Etik Kurulu'na dilekçe

8 Şubat 2017

Pazar günü oynanan Ziraat Türkiye Kupası maçında “provokasyon” anlamında unutamayacağımız sahnelerle karşılaştık.

Beşiktaş-Fenerbahçe arasındaki müsabaka, neresinden bakarsanız bakın, Robin van Persie’nin golüyle değil, provokasyonu ile hatırlanacak.

Sadece onun değil, Alper’in, Volkan’ın, Oğuzhan’ın da alt rollerle birlikte sergilediği bir oyun oldu provokasyon...

Futbol oyununun güzelliğine, masumiyetine hep birlikte gölge düşürdüler.

Dusko Tosiç’in RvP darbesiyle ciddi biçimde canının yandığı ortada. Böyle bir durumda daha “doğal” tepki gösterse, sarı ya da kırmızı kartı rakibi görecek. Ama hayır... Tosiç, hırsla, öfkeyle, hışımla ayağa kalkıp -inceden- çakıyor kafayı. RvP de kendini sırtüstü yüzme için havuza bırakırcasına yere atıyor. Hakemin kırmızı kartını göstermesini bekliyor sessizce.

Amacına ulaşıyor. Beşiktaş’ı 10 kişi bırakıyor. Kırmızı kart gören Tosiç daha da öfkeleniyor... Kışkırtmanın ne kadar zararlı sonuçlar doğuracağını gösteren örnekler bir bir sıralanıyor. Oyun akışının terse dönmesi, Robin van Persie’nin attığı gol ve “hesaplanmış” sonucun gerçekleşmesi.

Şimdi burada kimsenin tartışmak istemediği, uzak durduğu, işi PFDK’ya bıraktığı bir sorun yaşanıyor: Futbolda

Yazının Devamı

Önce rol, sonra gol!

6 Şubat 2017

“...ya da kendilerine zarar verecek, misillemelere yol açabilecek davranışlar yapmaları için kışkırtan, bir kişiyi suçüstü yakalatmak veya o kişinin cezalandırılmasını sağlamak amacıyla söz konusu kişiyi (kışkırtılanı) bir suç işlemeye yönelten, yardım eden ya da suç işlemesi için fırsat yaratan kimse. “Ajan provokatör”, yani kışkırtıcı ajan böyle tanımlanıyor kaynaklarda...

Bu sözcüğü Robin van Persie için - üzülerek - kullanıyorum. Maalesef, dünkü hareketlerine, davranışlarına ve sportmenlik dışı tavırlarıyla maçı etkiledi. Önce taa Arsenal günlerinden arkadaşı Oğuzhan’la daha maçın başında “gider” yaptılar birbirlerine... Sonra hemen hemen girdiği her iki mücadelede itiş -kakışa başvurdu. Rakiplerini tahrik etti. Onların galiba en acemisi de Tosiç oldu. RvP’nin restine göğsünü kabartarak karşılık verdi. Evet, bir temas olabilir ama... Ne kadar sahici olduğuna seyredenler karar versin. RvP attı kendini yere. Ali Palabıyık’ın kırmızı kartı Tosiç’e çıkana kadar.

Sonra olay yerinden yüzüne hiç yakışmayan mağdur ve mazlum ifadesiyle ayrıldı. Tosiç’in acemiliği ile birlikte kart sonrası öfke kontrolu da sorgulanmalı. Akıl tutulmasıyla yaptıkları, cezasını artıracak her türlü gerekçeye

Yazının Devamı

Ruhunu arayan takım

1 Şubat 2017

Sezon hazırlıklarına Pereira ile başlıyorlar. Ama ligi açarken takımın başında Dirk Advocaat var... Kadro Pereira’ya göre, Advocaat’ın felsefesi, tercihleri ve vizyonu “mevcut”la sınırlı... Mevcut kadro Advocaat’ın kadrosu değil. Başlarda yeterli görünüyor. Ne var ki haftalar ilerledikçe sorunlar çıkıyor ortaya...

Robin van Persie’nin sakatlık ve “isteksizlik” sorunu. Uzun tedavi süreci... Emenike’nin gollerini izleyen egoist ve kaprisli tavırları. Hollandalı Hoca’nın Souza’yı, Aatıf’ı, Stoch’u, Salih’i bir kenara iten, kadroyu daraltan tutumu. Sonradan koşullar zorladıkça birer birer o adamlara dönerek yaşadığı çelişki. Elbette Volkan başta olmak üzere kadroyu sarsan sakatlıklar da söz konusu.

