Sen de çalış Sergen Hoca

5 Ekim 2020

Limit aşımı, yapılanma… Pandemi, transfer… Adı ne olursa olsun farklı nedenlerle zorlanıyor Beşiktaş… Kervanı yolda düzmeye çalışıyor. Peki gittiği yol nereye varıyor? Bu sorunun yanıtı yok. Kervana yolda katılanların, Josef de Souza, Montero, Aboubakar ve henüz maç kadrosuna girmeyen Rosier’in oyuna ne katacağı, yolun nereye varacağı bilinmiyor.
Gençlerbirliği, Vodafone’un santrasına geldiğinde Süper Lig’in gol atamayan takımıydı. 8 dakika içinde Stancu ile golü buldular. İlk yarıda başka goller de kaçırdılar. Beşiktaş ne yaptı? İlk şutunu ancak 42’de (Souza) attı. Kişiliksiz, plansız, zevksiz ve anlamsız bir oyun ortaya koydular.
Vida’yı kızağa çeken Sergen Yalçın, Welinton ve Montero ile savunma göbeğini sağlama almak istemişti. Önlerinde oynayan Josef de Souza tecrübesiyle oyuna katkı vermeye çalıştı. Ama Gökhan, Atiba, Dorukhan ve Boyd üretemiyordu. Gençlerbirliği’nin kendi yarı alanında oluşturduğu kalabalık içinde topla pozisyon hazırlayamadılar. Savunma duvarını aşacak şut denemeleri de akıllarına gelmedi.

Yazının Devamı

Ravil Tagir: Kazan, kazan, kazan

30 Eylül 2020

Altınordu Başkanı Mehmet Seyit Özkan, “Göreceksiniz, o da 20 yaşına varmadan Premier Lig’e gidecek” diyor.
Sözünü ettiği futbolcu Ravil Tagir... 17 Yaşında. Ahıska Türkleri’nden bir ailenin çocuğu. Gürcistan’ın güneyinde Ahıska olarak bilinen bölgedeki Suşehri’nden 4 yaşındayken, ailesiyle birlikte Bursa’ya göç etmişler.
Aile 10 yıl süreyle TC vatandaşlığı için beklemiş. Ravil bu arada Altınordu’nun alt yapısında eğitime alınmış... Yabancı dil, farkındalık yaratma dersleriyle birlikte hem parlak bir öğrenci olmuş, hem de futbolunu geliştirmiş.
Ravil savunmacı, sol stoper oynuyor. Vatandaşlığı aldıktan sonra ancak U 15 Genç Milli Takımı’nda oynamaya başlamış.
Ravil, artık Başakşehir futbolcusu. TFF 1.Lig’den Süper Lig’e geçiş yaparken, Şampiyonlar Ligi kadrosuna da girebilecek. Oynadığı milli maçlardan, yurtdışındaki özel turnuvalardan sonra “MVP” (En Değerli Oyuncu) seçilmiş…
Türkçeyi çok düzgün konuşuyor. Kurduğu cümleler, sorulara verdiği yanıtlar

Yazının Devamı

Meşaleyi atan var, golü atan yok!

28 Eylül 2020

Süper Lig’in üçüncü haftasında oynanan “erken derbi” yavaş ve golsüz oyunla başladığı gibi bitti. Kazanmaya oynadılar, ama “önce savunma” dediler. Bol faullü, yavaş ve temposuz oyunda 11 sarı kart gördük, 1 gol göremedik... Maçın gözden kaçmaması gereken olayı, seyircisiz tribünlerden sahaya atılan meşaleydi. Bu meşalenin sorumluluğunu kim alacak, TFF nasıl bir ceza verecek? Merak ediyoruz.

İki takımın da bu maça ciddi hazırlıklarla geldiğini gördük. Tribünleri boş olsa da Galatasaray hem ev sahibi olmanın, hem de mevsim başındaki yüksek formunun farkını ortaya koydu. Taylan’ın Altay tarafından iki hamlede kurtarılan şutu ve Arda’nın kafa vuruşu buna örnekti.
Fenerbahçe hocasının adına uygun olarak “bulutlu” bir ortamla çıktı Galatasaray’ın karşısına... Takım savunmasını ilk yarıda başarıyla uyguladılar. İkili mücadelelerde topu sökmeyi başardılar. Galatasaray’da Arda’nın dönüşü nasıl “manalı” olduysa, Fenerbahçe’de de Gökhan ve

Yazının Devamı

Bedelsiz sorular

23 Eylül 2020

Kasımpaşa Spor Kulübü, transfer mevsimine “bedelsiz” oyuncularıyla damga vurdu. Senegalli 28 yaşındaki forvet oyuncusu Mame Thiam ile 33 yaşındaki kaleci Fatih Öztürk, Kasımpaşa yönetimi tarafından sözleşme süreleri dolmadığı halde serbest bırakıldılar.

Mame Thiam Fenerbahçe’ye, Fatih Öztürk de Galatasaray’a “ücretsiz” gönderildi.

