Günay Restoran yıllardır müşterilerinin yediğinin içtiğinin listesini tutuyormuş. Bülent Ersoy dinleyenler rakıcı, Candan Erçetin’e gelenler şarapçı
Günay’da Candan Erçetin’i dinlemeye gittiğimiz akşam masadaki ‘müşteri anket formu’ dikkatimi çekti. Bunca yıldır gazinolara giderim, şimdiye kadar hiçbirinde böyle bir şey görmemiştim. Müşterinin adı, soyadı, telefonu, e-mail adresi, doğum günü ve evlilik yıldönümü gibi bilgilerin istendiği formda bir de ‘Günay’da dinlemek istediğiniz sanatçı?’ bölümü vardı.
O gece aklım o ankete takılmıştı, ama gazinonun sahipleriyle bunu konuşma fırsatım olmamıştı.
Aradan günler geçtikten sonra Günay’ın sahne menajeri Stelyo Pipis’le karşılaştığımda, sormadan edemedim, o anketler gerçekten de dikkate alınıyor mu diye? Stelyo Pipis, “Alınmaz mı? Günay’ın sahipleri müşteri memnuniyetini ve isteğini acayip önemsiyor. Hangi şarkıcı sahne aldığında hangi alkol türünden ne kadar tüketildiğinin çetelesi tutuluyor ve istatistiği çıkarılıyor” dedi. Stelyo Pipis’e, “Şimdi sizden Günay’da İbrahim Tatlıses’in çıktığı gece müşterilerden yüzde kaçının rakı, kaçının viski veya şarap içtiğinin, Candan Erçetin’in dinlemeye gelenlerin hangi içkileri tercih
Ali Poyrazoğlu’nun Nilgün Belgün’ü, üçüncü eşi Atilla Demircioğlu’na 20 milyon liraya sattığından haberim yoktu. Aşk ve Komedi’nin 10. baskısından öğrendim
Nilgün Belgün’ün ikinci kitabı olan ‘Aşk ve Komedi İçimdeki Kadın’ı birkaç yıl önce okumuştum. Belgün’ü bu gece Cine5’te ekrana gelecek ‘Senin Hikayen’ adlı programıma konuk ettiğim için kitabın ‘geliştirilmiş içeriğiyle’ 10. baskı yapan versiyonunu bir kez daha okudum. Kapaktaki ‘geliştirilmiş içerik’ vurgusuna bakıp, benim gibi ‘okumuştum bunu’ derseniz, yanılırsınız. Çünkü neredeyse yeni bir kitap bu.
Goa Yayınevi’nden çıkan ‘Aşk ve Komedi”, Nilgün Belgün’ün renkli hayatından, bir o kadar daha renkli olaylarla dolu. Örneğin Ali Poyrazoğlu’nun Nilgün Belgün’ü, üçüncü eşi Atilla Demircioğlu’na 20 milyon liraya sattığından haberim yoktu. Kitabın 10. baskısından öğrendim bunu. Bu olay nasıl mı olmuş?
İşte Belgün’ün yazdıkları:
“Cem Özer’in İzmir’deki şovunu izlemeye gittiğimizde havaalanında Ali Poyrazoğlu’nun bir arkadaşı karşıladı bizi. Bu kendinden emin, mesafeli ve yakışıklı olan genç adam, Ali’nin Fransızca oyunlarının çevirilerini yapan, Yeşil Kabare’de gitar çalıp, şarkı söyleyen, aynı zamanda üniversitede
Osman İşmen, dostu Ahmet Kaya’yı yazdı. Eski dostu, karşısındakine hep ‘gözüm’ diye hitap eden sanatçının insani yönünü çok iyi anlatmış
İnternette sörf yaparken sevancamlica.com’da rastladım Osman İşmen’in, ‘Benim tanıdığım Ahmet Kaya’ başlıklı yazısına.
Uzun bir yazıydı, ama bir solukta okudum. Yazan ve yazılanı da iyi tanıdığım için her cümlesi içten ve samimi geldi bana.