Fenerbahçe zirve yarışını asla geri adım atmadan sürdürmek istiyor. Ancak oynadığı oyunda giderek sırıtan eksikler var. Fenerbahçe ancak savunma yaparak kendi taraftarının önünde rakiplerini hırpalıyor, eziyor. Başakşehir maçı nefes aldırmayan bir presle böyle kazanılıyor. Ama bir hafta sonrasında Kayserispor deplasmanında küme düşme hattındaki Kayserispor’a 4-1 yeniliyorlar. Puan kaybının ötesinde dipten gelen bir darbe bu. Şiddetli ve yıkıcı.

Dirk Advocaat’ın plan(lar)ı tartışılıyor.

Yazının Devamı

Beşiktaş Bereket JK

31 Ocak 2017

Acaba şaka mı yapıyorlar, yoksa ortada ciddi bir özveri öyküsü mü var? Atiba’dan söz ediyorum. Beşiktaş’ın kurulu düzeninde - bence - en önemli adam o. Bir çadırın direği gibi... O kırılırsa Beşiktaş ciddi anlamda sarsılır. Hafta sonu hep Atiba ile yatıp Atiba ile kalktı kamuoyu... Sakatlığının ciddiyeti, “Oynayamayacak” diye açıklandı. Ama dün bir baktık, sahada. Beşiktaşlılar ilk onu görünce rahatladı. Atiba varsa, gerisi kolaydı!

Vodafone Arena’daki maç yine bir yerden tedirgin ediyordu Beşiktaşlıları... Aykut Kocaman’ın her takım için zor rakip olarak bilinen Konyaspor’u arızasız, cezasız tam kadro gelmişti. Üstelik çift santrforlu bir oyun düzeniyle.

Beşiktaş çok ciddi hamlelerle başladı maça. Taraftar gülüyordu ama, onların şakası yoktu. Quaresma’nın sağdan atakları ve ortalarıyla bildiğimiz oyuna bu defa Babel’in soldan yaptıkları da katılmıştı. Öyle ki bir ara Quaresma’nın sağdan en soldaki Babel’i gördüğünü gördük. Oyunun yönü de değişmişti, Konyaspor’un savunma önlemleri eksik kalıyordu. 9’da Babel’in golü böyle bir işbirliğinden geldi. Sonra bir üçleme... Atiba... Quaresma’ya uzun bir top attı. O da baskının son adamı Oğuzhan’ı gördü. Klas bir vuruş... Güzel bir gol.

Beşikt

Yazının Devamı

Kare tamamlandı!

29 Ocak 2017

Varsın, Eren Derdiyok kenarda beklesin... Tolga Ciğerci, Serdar Aziz, Ahmet Çalık, sakatlıklarını tedavi ettirsinler, De Jong cezasını çeksin sorun yok. Hatta Riekerink’e de boş verin...

Galatasaray için fark etmez... Yeter ki onlar sahada olsun, oynasın!
Onlar kim mi? Muslera, Sneijder, Podolski vee...
...Kareyi tamamlayan Bruma!

Onlar oynadığında, onlar istediğinde, istedikleri ritm ve tempoyu yakaladığında Galatasaray kolay kolay kaybetmez. Takımın geri kalanları Yasin, Selçuk, Sabri, Carole, Semih ya da Hakan Balta, baltayı taşa saplamasınlar yeter! Onlar ayak uydurursa Galatasaray da kilitlenen her defansa maymuncuk uydurabilir. Dünkü gibi bol kepçe gol ziyafeti sunabilir.

Kilitlenen defans dedim de... Akhisarspor’a pek yakışmadı bu... Çünkü neresinden bakarsanız bakın, kilitlenmeyi unutmuşlardı. Ya da kilitlendiler ama hiç fark etmedi. Ellerini-kollarını sallaya sallaya golleri sıraladılar Akhisarspor’a.

Muslera’yı biliyorsunuz... O, bu ligin en iyi 2 kalecisinden biri... Orada hiç sorun yok. Yediği gollerde sorun varsa, biliniz ki bu savunmanın sorunudur.

Sneijder ve Podolski’ye dönersek... Adlarıyla sürekli gündemdeler. Çin’den, Katar’a, Japonya’ya kadar hemen her yerden tekl