Tercüman’da rahmetli patronumuz Kemal Ilıcak’ın en sevdiği sözcüklerden biri “hedayeten”di… Yani karşılıksız, bedelsiz… Hediye olarak. Hemen her ihtiyacımızı gidermek için muhasebede Nursen (Şenbak) Abla’ya gidip dilekçesiz, izinsiz “personel borcu” çekerdik… Önemli sıkıntılarımızı hep böyle atlattık. Bizim borçlar günün birinde sihirli bir el (!) tarafından silinir. Merak edip sorduğumuzda Nursen Abla “yukarıyı” işaret ederdi. Patrona sorardık, “Bizim borç n’oldu, nasıl silindi?” diye... En sevdiği(miz) sözle gülerdi: Hedayeten! Böyle gönül enginlikleri sosyal yaşamımızda

Yazının Devamı

Sadece hakem attı

22 Eylül 2020

Fenerbahçe, ayağına kadar gelip şut atmadan memlekete dönen Hatayspor’u yenemedi. İki puan kayıpla kapadıkları maç, iddialı transfer operasyonlarına ve sıkı hazırlık sürecine gölge düşürdü. Santrfor arayışlarına da zorunlu bir ivedilik kazandırdı. Dahası Maçı 9 kişi bitiren rakibe karşı üstünlük sağlayamadılar.
Pandemi koşullarında futbol seyircisiz oynanıyor. Bu durumdan en başta seyirciler, taraftarlar çok rahatsız. Yöneticiler hasılat, teknik adamlar ve futbolcular da coşku ve destek anlamında seyirci hasreti çekiyor.

Hepsi de haklı... Ama bir soru geliyor akla: Seyrettiğimiz futbol, seyirci önünde oynansa ne olurdu? Herhalde iyi olmazdı. En başta kombineciler yakınırdı. Homurdanmalar başlardı. İş skor tabelası değişene kadar protestoya kadar uzardı. Peki bu futbolu taraftar önünde oynayabilirler miydi? Oynayamazlardı. En azından seyirciye saygı bağlamında... Aradıkları heyecanı da fazlasıyla bulacakları için zaten böyle verimsiz ve kötü oynayamazlardı.

Fenerbahçe-Hatayspor maçının ilk yarısıyla ilgili izlenimlerimiz böyle... İlk

Yazının Devamı

Tuna’nın ters akışı

20 Eylül 2020

Rakip Antalyaspor ise, Beşiktaş’a rahat yok. Geçen sezon iki maçta da yenildiler. Dün zor geçmesi beklenen maçta uzun süre önde oynadılar ama bitime 5 dakika kala Gökdeniz’in golüyle yine yakalandılar.

Beşiktaş zorlanması beklenen ilk yarıda zorlanmadı. Trabzon’da savunmacı, İstanbul’da hücumcu karakter gösterirken topa (ilk yarı 71/29) açık ara sahip oldu. Kendi yarı alanında gömülü oynayan konuk takım, alan daraltarak Beşiktaş’ın pozisyon arayışlarını sınırlamaya çalıştı. Nuri Şahin’in de savunmanın içine yerleşerek uyguladığı bu alan daraltma oyunu, Beşiktaş’ı olabildiğince ceza alanı dışında tutmayı başardı ama Atiba-Necip-Larin hattında Kanadalı’nın kafa vuruşuyla gelen golüne engel olamadılar.

İstatistik ne kadar ezici bir gösterge sunuyorsa da Beşiktaş’ın gereğinden fazla yan pas yaparak zaman zaman sıkıcı bir oyun çıkardığını söyleyebiliriz. Yan paslarla topa sahip oluyor, en azından rakibin top kullanmasını, hücum etmesini engelliyorsunuz ama, gereğinden fazla top alış verişi en azından

Yazının Devamı

Cavani gelirse coşturur

16 Eylül 2020

Süper Lig, bir yandan santrfor satışlarıyla göz kamaştırırken, bir yandan da uluslararası çapta büyük yıldızları ve golcüleri Türkiye’ye getirmek için olağanüstü çaba sarf ediyor.Süper Lig, bir yandan santrfor satışlarıyla göz kamaştırırken, bir yandan da uluslararası çapta büyük yıldızları ve golcüleri Türkiye’ye getirmek için olağanüstü çaba sarf ediyor.Vedat Muriç, Burak Yılmaz, artık Trabzon’dan ayrılması beklenen Alexander Sörloth  sezonun en önemli ihraç kalemleri oldu.  Gidenlerin yerine alınacak oyuncular için bir süre yoklamalar yapıldı. Beşiktaş’ın Balotelli ile masaya oturması beklendi, Sergen Yalçın veto etti. Şimdi Kaliniç gündemi var. Trabzonspor da arayışta.Peki, Fenerbahçe ne yapacak?Mandzukiç’le başlayan arayışlar ve dedikodular geride kalırken ön plana çıkan santrfor Edinson Roberto Cavani Gomez… Kısaca Uruguaylı gol makinası Cavani.Paris St.Germain’de sözleşmesi sona eren Cavani, geçen sezonun

Yazının Devamı

Üç beyaz karanfil

14 Eylül 2020

Sezona kırık dökük, yarım yamalak transferle giren, kadrosunda henüz uyum sağlayamayan Beşiktaş, Trabzon’da değerinden çok şey kaybetmiş büyük maçı, büyük bir başarıyla kazandı. Yiğidin hakkı yiğide!.
Önce Sörloth macerası… Gol Kralı Norveçli oğlumuzun (!) Leipzig’e kaçma niyetiyle ortadan kaybolması.
İki gün önce de Sergen Yalçın’ın Covid-19 testinin pozitif çıkması.
Zaten ilk haftaların kararsız, dengesiz, natamam transfer ortamında maçın cilası bile vurulmamışken seyircisiz bir karanlığa yuvarlandı top…
Sergen Yalçın, öğrendim ki, maçı yanında kimse olmadan evde izleme kararı almış. Dahası, “Murat’a (Şahin) hiç karışmayacağım” demiş, ”Sahada değilim. Murat Hoca’nın gördüğünü göremem. O yüzden susacağım. Ama çok ekstrem bir şey olursa, söylerim...”
Sanırım uzun süre sustu Sergen Hoca… Maç o kadar güzel aktı ki Murat Hoca, oyuncu değişikliklerini isabetle yaptı, bağırıp çağırmadan, kararsızlık göstermeden, sakin

Yazının Devamı