Karşısındakine hep ‘gözüm’ diye hitap eden Ahmet Kaya’nın insani yönünü çok iyi anlattığı için de paylaşmak istedim bu yazıyı sizinle. Osman İşmen’le, Ahmet Kaya arasındaki bağı anlamak için albümlerine bir göz atmanız yeter. Ahmet Kaya, albüm hazırlığına başladığı dönemlerde neredeyse eşi ve kızından daha çok görürdü Osman İçmen’i. Çünkü İşmen, Ahmet Kaya albümlerinin değişmez yönetmeniydi.
İşmen’in yazdıkları ne denli samimi ve içtense, dün Ahmet Kaya’ya ‘yuh’ çekenler korosunda yer alanların veya ‘üç maymun’u oynayanların bugünlerde ‘açılım’ moda diye onun için methiyeler düzmesi de o denli ‘yapmacık’ ve ‘sahte’dir, inanın bana.
İşmen’in Kaya için yazdıklarına da o gözle bir bakın isterim.
Sert görünümlü komik adam
Akyarlar’daki leb-i derya manzaralı villayı bırakıp, Gümüşlük’te mandalina bahçesiyle çevrili bir köy evine yerleşti. Ezgü “Tam bir köy hayatı yaşıyorum” diyor
Hafta sonu Bodrum’daydım. İstanbul’dan bir arkadaşımla karşılaştım Bodrum Limanı’nda. Yazlık bakmak için Bodrum’a gelen arkadaşım, “Akyarlar’da bir emlakçı bekliyor beni. Elinde birkaç villa var, onları gösterecek bana. Beraber gidelim mi?” dedi. “Olur” dedim ve yola koyulduk. Emlakçı, portföyündeki villaları ballandıra ballandıra anlatmaya başladı: “Elimde kelepir bir villa var. Ünlü sunucu Serap Ezgü’nün de villasının olduğu bir site burası.” Mevzu sadece benim değil, arkadaşımın da ilgisini çekti ve “Anlatma da göster bize” dedi. Akyarlar’daki Sude Sitesi’ne geldiğimizde emlakçı, Serap Ezgü’nün mavi panjurlu villasını gösterip, “İşte bu. En alt katında fitness salonu bile var” diye anlatmaya başladı yine. “Onun villası benim portföyümde değil, ama bilgim var. Geçen sene Gümüşlük Kadıkalesi’nde üç dönümlük bir mandalina bahçesi alıp, oraya yerleştiği için satışa çıkardı burayı. Duyduğuma göre istediği para da 600 bin lira.”
Serap Ezgü’nün satışa çıkardığı tripleks villanın manzarası gerçekten de müthiş: Her
Ergen, üzerinde çalıştığı projesi ‘Çocuklar Gülsün Diye’yi tanıtmak için Facebook’tan herkese mesaj atıp ‘Sen de bizim gönüllümüz olur musun?’ diye soruyor
Twitter’a vakit ayıramıyorum, ama Facebook’taki sayfama ara sıra da olsa göz atıyorum. En son göz attığımda baktım Gülben Ergen’den bir mesaj var.
Aslında bana özel bir mesaj değildi bu... Ergen’in aylardır üzerinde çalıştığı sosyal sorumluluk projesi ‘Çocuklar Gülsün Diye’yi tanıtmak için Facebook’ta tanıdığı, tanımadığı herkese gönderdiği bir mesajdı.
Çorbada benim de bir tuzum olsun diye Gülben Ergen’in bu mesajını sizlerle paylaşmak istedim. İşte Gülben Ergen’in o mesajda yazdıkları:
Selam :)
Belki aylar, belki yıllar sonra, ama selam işte...
Yürek yüreğe yıllardır söylediğim şarkılara, dizilere, seni tanımama, iletişime geçmemize sebep olan ışıklı dünyanın çok dışına, en ışıksız yerlere bir yenisi eklendi.
TRT Haber’in açılışına katılmak için Trabzon’dan uçakla Ankara’ya gidiyorum... Çantamda bu yolculukta okunması gereken bir kitap var... Adı; “Ben TRT’deyken”...
