Aidiyet: Arda, Gökhan, Oğuzhan

29 Temmuz 2020

Futbolda unuttuğumuz bir şey var: Aidiyet... Bir yere, bir kültüre, bir kişiye ait olma duygusu. O duyguyla paylaşma ve katkıda bulunma arzusu. Kendini o yerin, o kültürün, o takımın bir parçası olarak hissetme, kabul etme alışkanlığı. Böyle bakınca takımların sürekli değişen kadrolarla oynaması, yıl boyu gelen-giden, oynayan - oynayamayan oyuncu farklılıkları takımları çözdü, aidiyet sorunu da derinleştirdi.
Galatasaray’da örneğin… Bütün aksiliklere, talihsizliklere, yanlışlara ve yanılgılara rağmen aidiyet sorunu da takımın belini büken olgulardan biriydi. Şimdi yenilenen ve tazelenen Arda’nın dönüş tartışmalarına biraz da böyle bakmak gerekir. Arda, hem liderlik karakteri, hem de aidiyet bağları dolayısıyla Galatasaray’da büyük boşluğu doldurabilecek bir oyuncudur. Hayır, davranışlarını, yanlışlarını savunmuyorum. Sadece oyun içindeki Arda’dan söz ediyorum.
Biliyorum, Ocak’ta pek çok kişi Arda’nın transferini istiyordu. Sadece Fatih Terim değil, futbolla ilgili çok çok önemli kişiler… Farklı

Yazının Devamı

Saygılar Beşiktaş’a...

26 Temmuz 2020

Koştular, çalıştılar ve çoğuna göre hayal görünen üçüncülük hedefine üç golle ulaştılar. Beşiktaş için hiç de beklenmeyen büyük bir başarı bu.
Kendi adıma başlangıçtan itibaren “hüzünle” izledim Gençlerbirliği - Beşiktaş maçını. Oynadığı oyun, kaptanlığı ve golleriyle Beşiktaş’ın iddiasındaki en önemli adam Burak Yılmaz, bir veda maçı bile oynayamadan, Lille’nin yolunu tutmuştu… Arada böyle bir dramı yaratan alacak-verecek, mahsuplaşma, alacaktan/bonservisten vazgeçme öyküleri de var tabii. Futbolunun en olgun döneminde verimli bir istatistik sağlayan Burak Yılmaz, keşke veda edebilseydi. Barış içinde... Vodafone Park’ta mesela… Hatta seyircisi önünde. Belki de atacağı bir golle... Ayrılıklar böyle olmamalıydı.
Sergen Yalçın yanında sadece 7 yedekle başladı maça. Prince Boateng hafta içinde veda etmişti. Caner ve Lens cezalıydı. Ama asıl drama sahadaydı…
Gökhan Gönül, dört sezondan beri onur ve başarıyla taşıdı

Yazının Devamı

Süper Lig’i seviyoruz

22 Temmuz 2020

Süper Lig’i seviyorum. İçinde barındırdığı acayip tartışmalara, polemiklere, olaylara ve olgulara; iddialara, tehditlere, dayatmalara ve pandemiye rağmen ayakta kalmasını biliyor.

Dahası sırlarını haftalar boyu sürdürüyor. Çekişme, rekabet dediğimiz olguyu giderek genişleterek, daha çok takımlı katılımlarla zenginleştiriyor.
İspanya La Liga’ya bakın: Real Madrid’le Barcelona’nın sırayla, nöbetleşe (!) şampiyonlukları kendi aralarında paylaştıkları (!) “kapalı” bir lig bu... Almanya Bundesliga’ya bakın: Bayern Münih ve diğerleri... Son 11 yılda 9 şampiyonluk! Arada iki yıl, Borussia Dortmund sahneye çıkıp nöbeti (!) yeniden baş aktör Bayern Münih’e devrediyor. Fransa’da Ligue 1 resmen sermaye tahakkümüne yakalanmış durumda. Paris St Germain parayı basıyor, en pahalı yıldızları alıyor ve rekabetsiz şampiyonluk turları atıyor, tek başına! Son 8 yılda 7 şampiyonluğu var. Sadece Monaco 2016/17’de araya girip çıkmış. İtalya Serie A’da son 8 şampiyonluk Juventus’a gitmiş. Birçok nedenle “Dünyanın en iyi

Yazının Devamı

Altıncı şampiyona selam

20 Temmuz 2020

Süper Lig başladığı günden bu yana böyle şampiyonluk maçı görülmemiştir… Yıllarca seyircisi önünde belirleyici son maça çıkan ve final heyecanıyla tribünleri coşturup tur atan takımlar, pandemiyle birlikte ortadan kaybolmuşlardı. Seyircisiz maç o nedenle soğuk ve “resmi” bir havada başladı… Maçı izlerken bir arkadaş, “Abi zaten taraftarları da yok adamların” diyecek oldu. İtiraz ettim; “Seyirciye serbest olsaydı, bu ligin lideri Başakşehir, salt futbolsever kimliğiyle gelenlerin takdirine, alkışına ve coşkusuna mazhar olurdu” dedim.
Yine de 65. dakikaya kadar donuk ve heyecansız da olsa ciddi bir maç seyrettik. Başakşehir bilinen doğru oyunu, alan paylaşımı ve topu akıllı geçişlerle kullanma alışkanlığıyla oynuyordu. Sonra acaip bir şey oldu. Elektrikler iki kez kesildi. Arkadaş, pandemiye alıştık da, bu kesintiyi nasıl anlatacağız genç kardeşlerimize. Onlar böyle kazaları bilmiyor. Biz de unutmuştuk, can sıkıntısıyla hatırlamış olduk. Neyse yirmi dakikalık aradan sonra oyuna döndük.
Evet, donuk, heyecansız bir maç

Yazının Devamı

‘Muhatabım kulüpler!’

