Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Hayalet Kumpanya”, bu kadar yıl ayakta kaldıkları ve seyirciyi hiç hayal kırıklığına uğratmadıkları için iki kere kutlanması gereken Altıdan Sonra Tiyatro’nun yirminci yıl oyunu...

Bir kabare düşünün, içinde ne şamata ne eğlence. Gülüp eğleneceğiz evet ama yüreğimiz burkularak izleyeceğiz bir yandan. Kahkahalar biraz yarım kalacak, içimizden bileceğiz ki hayal hepsi. Hani ne hayal değil ki şu hayatta zaten ama bu bir başka. Sanırım en doğru cümleyi açılış şarkısında kendileri söylüyor, “Görülmemiştir hiç böylesi bir yerde / Konu güzel ama bir acayip yine de.”

Sahneye önce suflöz giriyor. Tiyatro kumpanyasının hayatta kalan tek üyesi. Tam 45 yıl önce, yeni oyunlarının ilk provası için buluştuklarında tiyatroları aslında gayet iyi bilinen bir ‘bilinmeyen nedenden’ yanmış, kül olmuş. Ekibin tamamı da yangında ölmüş. Bir kişi hariç. Oyunun asistanı ve suflözü olan genç kız, o gün başlayacakları, Çehov’un kısa oyunlarından oluşacak kabarenin provasına geç kaldığı için hayatı kurtulmuş.

Ama hayallerinde o günü yaşatmaya devam etmiş. Her yıl yangının yıl dönümünde tiyatroya geliyor ve ekip arkadaşlarıyla buluşuyor; “Adınızı anıyorum. Gelin! / Söylenmemiş sözlerimiz var. / Çalınmamış notalar. / Bitmemiş bir oyun, kapanmamış bir perde var. / O gün, o bombanın düştüğü bu sahnede bitmemiş hikâyeler var. / Gidenler, hikâyelerini götürmüyor ki beraber, her birinizin hikâyesi bende sürüyor. / Ölüm zaten nedir ki hikâye devam ettikçe?”

Ölüm nedir ki hikâye devam ettikçe



Hayale ortak olmak

Bu çağrıyla beraber ay doğarken tiyatronun harap zeminindeki kapaklar açılıyor ve “Hayalet” ya da “Hayal Et” Kumpanya’nın üyeleri birer birer saklandıkları yerlerden çıkıyorlar. Yarım kalan hikâyeler, söylenmemiş sözler, çalınmamış notalar dolduruyor sahneyi. Bize de bu hayale ortak olmak düşüyor.

“Hayalet Kumpanya”, her şeyden önce bu kadar yıl ayakta kaldıkları, sonra da seyirciyi hiç hayal kırıklığına uğratmadıkları için iki kere kutlamak gereken Altıdan Sonra Tiyatro’nun yirminci yıl oyunu. Anton Çehov’un “Tütünün Zararları”, “Bir Evlenme Teklifi”, “Ayı”, “Sayfiyede Yaz” ve “Kuğunun Şarkısı” adlı kısa oyunlarından Yılmaz Gruda’nın duru Türkçesiyle çevirdiği, Yiğit Sertdemir’in kurguladığı bir kabare ve yirminci yıl şerefine grubun bütün kurucu üyeleri ilk kez hep birlikte sahneye çıkıyor.

Bir kutlama oyunu olarak çok anlamlı bir seçim. Üstelik oyunlarının aslında komedi olduğunu hep söylemiş olan Çehov’u kahkahalarla izleterek onun isteğini de yerine getirmiş oluyorlar. Kabare, “Tütünün Zararları” ile başlayıp Çehov’un diğer kısa oyunlarından parçalarla devam ediyor, her oyun birbirine şarkılarla bağlanıyor, arada da yönetmen Yiğit Sertdemir’in oyuna müdahalelerine tanık oluyoruz.

Metin sağlam, geçişler eğlenceli, oyunculuklar yetkin. Ama birbirini bu kadar uzun zamandır tanıyan, yirmi yıl önce bir hayale baş koyup yola çıkmış bir ekibin arasındaki uyum, “Hayalet Kumpanya”nın en güçlü yanı. Aralarına suflöz karakteriyle katılan Ayşe Demirel ile kurucu üyeler; Aslı Can Kortan, Erkan Kortan, Gülhan Kadim, İhsan Dehmen, Onur Kahraman, Seda Yürük, Selin Girit, Seyfi Erol, Yaman Ömer Erzurumlu ve Yiğit Sertdemir. Hepsi hem her oyunda bambaşka karakterleri hakkını vererek canlandırıyor hem de birbirlerinin arkasını kollayan ekip arkadaşları olduklarını hissettiriyorlar.

Bitmez ki hikâyesi

Yiğit Sertdemir yazar, yönetmen ve oyuncu olduğu kadar parlak da bir sahne tasarımcısı. Bu oyunda da açılıp kapanan kapaklarla son derece etkileyici bir atmosfer oluşturmuş. Candan Seda Balaban’ın kostüm ve makyaj tasarımı da çok eğlenceli. Aliye Ummanel’in şarkı sözleri müthiş bir bağlayıcı görevi görüyor. Müzik düzenlemelerinde Burçak Çöllü’nün imzası hemen fark ediliyor.

Özetle, her unsuru özenle hayata geçirilmiş bir oyun, “Hayalet Kumpanya”. Broşürde kullandıkları Çehov’un “Sanat ve dehânın olduğu yerde, ihtiyarlık, yalnızlık, hastalık yoktur. Hatta ölüm dehşetinin bile yarısı kaybolur.” cümlesinin hakkını veriyor.

Bir de tabii tiyatroya suflöz olarak başlamış şahane oyuncu, tiyatroya gönül vermiş herkesin ama en çok Yiğit Sertdemir’in kıymetlisi Tomris İncer’e bir kez daha ‘sevgi duruşu’ olmasıyla da anlamlı. Bir anı ancak böyle hakkıyla yaşatılabilirdi. Şarkıda dediği gibi; “Bitmez bitmez ki hikâyesi / Oyunla yaşayanın / Kapansa, kapansa da perdesi / Sesi kalır şarkının”.

HAYALET KUMPANYA ALTIDAN SONRA TİYATRO

Ölüm nedir ki hikâye devam ettikçe



Haberin Devamı

Yazan: Anton Çehov
Çeviren: Yılmaz Gruda
Kurgulayan / Yöneten: Yiğit Sertdemir
Müzik Koreografi: Osman Ateş
Kostüm Makyaj Tasarımı: Candan Seda Balaban
Işık Tasarımı: İsmail Sağır
Çevre ve Dekor Tasarımı: Yiğit Sertdemir
Şarkı Sözleri: Aliye Ummanel
Müzik Düzenleme: Burçak Çöllü
Oynayanlar: Ayşe Demirel, Aslı Can Kortan, Erkan Kortan, Gülhan Kadim, İhsan Dehmen, Onur Kahranan, Seda Yürük, Selin Girit, Seyfi Erol, Yaman Ömer Erzurumlu, Yiğit Sertdemir