Kitabın yazarı eski bir TRT’ci ve Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin eski başkanlarından Nejat Toprak...
Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyarete gittiğimde Başkan Ergun Ata hediye etti bana cemiyetin yayınını...
TRT’nin yeni bir kanalının açılışına giderken eski bir TRT’cinin TRT anılarına yolculuk iyi olur diye düşündüm.
Nejat Toprak’ın Trabzon’da görev yaptığı döneme ilişkin anlattıkları beni çok eskilere götürdü.
Aradan çeyrek asırdan fazla zaman geçti, ama TRT Trabzon İl Radyosu’nun açılış müziği hâlâ aklımda...
Artık TRT Haber olarak yayın hayatını sürdürecek olan TRT 2’nin ne zaman açıldığını hatırlayan var mı?
Mekan sahipleri bir şey söyleyemiyor, onları küstürmek istemiyor. Yasak ciddi ciddi delinmeye, içenlerle içmeyenlerin arası gerilmeye başladı
Kapalı mekanlarda sigara yasağının İstanbul’da nasıl delindiğine ilişkin ilginç gözlemlerim oldu hafta içinde. Pazartesi akşamı Beyoğlu’nda bir meyhaneye gittik dört arkadaş. Baktım mekan ‘duman altı’. Meyhanedekilerin çoğu fosur fosur sigara içiyor. Bizim ekipte de benim dışımda herkes tiryaki, o yüzden hemen yaktılar sigaraları. Arkadaşlarımızdan biri garsondan masaya kül tablası getirmesini istedi. Garson biraz sonra kül tablası yerine iki tane boş cola kutusu getirdi ve sebebini de izah etti: “Kontrole geldiklerinde masada kül tablası gördükleri zaman bize de ceza yazıyorlar, ama böyle olunca ihlal içeni bağlıyor.”
Meyhanede yaşadığım bu ilginç deneyimden iki gece sonra katıldığım bir davette de aynı tablo çıktı karşıma. Orada da ‘sigara yasağı’ kaldırılmıştı rafa. Sadece sigara değil, puro bile içinler vardı davetliler arasında. Mekanın sahibine sigara yasağını sordum. O da başladı dert yanmaya: “Gördüğünüz gibi sigara yasağını delenlerin hepsi birbirinden ünlü. Hangisine söz geçirebiliriz ki!” Mekan sahibi de haklı...
Sigara
Müzik kanalı Num-ber One’ın 250 bin lira ceza aldığı klip tüm dünyada liste başı. Klibi izledim. RTÜK’ün cezaya gerekçe gösterdiği ‘cinsel tahrik unsuru’ görmedim
DJ’likten şarkıcılığa geçiş yapan, 2004’ten bu yana beş albüm çıkaran, 2009’a damgasını vuran Amerikalı şarkıcı Pitbull, hayli zamandır dünya müzik listelerinde bir numara. Son klibi ‘Hotel Room Service’, Avrupa’dan Amerika’ya dünyanın pek çok ülkesinde müzik kanallarının zirvesinde.
Aynı klibi Türkiye’de yayınlayan Number One TV ise RTÜK’ten 250 bin lira ceza yedi. Üstelik NR1 yöneticileri, ne olur ne olmaz deyip, RTÜK’ün ‘müstehcen’ sayabileceği sahneleri makaslayıp, ekrana getirmediği halde. RTÜK’ün ceza nedeni de hayli şehvetli! İşte RTÜK’ün gerekçesi:
“Kuruluşunuzun, 16 Kasım 2009 tarihinde saat 16.28’de ve gün içinde farklı saatlerde tekrar tekrar yayınladığı, genel olarak bir otele giden ve kadın arkadaşlarıyla buluşan erkek sanatçının buluşma çağrıları ve otelde bu bayanlarla buluşmasının konu edildiği ‘PITBULL’ adlı sanatçının ‘Hotel Room Service’ adlı müzik parçasının klibinde, bayan modeller, bireyleri cinsel meta olarak gösteren, insan bedenini cinsel tahrik unsuruna indirgeyen, toplumsal yaşam alanı