15 Temmuz 2020

“Benim işim kulüplerle. Bu işte muhatabım kulüpler. Antrenörler gelip geçici. Maalesef kulüplerimizde bugün varlar, yarın yoklar. Kalıcı olan kulüplerdir. Ben tüm kulüplerimizle yazıştım. Onların görüşlerini ve isteklerini aldım. O danışma sürecinden sonra biz TFF Yönetim Kurulu olarak gelecek sezondan itibaren “yabancı futbolcu ve oyuncuların uygunluğu esasları”nı belirledik. Bu adımdan geri dönüş yok!”
Yusufeli Baraj inşaatında şantiyesi selden büyük zarar görmüş, bölgedeki afet can kayıplarına neden olmuştu. TFF Başkanı Nihat Özdemir, bu sıkıntılı duruma rağmen yine de futbolla ilgili çalışmalarını sürdürüyordu. Dün Ankara’dan İstanbul’a geçmeden önce, Fatih Terim’in yüksek sesle dile getirdiği itirazları yukarıdaki sözlerle karşıladı. Başkan, sanırım Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş’in de görüşünü almış. Futbol Gelişim Direktörü Tolunay Kafkas’ın hazırladığı yabancı oyuncu statüsü ve b takımlarıyla ilgili

Yazının Devamı

Kartal’ın şarkısı

10 Temmuz 2020

Beşiktaş’ın motivasyonu için önemli bir hedef var. Ligi en az üçüncü sırada bitirebilirlerse, olası Şampiyonlar Ligi dahil geniş bir Avrupa kapısı açacaklar. Hiç de küçümsenecek bir şans değil bu. Ne var ki zirveyi puan kayıplarıyla saran kum fırtınası, Beşiktaş’ın da yoluna taş koyuyor.
Kasımpaşa zaten bu ligin en netameli takımı. Son sekiz maçta yenilmedikleri gibi Beşiktaş’a dert açmakta da alışkanlıkları var. Dün de öyle dertli bir maç oynadı Beşiktaş… Önce öne geçtiler (Dk.6 Boyd), sonrasında henüz terlememiş olan Kaptan Burak’ın sakatlanıp çıkmasıyla (Dk.10) hücum karakterli takımdan, zoraki savunma yapmaya çalışan ekibe dönüştüler. Burak’ın yerini Güven’e bırakması sadece bir golcü değişikliği değildi. Kaptan’ın çıkışı Beşiktaş’ın hücum planındaki yaratıcı ve usta katkıyı eksiltmişti. Kasımpaşa önünde baskı gücünü kaybeden Beşiktaş, çok da iyi beceremediği savunma futboluna zorlandı.
Kasımpaşa; Haddadi, Aytaç,

Yazının Devamı

İhtiyaçtan kazandılar

7 Temmuz 2020

Beşiktaş, Galatasaray’ı geçmek, Fenerbahçe’den de kaçmak istiyor, oyun iştahlarına saygı duymak gerek. Maça dinamizm getiren bir neden daha var: Kayserispor yıl boyu sonuncu sırada takılıp kaldı. Sonra bir sıçrama yapıp umut kazandılar. İşte o umut dün üç puanı almasına yetti. Yine de Beşiktaş’ın oynadığı oyundaki olumlu gelişmeyi göz ardı etmemek gerekir.
İki takım da yüksek tempolu bir oyunla kazanmaya oynadı. Hemen söyleyelim: Oyunun ilk yarısında rakibine oranla daha iyi oynayan, gole en sıcak kalan taraf Beşiktaş’tı. Topla oynama oranında da yüzde 65’lik büyüklüğe erişti siyah-beyazlılar. Ceza alanına 25 defa girerken Kayserispor kalecisi Lung’u bir türlü aşamadılar.
Geçen hafta da aynı izlenimi edinmiştim: Beşiktaş sezon biterken inanılmaz bir oyun anlayışıyla açıldı. Önde basmakla kalmıyorlar sadece… Geçiş oyununun en iyi örneklerini sunuyorlar. Rakip yarı alanında, ceza alanında, Beşiktaş çok çabuk ve isabetli paslarla fark yaratıyor. Ama asıl başarıları hücum bölgesinde

Yazının Devamı

Lütfen kulağıma söyle!

1 Temmuz 2020

Kör dövüşü deyin, ya da cephe çatışması… Gürültünün tam ortasında hakem var. Hakem kararları, önce futbol oyun kurallarıyla, sonra futbolun felsefesiyle, derken vicdan muhasebesiyle… Adalet terazisi ile tartışılıyor.

Fenerbahçe-BTC Yeni Malatyaspor maçı…
“Sportif Kaptan Müdür” Emre ile Gökhan Töre birlikte bir hava topuna yükseliyorlar… İki futbolcunun sadece omuz teması (nizami şarj) var… Emre yere düşüyor. Hakem Ali Şansalan Gökhan’a ikinci sarı kartı çıkarıyor… Kırmızı! Malatyaspor 10 kişi kalıyor. Yüzde yüz yanlış bir karar. Ortada faul bile yok.
Vicdani reflekslerle yaklaşıyoruz olaya: “Emre bu ligin en tecrübeli futbolcusu.. Hepsinin abisi. Faul bile olmadığını hakeme söylemeliydi… Hem de kart çıkmadan önce söylemeliydi!”
Bu ikinci sarıdan kırmızılar VAR protokolunun kapsamına alınmalı. Gökhan Töre, ceza alacak. Malatyaspor zaten 10 kişiyken son dakika golüyle yenildi, şimdi iki hafta ceza alırsa takımı küme düşebilir.

Yazının Devamı