Yazının Devamı

Cavcav’ın marka değeri

25 Ocak 2017

İlhan Cavcav’ın ölümüyle yaşadığımız ortak üzüntü, soluduğumuz matem havası, onunla ilgili değerlendirmelerimizi gölgelememeli, ertelememeli... Bildiklerimizi, duyduklarımızı ve hissettiklerimizi kayda almalıyız.
Zaten kayıt da vardır. Son 40 yılın spor sayfalarını okuyanlar, bu tarihin nasıl yazıldığını göreceklerdir.
İlhan Abi’ye karşı duyduğum saygı ve sevginin gereği olarak ben bildiklerimi yazıyorum buraya... Yetersiz bulan, “Şunu da bilmiyorsun” diyen varsa anlatsın... Yazsın. Tarihe bir not düşsün...
İlhan Cavcav, tam anlamıyla devlet gibi adamdı... Alacağına şahin, vereceğine karga! O nedenle liglerin en düşük ücretlerini Gençlerbirliği öderdi. Ne var ki güvenli, sağlam bir ödemeydi bu. Futbolcular, emek ve antrenman terleri kurumadan transfer taksitlerini, aylık ve prim ödemelerini günü gününe alırlardı. Dahası, futbolcu imzaladığı sözleşmeyle düzenlenen ödeme tablosunu ezbere bilirdi. İlk onbire girdiği maçlarda ne kadar para alacak, 18’e girenlerin alacağı para nedir, oyuna yedekten girenlere ne verilir? Soruların yanıtı hazır ve uygulamadaydı.
İlhan Abi’nin Türk antrenörleriyle ilgili tutumu da tartışmalıdır. Bazen sabırla bekler, bazen de 5 dakikada karar

Yazının Devamı

Lider'in gösterisi

24 Ocak 2017

Oldum olası netamelidir bu Pazartesi maçları... Özellikle Beşiktaş için. Fenerbahçe’nin Lider Başakşehir’in yenilmezliğine son vermesi, Beşiktaş’a liderlik yolunu açmıştı. Gelin görün ki bu tür fırsatları yakın geçmişte çoğunlukla değerlendiremiyor, puan kaybeden rakiplerine adeta ayak uydurarak hayal kırıklığı yaratıyordu.

Hayır öyle olmadı... Beşiktaş için Alanyaspor deplasmanı çok kolay başladı. Liderlik keyfini de orada yaşadılar... Birinci dakikadan itibaren üstüste gelen kornerler, her iki kanatta (Quaresma ve Babel) ile tazelenen ataklar, bol skorlu bir gösteri vaat ediyordu..

Şenol Güneş, beklenen oyuncularla başladı maça... Gökhan Gönül, Ryan Babel, Cenk Tosun, Quaresma, Talisca Lig’in ikinci yarısında fazla mesai yapacaklardı. Öyle de oldu. Quaresma baştan sona takımı için hem hizmet etti, hem de olabildiğince gösteri yaptı. Bir gol, iki asist Portekizli için dün en iyi karne notunu oluşturdu. Tabii, hal ve gidişi sorarsanız, yine sarı kart. Cenk Tosun, Marcelo Q7’nin kaldırdığı toplara harika kafa vuruşları yaptılar. Tolgay’ın asistinde rakip savunmanın arkasına sarkıp topla buluşan Ryan Babel, ders niteliğinde bir gol sergiledi. Topu çekerek hem savunmayı, hem de hatalı

Yazının Devamı

Feda, eda... Buruk veda!

18 Ocak 2017

Olcay Şahan’ın vedası da yürek burkan bir öykü yaşattı... Dört buçuk yıllık onurlu bir Beşiktaş kariyerini sessizce noktalayıp beklenmedik biçimde Beşiktaş’tan Trabzonspor’a uçuverdi.

Ardında bir çok soru işaretleri bırakarak.

Elinin değdiği her futbolcuyu parlatan, onlara yeni değerler kazandıran Şenol Güneş’ten “uğraşmaya değmez” damgası mı yemişti? Beşiktaşlı yöneticiler ve taraftarlar tarafından ağır bir dışlanma kampanyasının hedefi mi olmuştu? Takım arkadaşları ile onarılmaz dargınlıklar- kırgınlıklar mı yaşamıştı? Bu sorulara “evet” demek mümkün değil.

Dört yılda Beşiktaş’ın sembol futbolcuları arasında yer alıp Milli Takım’a kadar yükselmek, şampiyonluğun hamuruna tuz koymak, savunma ve hücumda eşsiz bir enerji ve coşkuyla oynamak, Olcay Şahan’ı hep soyadı ile birlikte kayıtlara geçiren onurlu bir kariyerdir. Bu sezonun ilk yarısında kendinden beklenen formu ve katkıyı gösterememesi, herhalde sadece onun sorunu değildir.

Beşiktaş, Sevgili Başkan Fikret Orman’ın döneminde birbirini izleyen tarihi süreçler yaşadı... Örneğin “feda” sezonu onlardan biriydi... Taraftardan futbolcuya, eski yöneticiden idari personele kadar herkesin “vefa” duygusuna seslenerek kemerleri sıktı Başkan

Yazının Devamı