz, bu kez de diğeri mağdur oluyor. Örneğin aylardır parçalanmış öğretmen ailelerinin durumu diye getirildi, eş durumu tayinleri gerçekleşti.
Onlar birkaç yıl sonra da olsa eşlerine, çocuklarına kavuştular. İyi de oldu.
Peki ya bekar öğretmenler?
Hele bir de Doğu’da görev yapıyorlarsa, hele bir de sınıf öğretmeniyse, onların da anne, babaları, sevgilileri ya da Batı’da yaşamaya hakları yok mu?..
İlle de sahte evlilikler mi yapmaları gerekiyor?..
Bakan Avcı, öğretmenlerin özlük haklarını masaya yatırdığında, umarız Doğu’da unutulan bekar sınıf öğretmenlerini de hatırlar!..
Serbest kıyafet!
Eğitimde yumuşama dönemi devam edecek gibi. Bu çerçevede, sanki serbest kıyafet dayatmasına da ince ayar yapılacak. Aslında iyi de olur.
Örneğin, kademeli bir geçiş sağlanabilir. Örneğin haftada bir günle işe başlanabilir. Bu arada isteyen de önlüğe ya da formaya devam edebilir kararı alınabilir.
Bu bir geri adım mı olur?
Kesinlikle hayır.
Eğer devamında çok daha büyük sorunlar yaşanacaksa, ki öyle gözüküyor, bazen geri adım atmak çok daha sağlıklı bir çözüm yolu olabilir.
Bakan Avcı, Dinçer gibi dediğim dedikçi değil, soruyor, soruşturuyor, ilgili kurumlarla konuşuyor, onan sonra karar veriyor.
Ve sanki, göreve geliş nedeni de bu. Yani, gerginliği yumuşatmak ve tepkileri azaltmak. Ne kadar başarılı olacak onu da zaman gösterecek.
Ama öğrenciyle de öğretmen ve sendikalarla da sıcak bir diyalog kurduğu kesin. Eğer velileri de ikna ederse, ileriye yönelik projeler için epeyce kredi kazanmış olur.
Özetin özeti: Eğitimde ve sağlıkta, yeni bakanlar özellikle ortamı yumuşatmak için seçildiler ve sanki başarılı da oluyorlar...